Hande Fırat

Ankara’nın soruları

17 Kasım 2018
Türkiye, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde kontrollü, hassas bir süreç yürütüyor.

Cinayetin kapatılmasına, gerçek sorumluların kurtarılmasına izin vermemekte kararlı. Suudi Başsavcılığı’nın Kaşıkçı cinayeti soruşturmasıyla ile ilgili açıklamaları çok yakından takip edildi, yeni soruları gündeme getirdi. Ankara’da üst düzey kaynakların dikkat çektiği soruları sizlerle paylaşacağım.

Suudi Arabistan Başsavcılığı Sözcüsü: İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmet El Asiri eylül ayında Kaşıkçı’nın ikna edilerek, ikna olmaması halinde ise güç kullanarak getirilmesi emrini verdi. Özel ekip oluşturdu. Ekibin görev başkanı (ismi söylenmiyor) müzakerelerin başarısız olmasının ardından öldürülmesine İstanbul’da karar verdi. Ölüm emrini veren, cinayeti işleyen beş kişi bunu teyit etti. Konsolosluk binasında güvenlik kameralarını bozan bir kişiye ulaşıldı.

Gündemdeki sorular:

Madem cinayet önceden planlanmamış idi, neden içerideki ve dışarıdaki kameralar önceden bozuldu?

Neden adli tıp kurumu başkanı ekipte yer aldı?

Ekibin yanında neden ölümcül ilaç ve ceset parçalamak için aletler vardı?

Suudi Arabistan önce yerli işbirlikçi iddiasını Reuters’a sızdırdı, Cumhurbaşkanı

Yazının Devamını Oku

7 dakikalık vahşi cinayet... Liderler: Vahşi ve insanlık dışı

14 Kasım 2018
“BİZ bu cinayetle ilgili ses kayıtlarını bizden isteyenlerin hepsine dinlettik. İstihbarat örgütümüz hiçbir şeyi saklamadı. Suudiler dahil ABD, Fransa, Kanada, Almanya, İngiltere, kim istediyse dinlettik.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Paris’ten dönüşte Kaşıkçı cinayetinde bir kere daha isteyen ülkelerle eldeki delillerin paylaşıldığı bilgisini verdi.

Ses kaydı, vahşi cinayetin en güçlü delillerinden biri.

Türkiye, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın konsolosluktan çıkmaması üzerine hızla önemli bir süreci harekete geçirdi.

İlk etapta “Kayıp mı, içeride mi tutuluyor, cinayet mi” gibi birçok olasılığı aynı anda hızla masaya yatırarak teknik birçok imkânı kullanmaya başladı.

Bunu yaparken hukuki çerçevede kalmaya özen gösterdi.

Hukuki çerçeveye dikkat edilmesi ve uluslararası kamuoyunun düzenli bilgilendirilmesi, özellikle bu cinayetin arka planında Türkiye-Katar, Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri şeklinde yaratılmak istenilen eksenli ve çok amaçlı oyuna da engel oldu.

Emniyet ve istihbarat elindeki tüm olanakları seferber etti.

Ses kaydına da bu şekilde ulaşıldı.

Yazının Devamını Oku

Ben senden sonra eksiğim...

10 Kasım 2018
Ben senden sonra eksiğim.

Biz senden sonra eksiğiz...

Hâlâ gözlerimiz doluyorsa, birbirimize sarılmak istiyorsak, dönüp aynaya bakıp, bulunduğumuz yerlere şükredip aynı zamanda “Daha da iyi olmalıyız, daha güçlü, daha modern, mutlaka hep daha...” diyorsak ve “amasız, fakatsız” saygı duyuyorsak, teşekkür edebiliyorsak evet, eksiğiz...

Geçmişine saygı ve sevgi duymanın yarattığı bu eksikliğin adı 10 Kasım.

1938 yılının hıçkırıkları...

1938 yılının İstanbul’da Karaköy’de pencerelerden atılan düğme sesleri.

O düğme seslerini bize bu 10 Kasım’da bir giyim markası hatırlattı.

10 Kasım’ı 10 saniyede vurucu, ürpertici, tüyleri diken diken edici bir filmle anlattı.

“Markası ne olursa olsun, düğmesi sökülmüş ya da kopmuş ceketlerinizi 9 Kasım günü Kiğılı mağazalarına getirin.

Yazının Devamını Oku

Erdoğan, Trump’a Paris’te ne diyecek? Paris’in kırmızı dosyaları

7 Kasım 2018
11 TEMMUZ 2018 NATO Zirvesi için Brüksel’de, 25 Eylül 2018 BM Zirvesi için New York’ta ayaküstü görüşmeler...

Süreçte bazen kesilen, bazen üst üste yapılan telefon görüşmeleri...

Bunları saymazsak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın kapsamlı yüz yüze görüşmeleri bir yılı aşkın bir süre önce, Eylül 2017’de New York’ta yapılmıştı.

