Geçen gün ünlü La Scala ile sükse yaptılar. Pariste delegeleri ağırladılar.
25 Mart’ta yeni sürprizleri var. Şov, moda, müzik.
Sonra Cumhurbaşkanları delegelerle birebir görüşmeler yapacak.
Son dakika hamleleri. Plan böyle.
Ancak... İç çekişmeler... Siyasi belirsizlik...
EXPO yolculuğunda Onlar’a bir parça darbe vurdu... Bu kesin.
Nitekim İtalyan gazete ve dergilerinde bu yönde yorumlar var:
"İzmir daha avantajlı. Son bir gayret. Almak için daha çok çaba..." türünde...
İzmir ise kararlı yürüyüşüne devam ediyor. Geçen hafta Fazıl Say’ın konserinden sonra ki izlenimleri kulağımla işittim:
"Harikaydı. Büyük keyif aldık. Türkiye’nin kültür ve sanattaki gelişmişliği bizi etkiledi"...
Son virajda hükümetin ağırlığı önem kazanıyor.
Yani... Özellikle ekonomik ve ticari ilişkilerle ilgili olarak "yapılacaklar"...
Bu işin "gereği"...
Sonuçta ortada en az 15 milyar dolarlık bir yatırım, yılda 15-16 milyon turistle yaşanan sirkülasyon, yaratılan katma değer var.
Yani... Önemli bir ekonomik açılım...
Bu çerçevede de ülkeler karar verirken elbette kendileri açısından "en verimli" olacak ülke yönünde tercih koyuyor.
İşte bu noktada eğer Türk hükümeti "aktif ve etkin" olursa diyecek bir şey yok...
Yani... EXPO çantada...
Yoksa... Son dakika hamlelerinde İtalya etkin olursa...
Vay ki vay...
Bir yandan son kulis atakları... Bir yandan devlet düzeyindeki girişimler...
Ve Türkiye’nin kültür sanat çıkartması da devam ediyor.
Fazıl Say’dan sonra yeni etkinlik: Anadolu Ateşi. Mustafa Erdoğan’ın dans, renk, uyum ve müziği birleştirdiği harika bir yapım.
Defalarca seyrettim, her seferinde ayrı bir keyif.
Bu kez Paris’te Palais de Congres’de "Anadolu Ateşi"... Aslında "İzmir ateşi"...
Çünkü... Dostum Mustafa Erdoğan; Anadolu Ateşi’ni EXPO’nun sağlık teması ile İzmir’in güzellikleri ile öyle uyumlamış ki... Harikaydı...
Delegeler, Büyükelçiler, salondaki konuklar ayakta alkışladı.
Büyük bir keyif... Büyük bir mutluluk...
Tüm söylenenlerin, konuşmaların ötesinde kültürün, sanatın ateşi ile büyüyen güzellikler... Filizlenen yeni umutlar... Ve dillerde şu sözcükler: "İzmir EXPO’yu hak ediyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin EXPO’da yeniden yüreklenmesi, heyecan kazanması için tercihler Türkiye’den yana konmalı. Yoksa EXPO’ların geleceğine de gölge düşebilir. Öyle ya, Polonya, Fas... Kaybeden ülkeler... Bu kez zaten her şeyi hazır, EXPO’ya alışık bir Milano mu? Yoksa heyecanı, açılımları ile EXPO’ya da farklı bir boyut getirecek İzmir mi?".
Evet, bunlar her yerde konuşuluyor.
Ama... Yine de son sözü delegeler söyleyecek.
Yani... 140 ülkenin temsilcileri...
O güne kadar da gözler biz de...
Çok çalışmalı, özellikle ekonomik açılımları netleştirmeliyiz...
Şunun şurasında aydınlığa ne kaldı. 16 gün. 16 güncük!...
ESİN AĞABEY UNUTULUR MU?
Mazhar Zorlu, Haşmet Uslu, Zeki Özkul, İhsan Alyanak, Ahmet Piriştina gibi unutulmaz bir isim...
İzmir’in beyefendisi, ağabeyi. Ege Tütün İhracatçıları Birliği’nin kurucusu, Başkanı. Altay’ın unutulmaz önderi. Genç yaşına büyük başarılar sığdıran, güzel insan Mahmut Özgener’in sevgili babası. 71. doğum gününde aramızdan ayrılan ağabeyimiz, Esin Özgener.
İzmir, iş alemi, spor dünyası, Altay, Esin Ağabey’i unutmayacak.