Paylaş
Mardin 300 milyon dolarlık ihaleyi kazanabilecek mi?
Türkiye'de 300 milyon doların üstünde bir ihale açılır da içinde gariplikler olmaz mı? Nadiren olmaz. Ama istisnalar kaideyi bozmaz. Bugünlerde Ankara'da TCDD ihalesinde perde arkasındaki ismin Mehmet Üstünkaya olduğu konuşulmaya başlayınca Cumhuriyet Gazetesi'nden Olcay Aydınlık bu ihaleyi araştırmış ve arkasından ‘‘Kuşkulu lokomotif ihalesi’’ başlığı ile haberini yazmış. Haberin spotunda ise ‘‘TCDD ihalesinde perde arkasındaki isim, Çiller'in yakını Mehmet Üstünkaya çıktı’’ ifadesini kullanmış.
Haberde bir tanıdık isme daha rastladım; Vedat Mardin. Yazları Göcek'te dostları ile birlikte tatilin tadını çıkarır. Üstelik bu yaz için şimdiden çok daha güzel ve büyük bir tekne ısmarladı. İstanbul burjuvazisinin yakından tanıdığı Leyla Mardin'in eşi Vedat Mardin'in Mehmet Üstünkaya'ya olan yakınlığını herkes bilir. ‘‘Mardin, Üstünkaya'nın gizli ortağıdır’’ diye konuşulur. Hatta Mardin, geçtiğimiz yılbaşını da Üstünkaya çifti ile birlikte Monaco'da geçirdi.
TRANSFER MERKEZİ
DYP iktidardayken ANAP'tan bazı transfer işleri Çillerler'in duvarsız komşusu Üstünkaya'nın yalısından organize edilirdi.
Sıcak bir yaz günü Büyükada'nın ünlü ve eski bir ailesinin evinde öğlen yemeğine davetliler arasında Mardin çifti de bulunuyordu. Gün boyunca cep telefonları ile Boğaz'daki duvarsız yalıyı arayıp yalıda bulunan ve her ikisinin de yakın arkadaşı olan ünlü bir gazeteciyle bilgi alışverişinde bulundular.
Mardin çifti her telefon konuşmasının özetini vererek meraklıları rahatlatmaktaydı. ‘‘Transfer işi bitti, şu isimler transfer oldu’’ diye diğer konuklarla uzun uzun sevinçlerini paylaştılar. Üstünkaya, Çillerler'le komşu olarak yaşadığı iyi günlerinde gizli konuklar gazetecileri atlatmak için Üstünkaya'dan yan yalıya yürüyerek giderler ve görüşmelerini tamamladıktan sonra tekrar Üstünkaya'nın tekrar evinden sokağa çıkarlardı. Bu kez de öyle olmuştu...
GELELİM İHALEYE
1997 Şubat ayında açılan bir ihaleden bahsedeceğim sizlere. TCDD'ye 60 adet elektrikli ana hat lokomotifi alınması için ihale açılmış. 97'den sonra bu uzatıla uzatıla 1998'e kalmış. Teklif verme süresi kısa tutulunca zaten katılan firma sayısı da kısıtlı olmuş. Kısalığı yüzünden ihaleye katılan Alman Siemens, ABB ve İtalyan Fiat zamanında teminat mektuplarını yetiştiremediler. Bu şekilde ihale rakipsiz kalan GEC Alsyum firmasında kalmış. Şirketin teklifi de şartnameye aykırı bulunuyor.
Mardin, Cumhuriyet'e yolladığı açıklamasında, ‘‘Ben bu firmanın temsilcisiyim, ama artık sadece yedek parça işine bakıyorum’’ demiş...
Ben de ihaleyle ilgili olarak önce TCDD Genel Müdürünü arkasından da komisyon başkanını aradım. Her ikisi de hemen telefonuma çıkarak beni açıklamaları ile rahatlattılar.
Genel Müdür Tekin Çınar, 26 yıldır TCDD'de çalışan biri. Konusuna hakim ve tecrübeli biri. Aynı müessesede müfettişlikten başlayıp kademe kademe yükselerek Genel Müdür olmuş...
Çınar, ‘‘İhale devam ediyor özel komisyon kuruldu ihale sonuçlanmış değil’’ açıklaması yaptı. Ben Mardin'le tanışıp tanışmadığını sordum. ‘‘Her mümessil teklif zarflarını kendisi getirir. Çok uzun zamandan beri yakın tanıyorum. Son ihaleye kendisi katılmadı. Kimin katıldığını da hatırlamıyorum’’ dedi. Ben de Komisyon Başkanı Aydın Er Sarıkaya'yı aradım.
İhalenin olduğu gün Vedat Bey de Gec Alsyum adına yedek parça ihalesine girmiş. Vagon ihalesine giren firmanın Ankara temsilcisi George Thwaites olmuş. Anlaşılan Vedat Bey'in iki yerde birden zarf vermesine imkan yoktu ki ayrı ayrı girmişler. Açıklamasında da bu konuyu ‘‘Ben sadece yedek parça ile ilişkimi sürdürüyorum’’ diyerek savunmuş. Yedek parça ihalesinden ise atılmış. Komisyon başkanı ile de arasında sert bir tartışma çıkmış.
Aydın Bey, Vedat Bey'in teminat mektubunu eksik bulunca kendisine bu ihaleden çekilmesi lazım geldiğini söylemiş. Bunun üzerine sinirlenen Vedat Bey, ‘‘20 yıllık temsilcinizi nasıl ihaleden çıkarırsınız?’’ demiş. Aydın Bey, ‘‘Size verdiğimiz forma uymadınız. Getirdiğiniz teminat mektubu istenen standardlara uygun değildi. Biz devleti temsil ediyoruz buna aynen uymak zorundasınız’’ demek zorunda kalmış...
Aydın Bey'in açık tavrı çok hoşuma gitti. Bir de müjdesi vardı. Artık bizim ihaleleri herkes Internet'ten izleyebilecek. İşte devletten beklediğimiz şeffaflık.
Paylaş