Rahip Brunson ülkesine döndü, temaslar sıklaştı, normalleşme süreci başladı, “en üst düzeyde konuşulabilir” pozisyona geçildi.

Bu pozisyonda iki lider en kritik ve bir yılı aşkın süreden sonra kapsamlı görüşmeyi Paris’te bu hafta sonu yapacak.

Masada çok sayıda dosya var; ayrışmış dosyaların kimi ilerleme sürecinde, kimi tam anlamıyla “sorunlu”.

Biraz daha açalım. 1 Kasım’daki son telefon görüşmesinde yaptırımların eşzamanlı açıklanarak kaldırılmasına karar verilmiş, üstelik Halk Bankası süreci Erdoğan tarafından gündeme getirilmiş, Trump da konuyu Hazine Bakanlığı ile görüşüp bilgi vereceğini söylemişti. Yaptırım dosyasında ilerleme sağlandı; Halk Bankası konusunda Trump’ın Paris’te ne yanıt vereceğini göreceğiz.

İran yaptırımlarında ise Türkiye muaf ülkeler arasına alındı. Ancak görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptırımlara yönelik itirazını mutlaka anlatacaktır.

Tüm bunlar ilerleme sağlanan dosyalar.

Yazının Devamını Oku

Erdoğan ve Trump’ın Halk Bankası diyaloğu

3 Kasım 2018
Kaşıkçı cinayeti konuşulmadı. Fırat’ın doğusu konuşulmadı.

1 Kasım 2018 Trump-Erdoğan telefon görüşmesinin ana gündem maddesi, karşılıklı bakan yaptırımlarının kaldırılması ve eşzamanlı açıklamaydı. İki ülke ilişkilerinin normalleşme sürecindeki önemli adımdı. ABD Başkanı Trump, “Yaptırımları kaldırıyoruz, normalleşme yönünde önemli bir adım atıyoruz” dedi.

Rahip Brunson’ın yargılanma sürecinin bitmesi ve ülkesine dönmesinin ardından yaptırımların kaldırılması konusunda her iki ülkeden de güçlü mesajlar verilmişti. Haber 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda ulaştı. ABD, iki bakana yönelik yaptırımları kaldıracağı bilgisini Ankara’ya iletti. 1 Kasım’da iki liderin görüşmesinde de yaptırımların kaldırılmasına ilişkin açıklamanın Beyaz Saray ve Cumhurbaşkanlığı’ndan eşzamanlı yapılmasına karar verildi. Sadece bu değil, Trump’ın telefonda “Kaldırıyoruz” sözlerinden sonra edindiğim bilgiye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan çok önemli bir talebini yineledi. Aralarında şu önemli diyalog geçti. 

Erdoğan: Biliyorsunuz, Halk Bankası süreci devam ediyor. Artık bu soruşturma sürecinin de düşürülmesini istiyoruz. Normalleşme sürecinde önemli bir adım olacaktır.

Trump: Hazine Bakanlığımla görüşüp nasıl bir yöntem izleyeceğiz, nasıl olacağına bir bakacağım.

Ankara’daki bilgi, soruşturma dosyasının ABD Adalet Bakanlığı’ndan Güney Bölgesi Savcısı’na gönderildiği yönünde. İdari bir kararla da bunun kaldırılabileceği düşünülüyor. Görüşmede Trump’ın bu konuda bilgi vereceğini söylediği belirtiliyor.

Gözler artık Paris’te.

Telefon görüşmesinde liderler Paris’te görüşmek üzere sözleştiler.

11-12 Kasım tarihlerinde yapılacak Paris Barış Konferansı’nda iki lider bir araya gelecek.

Yazının Devamını Oku

Pusu noktasında hipotermi

31 Ekim 2018
GÜNCEL sayılarla Türkiye genelinde 730 terörist kaldı. 81 terörist Tunceli kırsalında.

Türkiye içinde ve dışında başta PKK olmak üzere terör örgütleriyle amansız bir mücadele yürütülüyor. Mücadelenin büyük başarı ile yürütüldüğü bir gerçek, bunun tersini söylemek en hafif tabiriyle art niyetli bir düşünce. Tunceli kırsalı terörle mücadele açısından önem taşıyan alanlardan biri. Çünkü terör örgütü yıllar boyunca bu alanı Karadeniz’e açılmak için bir kapı olarak kullandı. Stratejik anlamda vazgeçilmez gördü. Güvenlik kaynaklarının ifadesine göre “prestij noktası” olarak tanımladı. Diğer alanların aksine Tunceli kırsalında PKK terör örgütü diğer terör örgütleri ile de işbirliği yapıyor. Tüm bu sebeplerle son dönemde Tunceli kırsalında operasyonlar aralıksız sürdürülüyor. Operasyonlar neticesinde terör örgütü alan hâkimiyetini kaybetti, büyük bir kırılma yaşadı.

