Paylaş
Daha 1940’lı yıllarda İnönü’nün ABD ile yapmış olduğu ikili anlaşmalarla, bilahare NATO ile resmen ve alenen ABD’nin yörüngesine girdik.
Savunmamızdan eğitimimize değin, hemen her şeyimizle ‘Küçük Amerika’ hayaline kapıldık. Lakin kazın ayağının hiç de öyle olmadığı görüldü.
Bugün gelinen noktada bile ABD yönetimi, Türkiye’deki iktidarın nasıl değiştirileceğini ve bunun için de muhalefetin desteklenmesi gerektiğini söyleyebiliyor.
Batılı on ülkenin Büyükelçileri, Dışişleri Bakanlığımıza gelerek, bağımsız yargımızın kararlarına dil uzatarak küstahça talepte bulunabiliyor.
Ne hazindir ki bize müstemleke muamelesi yapan ABD’ye karşı muhalefetten çıt çıkmıyor. Amaç, Tayyip Erdoğan’ı düşürmek ise, her yolu meşru gören bir muhalefetle karşı karşıyayız.
Zaten ABD, içimizdeki yardakçıları sayesinde vesayeti bu denli hortlatabildi, şimdi de aynı aymazlarla iş tutmak hevesinde.
ABD Başkanı olacak adam, direkt içişlerimize müdahale ediyor ve bunun için de muhalefetle iş tutacağını pervasızca dillendiriyor. Bağımsızlığı dillerine pelesenk eden muhalefet ise sus pus oturuyor.
Bu şaşkınlığın sebebi gayet açıktır. Zira mahut muhalefeti aynı dış vesayet odakları dizayn etti. Bir kasetle CHP genel başkanını değiştirdi. Bir kasetle de MHP’yi parçaladı.
Elde ettiği yeni oluşumlarla da istediği gibi oynuyor.
Düşünebiliyor musunuz, sözde FETÖ karşıtı görünen CHP’nin yeni Genel Başkanı, Meclis kürsüsünden FETÖ’nün tapeleriyle canlı yayın yaptı. Belli ki kendini o makama getirenlere borcunu ödüyordu!
15 Temmuz aşağılık darbe girişimi öncesinde, ‘Başbakan’ olacağı vehmine kapılan Meral Akşener ise, hevesi kursağında kalmanın saikıyla Erdoğan’ı, vampirin Yahudi versiyonu Netenyahu’ya benzeterek, aynı vesayet odaklarına aklı sıra şirinlik yaptı.
Bütün bu kepazeliklere, bugün de mafya bozuntularının yalan ve iftiraları eklendi ve üstelik bunların çoğu, üstleri örtük dünün pislikleri.
Yalan, tezvirat ve iftiraların bini bir para! Akılları sıra dünkü güneşle bugünkü çamaşırları kurutacaklar!
Demokrasi tarihimizin fail-i meçhullerine fail mi arıyorsunuz? Hiç uzağa gitmenize gerek yok, emrine girdiğiniz vesayet odaklarına bakın, görürsünüz!
Bizdeki resmi ve gayriresmi tüm derin çevreleri besleyen –ki bunlar dışarıya endekslidir- ve yönlendiren ABD ve İsrail’in istihbarat örgütleridir. Bunlar bu milletin ensesinde sittin senedir boza pişiriyorlar.
Bunca acı tecrübeden sonra, aynı delikten ısırılacağımızı zannedenler avuçlarını yalayacaklar.
Zira Hanya’yı da Konya’yı da gördük. Ağır bedeller ödedik lakin bugün, belki de onların sayesinde dünyanın en iyi savaşan ordusu haline geldik.
Vesayet, merhum Menderes’i yerken milletin sesi çıkmadı, çıkamadı. Çünkü millet, seçtiklerine olduğu gibi, atanmışlarına da güveniyordu.
Bir kısım atanmışların (bürokrasi) o denli alçalabileceğini düşünmedi, düşünemezdi de.
Millet, güvendiği dağlara yağan karla mücadele ederek bu günlere geldi. Artık kimin ne olduğunu, kimlerin hesabına çalıştığını biliyor!
Kim ya da kimler, yabancı ülkelerle bir olup nasıl gelirlerse gelsinler, karşılarında yine çıplak elleriyle milleti, milletin azim ve kararlılığını bulacaklardır.
Paylaş