Birkaç yıldır, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, kendini küresel ısınmanın muhtemel sonuçlarını anlatmaya adadı ve yaptığı bine yakın sunumla yıldızlaştı.
Gore’un bu çabası sadece yeryüzünün geleceği uğruna mı, yoksa gönlünde başka bir aslan mı yatıyor?
Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore değişmiş.
Yıllar önce Washington’da Demokrat Parti kurultayında Bill Clinton ile birlikte gördüğüm Al Gore ile İstanbul’da Çırağan Sarayı’nda dinlediğim Al Gore arasında dağlar kadar fark var. Çevreci Al Gore, Başkan Yardımcısı Al Gore’dan daha rahat, daha öz güvenli.
Washington’da şimdi adını unuttuğum dev bir spor salonunda önce sahnede konuşan ardından masaları dolaşan Al Gore sanki daha toy, daha utangaçtı.
Bilmem belki de gecenin yıldızı Bill Clinton olduğundan. Clinton’ın parıltısı Al Gore’u gölgelemişti. Çevre tutkusu ise Al Gore’u "yıldızlaştırmış".
İstanbul’daki sunumunda (iki binden fazla sunum yaptığı söyleniyor) iyi konuşmacı, iyi oyuncu ve iyi bir entelektüel olduğunu ortaya koyuyor.
Çevreyi nasıl kirlettiğini öğrendiğinde, 4x4 cipinden vazgeçen Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger’i taklit ederken salondakileri güldürüyor.
ABD’de 2000 yılındaki başkanlık seçimlerinden en fazla oyu almasına karşın yenik çıkması sanki Al Gore’u olgunlaştırmış. Uğradığı haksızlık üzerine küseceğine, ya da saldırganlaşacağına kendi deyişiyle "avucumuzdan kayıp gitmekte" olan yeryüzünü kurtarma peşine düşmesi onu başka bir insana dönüştürmüş.
Hani "beni öldürmeyen güçlendirir" derler ya öyle bir şey..
TEHLİKEYİ HİSSEDİN
Şimdi Al Gore’un tek derdi daha çok insanın dikkatini çevre felaketine çekmek.
Dört yıldan beri ülkesinde kilometrelerce yol kat etmiş olan Al Gore, Oscar ödüllü "Uygunsuz Gerçek" filminin de katkıyla Amerikan kamuoyunun dikkatini çekmeyi başarmış.
Bu uzmanlara göre "ABD tarihinin en anlamlı kamuoyu uyanışı." Amerikalılar artık "küresel ısınmaya" karşı daha duyarlı. New York Times ile CBC’in ortak bir araştırmasına göre, Demokratların yüzde 90’ı, Cumhuriyetçilerin ise yüzde 60’ı Gore’un "kriz" diye tanımladığı çevre felaketine karşı hemen önlem alınmasını istiyor.
Eski ABD Başkan Yardımcısı’nın İstanbul’daki sunumunda verdiği rakama göre, ABD’de 514 şehir Kyoto’nun imzalanmasından yana. "ABD köleliği kaldırdı, kadınlara büyük haklar verdi, Ay’a gitti, neden çevre konusunda bir devrim yapmasın?" diyor. Hem ülkesinin bir şeyler yapabileceğinden umutlu, hem nice badireler atlatmış insanlıktan.
GÖNLÜNDEKİ ASLAN
İstanbul’da neredeyse iki saat durmadan konuşan Al Gore acaba bu potansiyelini önümüzdeki yıl başkanlık yarışında kullanır mı?
Mayıs ayının son haftalarında Al Gore’u kapak konusu yapan Time Dergisi işte bu soruyu soruyor. Yani Al Gore’un "yıldızlaşması" sadece yeryüzünün geleceği uğruna mı, yoksa eski Başkan Yardımcısı’nın gönlünde başka bir aslan mı yatıyor?
İstanbul’daki sunumda kocasını yalnız bırakmayan Tipper Gore "Etrafındakiherkes politikaya dönmesini istiyor. Ama istediği bu değil" diyor. Ama "Asla politikaya dönmez" de demiyor. "Ne karar verirse onun yanındayım" diye ekliyor.
Al Gore’un başkan adayı olarak politikaya döneceğini iddia edenlerin ilginç argümanları var: Bir tanesi hızla kilo kaybetmesi. Gerçekten birkaç ay öncesine kadar çok şişman görünen Al Gore’u, İstanbul’da çoğu kilolarından kurtulmuş gördük. Neredeyse takım elbisesi içerisinde yüzüyordu. Bir diğer argüman eski seçim kampanyalarında Gore için para toplayan bağışçıların son dönemlerde yeniden bir araya gelmeleri.
Önümüzdeki ekim ayında Nobel Barış Ödülü’nü alacağı söylenen Gore’un tam o tarihlerde başkan adaylığını açıklayabileceği de iddia ediliyor... Eski ABD Başkan Yardımcısı politika konusunda şimdilik bir "kapalı kutu."
Onun gönlünde yatanı bilmiyorum ama benim gönlümde yatan hayatına "yeryüzünükurtarmaya adamış" biri olarak devam etmesi. ABD’yi nasıl yöneteceği belirsiz, ama en azından bu işi iyi yapıyor.