Bir dakika kısa duş almayı deneyin

ÖNCEKİ gece Pera Müzesi’nde Niko Pirosmani sergisinin açılışında rastladığım işadamı Nihat Gökyiğit memnundu.

Başkanı olduğu TEMA Vakfı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle sürdürdüğü "Suyunu Boşuna Harcama" kampanyası işe yaramış.

Gökyiğit, "İstanbul’daki kampanyayı diğer şehirlere yaymalıyız" diyor.

Kampanyanın nasıl işe yaradığını TEMA Kaynak Geliştirme Bölümü Başkanı Yeşim Beyla aktarıyor:"İstanbul’un günlük su tüketimi 2.5 milyon metreküp. 1 aylık kampanya sonucu günde yaklaşık 250 bin metreküp tasarruf sağlandığını kaydettik."

TEMA
ile Belediyenin kampanyası daha çok evlere yönelik.

Yeşim Beyla’nın pek kıymetli suyumuzla ilgili verdiği rakamları bir yere kaydetmekte fayda var.

Dört kişilik bir aile suyu dikkatli kullandığı takdirde yılda 140 ton su tasarruf edebiliyormuş.

Diş fırçalarken, tıraş olurken muslukları kapamakla 48 ton, gereksiz sifon çekmemekle 16 ton, bir dakika kısa duş almakla 18 ton gibi bir tasarruf sağlanabiliyormuş.

Kampanya bir ayda yüzde 10 gibi bir tasarruf sağlamış ama Beyla, "Bu yetmez. Bilinçsiz tüketim çok fazla. Az olan suyu yaşamın her alanında tasarruflu kullanmak zorundayız" diyor.

Bilinçsiz tüketime araba, halı yıkamak da giriyormuş.

Gerçekten, özellikle gecekondu mahallelerinde sıkça rastlanan bir manzaradır sokakta bol sularla halı yıkamak.

TEMA’nın amacı kampanyayı Ankara, İzmir, Samsun, Antalya, Bodrum’a yaymak.

Susuzluğun İstanbul’a göre daha ciddi boyutlarda olduğu Ankara’da Belediye Başkanı Gökçek önümüzdeki günler için TEMA’ya randevu vermiş.

YENİ TARIM POLİTİKALARI

İş evlerde tasarrufu sağlamakla bitmiyor elbet.

Türkiye genelinde kullanılan suyun yüzde 70’i tarımda, yüzde 22’si sanayide, yüzde 8’i evlerde kullanılıyor

Dolayısıyla en önemlisi tarım.

Birkaç ay önce yine TEMA ile birlikte Konya’ya yaptığım gezide yanlış sulamanın, hatalı ürün seçiminin bölgeyi nasıl çölleştirdiğine bizzat tanık olmuştum.

Yeşim Beyla, Konya örneğinin tek olmadığını söylüyor.

"Yeni hükümet kırsal kalkınma projelerinde tarım politikalarını yeniden düzenlemeli" diyor.

Tarımda neler yapılması gerekenleri sayıyor kısaca:

Sulama yöntemlerinden tutun, ekilecek ürüne kadar her şey denetlenmeli.

Önüne her gelen kuyu açmamalı.

Su olduğu yerde doğru yönetilmeli.

Diyorum ki, iyi ki TEMA su meselesinin sıkı takipçisi.

Susuzluğun hiç şakası yok çünkü.

TUI, Toskana’da ortaçağdan kalma bir köyü satın alıyor

DÜN gazetelerde gözünüze çarpmıştır.

İsviçre’nin en büyük tur operatörünün yaptığı bir araştırmaya göre, dünyanın zenginleri ada almak için Türkiye’ye gelecekmiş.

Adalarımız satılığa çıkartıldığında kopacak kıyameti şimdiden tahmin edebiliyorum.

Ne ki artık turizm deyince dünyada akan sular duruyor.

Aşağıda vereceğim örnek hayli ilginç.

Türkiye’de iyi bilinen Avrupa’nın en büyük tur operatörü Alman TUI geçenlerde, İtalya’nın en gözde şarap bölgesi Toskana’da bir ortaçağ köyü satın almış.

1100 hektarlık bir arazide, şarap bağları ve zeytin ağaçları arasında kaybolmuş, 8.yüzyıldan kalma şatosuyla, 500 yıllık minik kilisesiyle, taş evleriyle bir köy hayal edin.

Castelfalfi işte böyle resim gibi bir köy.

TUI, artık sadece birkaç ailenin yaşadığı köyü gözüne kestirmiş.

250 milyon Euro’luk bir yatırımla 3 bin 200 bin tatilciyi ağırlamak üzere hemen harekete geçmiş.

Hem TUI’nin, hem Toskana bölgesinin en büyük turizm projesi kapsamında şato, kilise ve 35 taş ev restore edilecek.

Birkaç yıl sonra Alman turistleri ağırlayacak.

Peki İtalyanlar bu işe ne diyor?

"Toskana Resort Castelfalfi" projesi bölgedeki 3 bin kişiye dolaylı, dolaysız iş sağlayacağı için fazla şikayet eden yok.

Castelfalfi’de yaşayan bir avuç insan ise köyün yeniden canlanmasından memnunluk duyuyor.

TUI bu arada Toskana’da yüze yakın çevre kuruluşuyla yakın temas içersinde.

Neticede alan memnun, satan memnun.
Yazarın Tüm Yazıları