Yargıya doğru belgeler gidince sorun yok

Bazı sorunların bu duyarlılıkla çözülmesi.Üstelik devletin tüm kademelerinin de bu duyarlılığa "şapka çıkartması".İzmir’de halkla denizi buluşturan ender mekanlardan olan seyir teraslarının hikayesi malum. İşin ilginç yanı, bu sancının geçmişinin 2002 yılına dayanması. O günlerde görevde olan bir bakanın "hemşehri kıyağının sonucu".Hani hep denir ya, "bilgisiz ellerin, beyinlerin kötü faturası".Öyle işte. O günlerdeki bir yanlış, 5 yıl sonra İzmir’de sıkıntı yarattı.Şimdilik yıkım yok. Ama konunun çözümü gerekiyor. Onun için de başvurulan yüce makam; Yargıtay.Bu kez yargının önüne derli toplu bilgi ve belgeler sunulacak. Gerekli izinler, bu konuya muhatap birimlerin onayı, yasal prosedür. Bugüne kadar maalesef konu uyutulmuş. Bayındırlık Bakanlığı’ndan, Denizcilik Müsteşarlığı’ndan "destek içerikli" değerlendirmeler gönderilecek. Denizcilik Müsteşarı’nın bir süre önce çay içtiği, "ne güzel bir yer" dediği alan özgür olacak. Yargının elinde doğru ve yeterli bilgi ve belgeler olunca da...Sorun yok. Konunun bu aşamaya gelmesine katkı koyan herkese teşekkür borcu var. Kimler mi örneğin; ilgili bakanlar, İzmir Valisi, İzmir Belediye Başkanı, Denizcilik Müsteşarlığı Bölge Müdürü, İzmir Liman Başkanı.Bir de. Deniz ve güzellik sevdalısı İzmirliler. Cahit Külebi’nin şiiri şimdi daha güzel:"İzmir’in denizi kız/kızı deniz/Sokakları hem kız, hem deniz kokar".