Paylaş
2007 seçimlerinde meclise girmeyi başaran 49 kadın milletvekili arasından 9’u DTP’nin bağımsız adaylarıydı.
Hafızam beni yanıltmıyorsa, AKP’den 25, CHP’den 10, MHP’den 2 ve DTP’nin 9 bağımsız adayı olmak üzere 49 kadın mecliste yerini almıştı.
Bir önceki dönemde 24 kadın milletvekili vardı.
Son seçimde iki misli kadının meclise girmesi beğenin beğenmeyin kayda değer bir başarıydı.
Şimdi gelinen nokta şu:
DTP’li milletvekilleri
Kaybeden kim?
Hem demokrasi, hem kadınlar.
Zaten Türkiye’de “kadının durumu” demokraside nasıl sınıfta kaldığımızın göstergelerinden biri değil mi?
DTP için kapatılma kararı çıktığı günden beri her kafadan bir ses çıkıyor, herkes kendine göre bir yorum yapıyor.
SİYASİ PARTİLERE YÜZDE 35
Toprak reformu, ağalık kurumu gibi şeylerde bu saptama doğru olabilir ama partinin “siyasette kadın” meselesinde izlediği politika açısından itirazım var.
Zira DTP seçimlere girerken yüzde 40 oranında bir “kadın kotası” uygulamış.
Van’dan seçimlere giren Fatma Kurtalan ile seçim öncesi konuştuğumuzda “Kadın adayları tek tek kadınlar belirledi. Erkekler listelerimize karışmadılar” dediğini hatırlıyorum.
Nitekim listelere koydukları adayların çoğu seçilmişi.
Seçim sonrası, KAGİDER ve KA-DER’in iki toplantısında diğer kadın milletvekilleriyle buluşma fırsatı bulduğumuz DTP’li kadın milletvekilleri siyasi parti yasasına yüzde 35’lik bir “kadın kotası” konmasını önermişlerdi.
Cesur bir çıkıştı bu.
Ancak gerisi gelmedi.
DTP’li kadın milletvekilleri için “kadın kotası” için mücadele hiç öncelikli bir mesele olamadı.
Şimdi de zaten meclisten gitme vakti gelmiş görünüyor.
Üniversiteli gençleri izlemeye devam edeceğiz
TOPLUM Gönüllüleri Vakfı üniversiteli gençlere yönelik bir araştırma yapmış.
“Üniversiteli gençlerin sorunlarını” tespit etmeye yönelik bir bilimsel araştırma ilk kez yapılıyor.
Üniversiteli gençlerin barınma, ulaşım, beslenme gibi sorunları olduğunu hepimiz biliyoruz ancak ilk kez bunlar oranlarla, rakamlarla karşımızda.
Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Ekrem Düzen tarafından yürütülen araştırmanın çarpıcı sonuçlarından birine göre, üniversiteli gençlerin yüzde 55’i “üniversite öğrenci merkezli değil” diye düşünüyor.
Yani üniversite olanaklarını öğrenci yararına göre yönetmiyor.
Temel hizmetler öğrenci ihtiyaçlarını karşılamıyor ve akademik hayat öğrenciyi desteklemiyor.
Başka bir sonuca göre ise öğrencilerin yüzde 17’si “üniversite şehrinin” öğrenci dostu olmadığına inanıyor.
Türkiye’nin dört bir yanında üniversite kuranların dikkate alabilecekleri bir uyarı bu.
Gençlerin “öğrenciye uygun düzenlemeler yok” ya da “halk bizleri ekonomik kaynak olarakgörüyor” demeleri, mutlaka yeni üniversiteler için kollarını sıvayanlara yol gösterecektir.
43 ilde, 59 üniversiteden 1886 gençle gerçekleştirilen araştırmayla ilgili olarak ToplumGönüllüleri Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Betil, “Temel fotoğrafı çektik. Araştırmaları tekrarlayacağız. Üniversiteli gençleri izlemeye devam edeceğiz” diyor.
Paylaş