İzmirli kararlı... Artık... İzmir’in heba edilmesine, rant oyunları arasında paylaşılmasına izin vermeyecek.
İzmir kıymetli. İzmir önemli.
Çünkü... Başka Ege’nin incisi yok! Başka İzmir yok.
Ankara; devletin başkenti. Bürokrasinin, hükümetin.
İstanbul ise; finansın başkenti. Ekonominin, borsanın, bankacılığın... Hatta sigortacılığın...
Ya İzmir? İzmir neyin başkenti?
İzmir de başkent olmayı hak etmiyor mu?
Bir süreden beri katıldığım panel ve toplantılarda bunu vurgulamaya çalışıyorum.
İzmir’in de başkent olduğunu. İzmir’in gücünü ve önemini.
Kişilerin değil, bakış açısı ve vizyonun önem ve gerekliliğini.
İzmir de; eğitim ve öğretimin, fuarcılığın, teknolojik gelişmiş sanayinin, denizciliğin, turizmin, yat ve sağlık turizminin, jeotermal turizmin başkenti olmalı.
Düşünün; gelişen sanayisini ve ihracatını kaliteli üniversitelerle taçlandıran bir İzmir.
Bugünkü gibi 5 - 6 değil, 10 - 12 kaliteli üniversitenin yer aldığı. ARGE merkezi.
Yabancı dile önem veren okulların (ilköğretim ve lise düzeyinde) kaliteli eğitim verdiği bir kent.
Sadece Türkiye çapında değil, dünya çapında öğretim üyelerinin koştuğu bir İzmir.
Yaşamaktan, görev yapmaktan keyif duyduğu bir kent.
İzmir için olduğu kadar Ege Bölgesi için de önemli bir açılım.
Zor mu? Yapılamaz mı? Öyle kolay ki... Sadece biraz çaba, biraz vizyon ve sevgi...
Ve turizm. Tarih ve kültür turizmi. 8 bin yıllık tarihi ile hayranlık uyandıran bir coğrafya.
Sevgi, çağdaşlık ve hoşgörü kenti.
Sağlık turizmi. Jeotermal turizm. Yat turizmi. İçimizdeki gizli bir hazine.
Yeni yüzyılın en önemli trendi; uzun ve sağlıklı bir yaşam.
Bunun için de sağlık turizmi.
Sağlık katan suları ve iklimi ile bir "uzun yaşam kenti" İzmir.
Jeotermal kaynaklarını Türk insanı kadar dünyaya açan ve bununla büyük bir ekonomik zenginlik yaşayan, dünya çapında ün kazanan Ege’nin incisi.
Evet; İzmir bu kimliklerle geleceğe koşmalı.
Eğitimin, sağlığın ve uzun yaşamın başkenti olarak.
Bunları gerçekleştirmek zor mu?
Ne zoru? Önemli olan; beyinlerdeki zincirleri kırmak.
Kavgaya yönelen sinerjiyi toplumsal hizmetlere kaydırmak.
Geçmişleri "kirli" insanlara "dur" diye haykırmak: "Yeter"...
"Ben" ve "yandaşlarım" yerine "biz" ve "kentim, ülkem" diyebilmek...
Bunu yapanları yüceltmek...
Ve halkı, kenti, ülkeyi "ben" egosundan sıyrılıp sevmek. Her şeyin başı bu? Ne olur biraz böyle düşünsek...