Koruyucu aileler için profesyonellik!

"Beyaz Melek" toplumdaki önemli bir yaraya parmak bastı. Yaşlılara daha çok sevgi ve saygı...

Devletin himayesi, özeni...

Eğitimde bu anlamda yenileşme...

Kültürde, sağlıkta ciddi atılımlar...

Bir film bile bir çok anlamda bakış açımızı değiştirdi.

Geçici bir süre için de olsa!...

Bazı sorunların tartışılması bile güzel.

İşte buradan yola çıkarak bir başka yaraya değinmek istiyorum:

Sahipsiz çocuklar.

Bir bölümü devlet yuvalarında, bir bölümü sokaklarda...

Olumsuzluğun, sorunun tam göbeğinde...

Sokaktaki sahipsiz çocuklar için özel politikalar üretilmesi gerekliliği ortada.

Yani... Konu; ne tam devletin, ne yerel yönetimlerin.

İşbirliği içinde.

Ve sivil toplum örgütlerinin tam sinerjisini de arkaya alarak...

Yoksa... Çözüm; zor.

Bu konuda öyle duyarlı sivil toplum örgütleri var ki...

El ele verilse... Onlara biraz maddi olanak yaratılsa...

Bir çok sorun aşılacak.

Olayın bir başka boyutu; Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki çocuklar.

Devletin olanakları çerçevesinde koruma, kollama.

Eğitim, altyapı, sağlık... Ve geleceğe hazırlama...

Kimse kendini aldatmasın; bu konuda tam başarı yok.

Bu yılların sorunu. Gelecekte de olacak.

Ancak... Benim son dönemlerde dikkatimi çeken, önemli bir gelişme.

Devletin bu konudaki duyarlılığının artması.

Çocukların aydınlık bir geleceğe koşması için aralanan yeni pencereler.

Bunlardan biri de "profesyonel koruyucu aile uygulaması".

Bir süredir deneniyor.

Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun bu anlamdaki atılımları olumlu.

Şov yapmadan, soruna eğilerek ve çözüm bularak çalışıyor.

Halk tipi, ama profesyonelce bir çalışma desem!

Evet öyle!

Koruyucu aile uygulaması; sahipsiz çocukların sıcak bir yuvaya kavuşmaları demek.

Farklı bir aile ortamı. Yuva sıcaklığı. Sosyal ilişkilerde açılım.

Yani... Bir mutluluk penceresi... Yani... Bu çocukların yitip gitmesinin... Belki de yanlış ortamlara sürüklenmesinin önlenmesi... Bir ölçüde...

Bir çocuğun kurtulması, topluma kazandırılması bile geleceğimiz adına önemli bir adım.

Şimdi bu çabalar "profesyonellik"le geliştiriliyor.

Yani... Devlet koruyucu ailelere ekonomik katkı yapıyor.

Bu konuda da il özel idareleri ve valiler devrede.

Ne güzel!

250 - 500 YTL katkı konulan ailelerin birlikte bir yaşamı paylaştıkları çocuklara yeni olanaklar sundukları kesin.

Yani... Mutluluk ve refahı arttırma çabaları...

Bunların hepsi; geleceğimiz için. Mutlu bir gelecek.

Ulu Önder Atatürk’ün büyük önem verdiği gençlerin çağdaş, eğitimli ve donanımlı olarak önemli hizmetler yaptığı bir Türkiye!

Bunun için de koruyucu aile uygulamasına destek vermekte yarar var.

Olanağı olanlar, devletin gösterdiği kriterlere uyanlar neden bir çocuğa sıcak yuva sağlamasın? Aile sevgisi?

Bu güzel bir gelecek için de atılan güzel tohumlar değil mi?
Yazarın Tüm Yazıları