Woody Allen’ın İstanbul’u nasıl olurdu?

Woody Allen’ın Barselona’da film çekmesi bu şehri kıskanmam için bir neden daha. Şimdi düşünün... Allen İstanbul’da bir film çekiyor olsaydı, zaten yıldızı yükselişe geçmiş sevgili şehrimiz nasıl bir patlama yapardı.

Bugünlerde yolunuz Barselona’ya düşerse...

Pek sevdiğim, dahası çocukluk arkadaşım yaşadığı için gönülden bağlı olduğum bu şehrin tam göbeğindeki Ramblas Caddesi’nde şöyle bir sahne görmeniz mümkün: Yönetmen-oyuncu Woody Allen, kafasında kendisini güneşten koruyan kocaman şapkasıyla kameraların arkasında Scarlett Johansson’a direktifler yağdırmakla meşgul.

Yeni çekimine başladığı filmin adı da zaten Barselona.

"Film, Barselona’ya ve bu şehirden dünyaya bir aşk mektubu. Aynen Manhattan filminin New York’a bir aşk mektubu olması gibi..."

İspanya’nın iki gözde oyuncusu Woody Allen’ın kadrosuna dahil.

Daha geçenlerde L’Oreal’in rimel reklamında takma kirpik kullandığı ortaya çıkan güzeller güzeli Penelope Cruz ile yakışıklı Javier Bardem.

Barselona’ya aşk mektubu aynı zamanda üçlü bir aşk ilişkisinin hikayesi.

İki kadın (Cruz ile Johansson) aynı erkeğin peşinde.

Woody Allen’ın hiç vazgeçmediği girift romantik ilişkilerinin mekanı olarak bu kez Barselona’yı seçmesi bu şehre aşırı düşkünlüğünden olmayabilir de.

Arkasına hem Barselona Belediyesi’nin hem Katalonya Hükümeti’nin maddi desteğini alması bende bazı soru işaretlerine yol açtığı gibi Barselonalıları da ikiye bölmüş.

Hemen izah ediyorum.

Barselona Belediyesi’yle, Katalonya Hükümeti’nin filme verdiği 1.5 milyon Euro’luk destek İspanyol sinema tarihinin en büyük kamu desteğiymiş.

İşte bu yüzden bir kısım Barselonalı "Vergilerimiz neden ünlü Amerikalı bir yönetmene gidiyor" diye öfkeli.

Bu parayla genç yetenekli Katalan yönetmenlerin desteklenebileceğini düşünenler çoğunlukta.

ŞEHİR İÇİN BÜYÜK REKLAM

El Periodico
Gazetesi’nin anketinde Katalanların yüzde 75’i Woody Allen’a sağlanan maddi desteğin "abartılı" olduğu görüşünde.

Geri kalanlara gelince, film Barselona’yı dünyaya tanıtacağı için pek memnunlar.

Barselona Belediye Başkanı Jordi Hereu de "Film şehrimiz için büyük bir reklam olacak" demiş.

Doğrusu aynı fikirde değilim.

Barselona zaten yeterince bilinen bir marka.

Bilenler bilir. Son yılların en önemli turizm destinasyonu. Fazlasıyla popüler.

Bizim Beyoğlu’nda bile Barselona diye bir lokantanın olduğunu hatırlatırım.

Şehrin marka değerine bir katkı sağlayacağına inanmasam da Woody Allen’ın bu şehre nasıl bir gözle bakacağını da merak etmiyor değilim.

Mutlaka Ramblas Caddesi’ne, şehrin kuytu sokaklarına ya da Picasso Müzesi’ndeki bir İspanyol güzeline kaygılı ruhunun bakışını yerleştireceği bir film karesi olacaktır.

Barselona tarihi, coğrafi özelliklerinden ötürü İstanbul’u çağrıştırır.

İstanbul benim için dünyada biricik olsa bile durum böyle.

Dolayısıyla bu şehrin gelişmesini, hızla serpilip güzelleşmesini öteden beri gıptayla izlerim.

KISKANMAK İÇİN BİR NEDEN DAHA

Woody Allen’
ın burada film çekiyor olması Barselona’yı kıskanmam için bir neden daha.

Şimdi düşünün... Woody Allen, İstanbul’da bir film çekiyor olsaydı, zaten yıldızı yükselişe geçmiş sevgili İstanbul’umuz nasıl bir patlama yapardı.

Yanılmıyorsam iki yıl önce kasım ayıydı. Woody Allen’ı, New Orleans Caz Grubu’yla İstanbul’da ağırladık.

Kendisini ailesiyle birlikte Sultanahmet, Kapalıçarşı’da filan gezdiren genç İKSV’li bir arkadaşımdan biliyorum.

Woody Allen çocuksu şaşkınlığıyla bayılmış gördüklerine.

"Büyülendim" demiş arkadaşıma.

Acaba diyorum tam da 2010 Avrupa Kültür Başkentliği’ne hazırlanırken burada bir film çekmesini önerseydik?

Belki belediyeden bütçe filan da istemezdi.

Kim bilir nasıl olurdu Allen’ın İstanbul’u?

New York’lu entelektüelin dünyanın bu tarafında gezdireceği kamerasından ne cinler çıkardı kim bilir?
Yazarın Tüm Yazıları