Türklerin sadece yüzde 36’sı Medeniyetler İttifakı’na inanıyor
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
DAVOS’a tam bir gün kala Dünya Ekonomik Forumu ilginç bir rapor göndermiş.
Rapor, Müslüman dünyasıyla Batı arasındaki ilişkileri ele alıyor.
Dünya Ekonomik Forumu ve Georgetown Üniversitesi’nin işbirliğiyle hazırlanmış.
Önemi şundan:
Müslüman ve Batı toplumlarının siyasi, toplumsal, ekonomik ve kültürel açılardan birbirlerini nasıl algıladıklarına ilişkin şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı çalışma.
Büyük bir olasılıkla önümüzdeki günlerde Davos’ta sıklıkla gündeme gelecek.
Raporda, bazı ülke vatandaşlarının Batı ile Müslüman dünyası arasındaki ilişkilere nasıl baktıklarıyla ilgili bir sıralama yer alıyor.
En iyimser olanlar Bangladeşliler.
Bangladeş’te Batı ile İslam arasında bir diyalog konusunda iyimser olanların oranı yüzde 50.
İspanya ile Medeniyetler İttifakı’nı üstlenmiş olan Türkiye’de ise bu oran yüzde 36.
İspanya’da ise yüzde 33.
Her iki ülkede bu düşük oranlar hayli düşündürücü.
Medeniyetler İttifakı projesi gibi iddialı bir proje başlatmış olan her iki ülkenin vatandaşlarının çoğu bu konuda iyimser değil.
Aklıma takılan soru şu:
Daha geçen hafta büyük bir tantanayla Madrid’de "Medeniyetler İttifakı Forumu’nu gerçekleştiren Türkiye ve İspanya daha kendi vatandaşlarını bile ikna etmemişken bu diyalog işini nasıl başaracak?
Uluslararası platforma çıkmadan önce her iki ülkenin de, "içerde insanların fikirlerini değiştirmek için ne yapmalıyız" diye düşünmeleri gerekmez mi?
Raporun ortaya çıkarttığı diğer ilginç bir sonuca değinmek istiyorum.
Batı ile Müslüman dünyası arasındaki diyalogda, uluslararası politikaların yanısıra "entegrasyon" meselesinin önem kazandığı belirlenmiş.
Avrupa’da entegre olmuş Müslümanlara örneğin diyalog için önemli bir faktör gözüyle bakılıyor.
Almanya’daki Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Faruk Şen’in verilerine göre, Avrupa’da halen 17 milyon Müslüman göçmen var.
Bunların arasında en büyük grup 5 milyon 200 bin ile Türkler.
Magripliler yani Kuzey Afrikalılar ikinci sırada.
Yine Şen’in verilerine göre en iyi uyum sağlayanlar Türkler.
Madem ki, Türkiye Medeniyetler İttifakı için kolları sıvamış...
O halde ne yapacak?
Bir yanda içerde iyimserlerin oranını yükseltmeye çalışırken, diğer yanda Avrupa’daki Türklerle " diyalog için nasıl bir işbirliği yapmalıyız" meselesine kafa yorması iyi olmaz mı?
Davos’taki ’360 derece Türkiye’ gala yemeğini Do&Co hazırlıyor
CATERİNG hizmeti veren dünyanın sayılı şirketleri arasında olan Atilla Doğudan’ın Viyana merkezli Do&Co Şirketi’ni ilk İstanbul Grand Prix’si sırasında duyduk.
Formula yarışlarının pek çoğuna "catering" hizmeti veren Do&Co iki yıl önce THY ile anlaştı.
THY ile uçanlar artık Do&Co’nun mutfağına aşina.
New York, Miami, Frankfurt, Londra Heathrow havaalanlarında "gurme mutfakları" olan Do&Co bu yıl Davos’ta heyecanla beklenen "Türkiye 360 derece" konseptiyle hazırlanan Türk gecesinin yemeklerini hazırlıyor.
Bu arada aynı gece bir davet veren Fransa’nın hazırlıklarına gözüm ilişti geçenlerde.
Fransızlar efsanevi müzik grubu Abba’nın "Benimle dans etmek ister misiniz" şarkısından esinlenerek daha fazla müziğe ve dansa ağırlık vermiş.
Programda, mesleğini Paris’te sürdüren Güney Koreli soprano Yun Jung Choi, koreograf Fred Deb, hip-hop dansçıları var.
Görünen o ki, o gece Fransa ile Türkiye arasında ilginç bir rekabet yaşanacak.
Turmepa’nın balık çiftlikleri için önerileri
GEÇTİĞİMİZ günlerde 13. kuruluş yıldönümünü kutlayan Turmepa-Deniz Temiz Derneği, balık çiftliklerindeki çipura ölümleri üzerine bir bilgi notu göndermiş.
"Turmepa üç yıl önce uyarmıştı" diyor.
Balık çiftliklerinin yarattığı sorunlara karşı ne gibi önlemler alınması gerektiği konusunda ise şunları söylüyor:
Balık çiftliklerinin acilen turizm dışı açık denizlere çekilmesi için çiftlik sahiplerine uygun kredi desteğinin sağlanması.
Yapılması gereken acil uygulamalar zaten "kıyı master planının" içinde. Dolayısıyla hükümet beklenen kıyı master planını hazırlayıp hemen devreye sokmalı.