BİZ UYURKEN

81 teröristin etkisiz hale getirilmesi için biz sıcak evlerimizde otururken 21 timle operasyon başladı. Bu timlerden 9’u Nazımiye kırsalında, 2’si Sarıyayla köyü kırsalına gitti. 23 yaşındaki Uzman Çavuş Asım Türkel ile 26 yaşındaki Ferruh Dikmen’in şehit düştüğü operasyondan bahsediyorum. Allah rahmet eylesin. Asker, jandarma, polis, istihbarat hepsi birlikte büyük bir kararlılıkla terörle mücadele ediyor. Bu mücadele başarı ile sürdürülüyor.

Bu mücadele sırasında iki askerimizin soğuktan, hipotermi geçirerek şehit olması tartışma yarattı. Soruşturma sürüyor. Hepimizin ortak temennisi böylesi üzücü bir olayın bir daha tekrarlanmaması için gerekli tüm önlemlerin alınması. İhmali olanlar varsa da gereğinin yapılması...

Kuşkusuz önümüzdeki süreçte ayrıntılar netleşecektir ama ben edindiğim bilgileri paylaşmak istiyorum.

TİM KOMUTANI (25 EKİM): BU AKŞAM İDARE EDERİZ

İçişleri Bakanlığı’nda ve yerel birliklerde yurtiçinde yürütülen operasyonlar günlük planlanıyor. Her pazartesi günü istihbarat ve koordinasyon toplantısında hava raporları da dahil tüm raporlar masaya yatırılıyor, operasyon planları gözden geçiriliyor.

1 Ekim’de Tunceli kırsalında başlayan operasyon da aynı şekilde kararlaştırılmış. Bu arada çok kritik bir bilgiyi daha paylaşayım. Açık havada terör örgütü İHA’ların sürekli görüntü alması sebebiyle kıpırdayamıyor, bu nedenle de örgüt saldırı, yer değiştirme, pusu gibi eylemleri için özellikle yağışlı ve kötü havayı tercih ediyor.

Yazının Devamını Oku

Salı sallanır

27 Ekim 2018
Ankara sözüdür. Meclis’te grup toplantıları salı günü yapılır ve gündemi sallar.

Geçen salı gününü sallayan isim MHP Lideri Devlet Bahçeli idi.

O andan itibaren de Cumhur İttifakı yerelde niye olmadı, bundan sonra ne olacak, başka işbirlikleri gündeme gelecek mi soruları Ankara’nın en önemli gündemi.

AK PARTİ’NİN YOL HARİTASIEN FAZLA İKİ İSTİFA

AK Parti, Bahçeli’nin “Zoraki görüşmeler bitti” dediği gün harekete geçti.

23 Ekim Salı gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan toplantıda bir dizi karar alındı.

En fazla iki milletvekili belediye başkanı adayı gösterilecek. Bu kontenjan sadece Ankara ve İstanbul için kullanılacak.
Cumhurbaşkanı TBMM’deki aritmetik nedeniyle “İki kişi dışında vekil istifası olmayacak” dedi.

Milli ve manevi hassasiyetleri AK Parti’ye uyan, ama AK Partili olmayan bazı isimler de tercih edilebilecek. (İzmir’de İzmir Ticaret Odası Başkanı

Yazının Devamını Oku

Herkes kendi yoluna mı?

24 Ekim 2018
7 AĞUSTOS 2016: ‘Cumhur İttifakı’nın temelini oluşturan ‘Yenikapı ruhu’nun ortaya çıkışı

16 Nisan 2017: MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin önerisi ile başlayan süreçte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için halkoylaması

24 Haziran 2018: İki liderin imzaladığı ve resmi protokolünde “Cumhur İttifakı sadece bir seçim ittifakı olmayıp Türkiye’ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında millî ve ahlâkî bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir” ifadesinin yer aldığı Cumhur İttifakı’nın seçime girmesi.

Bu önemli tarihlerde kurulan “tarihi birliktelik”, yerel seçimler için dün, yani 23 Ekim günü başlamadan sona erdi. Bahçeli’nin deyimiyle “zoraki görüşmeler” bitti, Erdoğan’ın deyimiyle ise “herkes kendi yolunda” ilerleyecek.

Kamuoyunun önünde ya da kameralar karşısında kimse “Cumhur İttifakı bitti” demedi, diyemedi. Aksine liderler ittifak ruhunun süreceği mesajını verdiler.

Burada iki önemli gerekçe olduğunu düşünüyorum. Liderler iki partinin bu ittifakın ruhuna oy vermiş seçmenlerini göz önünde bulundurmuştur. Siyasette her an yeni bir hesap yapmanın gereğini de düşünmüş olabilirler.

Liderler biraz daha ihtiyatlı yaklaşsa da hem MHP’den hem de AK Parti’den duyduğum ortak cümle “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” oldu.

Beş ayda af, hediye uçak, andımız, fındık üreticilerinin sorunu, emeklilikte yaşa takılanlar, yerel seçimde işbirliğinin çerçevesi konularında iki parti arasında ciddi görüş ayrılığı yaşandı.

AYNI HASSASİYETİ GÖREMEDİK

Yazının Devamını Oku