AÇEV, Nobel Ekonomi ödüllü profesöre ilham verdi

DÜN sabah, Türkiye’de "erken çocuk eğitimi" konusunda başarılı çalışmalar yapan AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) yöneticileriyle birlikteydik.

AÇEV 16 yılını geride bırakmış.

Ama dün "7 Çok Geç" kampanyasının üçüncü aşamasını duyuran yöneticilerinin heyecanı ilk günkü gibi.

AÇEV
Başkanı Ayşen Özyeğin, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayla Göksel, Profesör Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, Prof. Dr. Sevda Bekman ile neler konuştuk?

Önce veriler.

0-6 yaş grubunda 7 milyon çocuğun kaliteli bir okul öncesi hizmet için 2005’te başlatılan kampanya ile yüzde 107 artış sağlanmış.

Kampanya başladığı dönemde 4-6 yaş çocuk için oran yüzde 16 iken 2008 yılında yüzde 33.4’e yükselmiş.

Peki şimdi "7 Çok Geç" kampanyasının 3. aşaması neyi hedefliyor?

5-6 yaşın "zorunlu eğitim" kapsamına alınması için yasal değişikliğin yapılması.

Kaliteli eğitim için bütçeden kaynak ayrılması.

Daha çok ihtiyacı olan kesime ulaşılması.

Burada bir parantez açıyorum.

HANGİ İLLERE ÖNCELİK

Milli Eğitim Bakanlığı, 2009-2010 yılı için 30 ilde 5-6 yaş grubu için "zorunlu eğitim" diye pilot bir uygulama başlatma kararı almış.

Ama bu 30 ilden sadece 3 tanesi sosya-ekonomik olarak Türkiye ortalamasının altında.

Oysa geleceği yatırım diye baktığınızda "erken eğitim" en fazla yoksul iller için önemli.

AÇEV Başkanı Ayşen Özyeğin, geçenlerde Tatvan’a gitmiş.

Yoksulluk, eğitimsizlik öylesine fazla ki Özyeğin ilçenin çocuklarına "kayıp nesil" diye bakıyor.

"Türkiye’nin o bölgelerine uydudan eğitim veren televizyon kanalları hayal ediyorum" diyor.

Çocukların ilkokul öncesi yani 0 ile 6 yaş arasında eğitim almaları neleri değiştiriyor?

AÇEV’in yıllardan beri kamuoyuna duyurmaya çalıştığı noktalara tekrar değineceğim.

Öncelikle tüm eğitim yaşamını etkiliyor.

Kişisel başarısını, topluma ve ekonomiye katkısını da.

AÇEV’İN VERİLERİ ABD’DE

İşin güzel yanı AÇEV bunları bilimsel olarak ölçebiliyor.

Profesör Kağıtçıbaşı, AÇEV’e ilham kaynağı olan 1982 yılında başlattığı "Anne Çocuk Eğitim Programı"yla ilgili bilimsel çalışmalarında kazanımları ortaya koymuş.

Bu program çerçevesinde eğitim alan çocukları 22 yıl süreyle izlemiş.

Netice şu:

1 yıllık eğitim dahi çocukları ömür boyu etkiliyor. Daha iyi eğitim, daha prestijli iş bulma imkanı sağlıyor.

Başlıktaki Nobel Ekonomi ödüllü profesör James Heckman’a gelirsek.

2000 yılında ödülü Daniel McFadden ile paylaşan Heckman son yıllarda "erken çocukluk eğitiminin" ekonomiye katkısına odaklamış.

Bir konferansta Ayla Göksel’in sunumunu dinliyor. AÇEV’in verilerini rica ediyor.

Bir doktora öğrencisini Türkiye’ye gönderen profesör Heckman, veriler üzerinden "gelişmekte olan ülkelerde erken çocuk eğitimi politikalarının" ekonomik modelini çıkartacak.

Türkiye’nin iki sorunu: Kadın ve hoşgörüsüzlük

BAHÇEŞEHİR Üniversitesi öğretim görevlilerinden Profesör Dr. Yılmaz Esmer’in "Radikalizm ve Aşırıcılık" Araştırması’nın sonuçları birkaç gündür gazetelerde.

Profesör Esmer’in sunumunda dikkat çektiği birkaç noktaya değineceğim.

Esmer’e göre, 34 ilde gerçekleştirilmiş olan araştırma Türkiye’deki iki temel sorun olduğunu ortaya koyuyor:

Kadın ve hoşgörüsüzlük.

Araştırmanın kadınlarla ilgili ortaya çıkarttığı sonuçlar ürkütücü.

En fecisinden başlarsak, "Zina yapan evli bir kadının taşlanması doğrudur" diyenlerin oranı yüzde 22.

"Kadın bir yere gitmek için kocasından izin alması doğrudur" diyenlerin oranı yüzde 85.

İşsizlikte önce erkeklerin çalışması gerektiğinden tutun, mirasta alınacak paya kadar "kadının adı yok" neredeyse.

Hoşgörüsüzlük meselesine gelince ortada hepimizin düşünmesi gereken bir durum var.

En az toleranslı olanlar 15 ile 18 yaşları arasındaki gençler.

Ne yazık ki, kendinden farklı her şeye tahammülsüz bir nesil çıkmış ortaya.

Bunun nedenleri üzerinde hepimizin oturup düşünmesi gerek.

Cem Boyner kadınlara güveniyor

GEÇENLERDE Ümit ve Cem Boyner ile İstinye Park’ta biraraya geldik.

Buluşmanın amacı hem Beymen’in yeni Genel Müdürü Elif Çapçı ile tanışmak, hem kriz etkisindeki ekonomiyi konuşmak.

Elif Çapçı finans kökenli. Boyner Grubu’yla ilk "Advantage Card" döneminde çalışmış.

Daha sonra Citibank’ın yurtdışı çeşitli ofislerinde çalışan Çapçı "Fish Card" projesiyle tekrar gruba dönmüş.

Elif Çapçı, Beymen’in üçüncü kadın genel müdürü.

Perakende işini "bilimle sanat arası bir şey" diye tanımlayan Cem Boyner, "Duyarlılık, detaylar çok önemli. Bu işi en iyi kadınların yapacağını düşünüyorum" diyor.

Genel Müdür’ün hem kadın, hem finans kökenli olması kuşkusuz Beymen’in krizde işine yaramış.

Kriz tedbiri olarak satın alınan ürünler yüzde 30 azaltılırken, stoklar düşürülmüş.

Bazı mağazalar kapatılmış, bazı markalara da veda edilmiş.

Buna karşılık üst gelir grubunun rağbet ettiği Dior, Gucci gibi markalarda yüzde 10’luk bir büyüme sağlanmış.

Peki önümüzdeki döneme ait beklentiler ne?

Hem Ümit, hem Cem Boyner’e göre, ilkbahar ile birlikte perakende sektöründe "kıpırtılar" başlamış.

"Gözle görünür iyileşme var" diyorlar.

Ancak önemli olan bunun sürmesi.
Yazarın Tüm Yazıları