Paylaş
On beş aydan fazla süren bu orantısız ve hiçbir hukuk tanınmaz savaşta bir avuç HAMAS savaşçısının yanında, iki milyona yakın Filistin halkının gösterdiği direnç, sabır, tahammül ve vatanlarından ayrılmama kararlılığı her türlü takdirin üstündedir.
Bu bir avuç Filistinli kahraman, yalnızca İsrailli vahşilere değil, onun arkasındaki bütün güçlere (Başta ABD olmak üzere kimi AB ülkeleri ve bunların tüm aveneleri olan ülkeler) direndi.
Direnişin efsane komutanı Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, ateşkes anlaşması sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi: ‘Dünyada eşi, benzeri görülmeyen tarihi bir destan yazdık. Aksa Tufanı Harekâtı, dünyaya işgalin büyük bir balon (hayal) olduğunu gösterdi. Halkımız, özgürlüğü ve kutsal değerleri uğruna 15 aydan uzun bir sürede büyük bir bedel ödedi ve çok sayıda şehit verdi. Filistin halkının fedakarlıkları ve dökülen kanları boşa gitmeyecek, bunun sonuçları olacaktır. Bu cihadın büyüklüğü; liderleri İsmail Haniye, Salih el-Aruri ve Yahya Sinvar’ın başını çektiği şehit konvoylarının şehadete yürüyüşleriyle açıkça görülüyor. Biz operasyonlarımızı işgal kuvvetlerine yöneltirken onlar tüm ahlaksızlıklarıyla halkımıza karşı yeni vahşet ve soykırım yöntemleri uyguladı. Askeri yeteneklerin ve savaş ahlakının eşit olmadığı bir savaşla karşı karşıyaydık. Mücahitlerimiz, cihadın son saatlerine kadar büyük bir cesaret ve kahramanlıkla savaştı. Şüphesiz biz imkânsız şartlarda mücadele ediyoruz. Gazze’nin dört bir yanında, tüm direniş gruplarıyla tek vücut halinde işgale karşı cihat ettik ve onlara ölümcül darbeler indirdik.’
Dünyada hiç kimse, bu kirli ve ahlaksız savaşta; Filistinli herhangi bir askerin, sivil bir Yahudi’yi, bir Yahudi çocuğunu veya bebeğini, kadınını, yaşlısını kazara da olsa öldürdüğünü gördünüz veya duydunuz mu?
Elbette ki hayır.
Peki, İsrailli asker kılıklı cani sürülerinin havadan ve karadan, hedef gözetmeksizin; bebek, çocuk, kadın, yaşlı, doktor, hasta, hastabakıcı, gazeteci vb. demeden 50 binden fazla (binaların enkazları altında daha kaç bin masumun cesedinin olduğu bilinmiyor) masum sivili hunharca katletmesine ne demeli?
Bu cellat sürülerinin camileri, kiliseleri, hastaneleri, okulları, alış-veriş merkezlerini, pazar yerlerini, çocukların oyun parklarını nasıl yakıp yıktıklarını ve buralardaki savunmasız, masum insanlara nasıl kıydıklarını bütün dünya gördü.
Gazzeli binlerce bebek ve çocuk açlıktan ve soğuktan öldü.
İstanbul’un Beykoz’u kadar bir alana sıkıştırılan iki milyonu aşkın insan, on beş ay boyunca susuz, ekmeksiz, gıdasız ve ışıksız bırakılarak ölüme terk edildi.
Sözde kardeş ve komşu İslam ülkeleri bu trajediyi, kılını kıpırdatmadan seyretmekle yetindi.
Bütün bu olumsuzluklar altında, Gazzeli mücahitler şanlı direnişleri ile tarih yazarken, onları, kılları kıpırdamadan seyreden insan müsveddeleri ise, insanlığı ve tüm insani değerleri öldürdüler.
Dünya kamuoyu, insanlıktan nasipsiz vahşi sürülerini ve olanları sadece seyretmekle yetinen duyarsız, dilsiz şeytanları da yakından gördü ve not etti.
Paylaş