Kıyası kabil değil

Malum birileri, gerçekleşmemiş bir mağduriyet edebiyatı üzerinden sahte kahraman üretmeye çalışıyor.

Haberin Devamı

Neymiş efendim; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Sayın Tayyip Erdoğan’a da böyle yapılmış, haksızlığa uğrayan Erdoğan hapis yatmış ama ondan sonra siyasette gerçek bir kahraman gibi parlamış ve parti lideri, başbakan ve cumhurbaşkanı olmuş.

Erdoğan’la İmamoğlu arasında böyle bir benzetmeyi yapabilmek için, insanın aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım! Zira böyle bir kıyas (benzetme), Galata Kulesi’ni Gor Çukuru’na benzetmekle aynıdır.

Millete rağmen iş gören ve bunu belli etmemek için, sürekli olarak, şapkadan tavşan çıkaran bu zihniyetin özelliği öküzün altında buzağı aramak ve sahte kahramanlar üretmektir.

Sayın Erdoğan’ın, CHP’nin elinden nasıl bir İstanbul teslim aldığı hâlâ hafızalarda tazeliğini korumaktadır. Zira İstanbul’da, nefes alınamaz bir hava kirliliği vardı, bütün sokaklarında çöp dağları oluşmuştu. Dahası, aylardır evlerinde suları akmayan, kendi haline terk edilmiş hayaletler şehrini andırıyordu İstanbul.

Haberin Devamı

Erdoğan, kahramanlığını böyle bir şehre hizmet yapmakla gösterdi. Öyle ki, İstanbul’un hangi taşına-toprağına, yerin altına ve üstüne, denizin altına ve üstüne nereye bakarsanız bakın, her yerde ve her şeyde Erdoğan’ın imzasını görürsünüz.

Böylesine hummalı bir çalışma içinde iken, birileri gibi ‘hakaret etmekten’ değil, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu gerekçesiyle görevinden alınıp cezaevine tıkıldı. İmamoğlu ve yandaşlarının sevinç çığlığı atmalarının ve yaptıkları şovların aksine o, hakkında verilmiş olan kararı metanetle karşıladı ve ‘Kaderin üstünde bir kader vardır’ diyerek cezaevinin yolunu tuttu. O, yüz binlerin omuzlarında cezaevine uğurlanırken, geriye, gözleri yaşlı on milyon nüfuslu bir İstanbul’la birlikte, hüzne boğulmuş, 58 milyonluk bir Türkiye bırakmıştı.

Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde de merkezi idarede, rakip partilerden oluşan koalisyon hükümeti vardı. Şu halde, İmamoğlu ‘Merkezi hükümet hizmetlerimizi engelliyor’ diye boşuna sızlanıyor. Zira sahip olduğu bütçe, birçok bakanlık bütçesinin fevkindedir.

Haberin Devamı

Sayın Erdoğan, merkezi hükümetin engellemelerine rağmen bunca hizmeti üretti ve onun bu hizmet tablosu, onu aranan ve peşinden gidilen lider yaptı.

İmamoğlu’nun, kendisini aratacak ve kitleleri peşinden sürükleyecek; ‘Bunu yapabilen insan, neleri yapmaz ki?’ dedirtecek bir tek eseri gösterilebilir mi?

Sözen ve kadroları beceriksiz ve hırsızdı ama kendisi gayretliydi, bir şeyler yapabilmek için çırpınıyordu.

İmamoğlu’nda ise, en ufak bir gayret göremiyoruz.

Daha doğrusu mevcut gayretini büyükşehir hizmetlerine değil, başka işlere harcıyor!

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki karnesiyle hiçbir yere gidemez ve yeniden aynı belediye başkanlığı dahil başkaca hiçbir göreve talip olamaz.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı gibi yüksek bir makamı ise, aklından bile geçirmesin! Zira o makam, öyle ‘abla-kardeş’ ilişkisiyle çak yapıp sarmaş dolaş olmakla doldurulacak ‘koltuk’ değildir!

Zira mahut ablası, bir önceki seçimde, bizzat kendisi o makama talip oldu. Cumhurbaşkanlığı adaylık yarışında, partisinin de altında oy alarak hezimete uğradı.

Bozacının şahidi şıracı ile bir yere varılamaz.

Yazarın Tüm Yazıları