Paylaş
Batı’nın elinde bütün bir insanlık taşıdığı tüm değerleriyle birlikte öldü, lakin ağlayanı yok.
Batı’nın süslü püslü cümlelerine, medeniyet diye sunduğu insan hakları manzumelerine, hak ve hukuk diye yırtındığı bildirgelere, uluslararası hukuk diye dayattığı metinlere, insan hakları diye sıraladığı bir dizi hükümlere bakıp sakın aldanmayın.
Bunların hepsi düzmece, aldatmaca ve yutturmacadan ibarettir.
Şahsında, insanlığı öldürenden (insanlıktan çıkandan) hangi insanlık beklenebilir?
Gazze’deki soykırım vahşeti Batı’nın sözde medeniyetinin tüm iğrençliğini gözler önüne serdi. Hani Batı’da fikir ve ifade hürriyeti vardı? Hani Batı, insan haklarına saygılı idi. Hani Batı için hayat hakkı kutsaldı, kimsenin hayat hakkına dokunulamazdı!
ABD’de fikrini söyledi diye profesörlere ters kelepçe vuruluyor, Avrupa ülkelerinde düşüncesini açıklayanlar işlerinden kovuluyor. Bu insanların suçu nedir biliyor musunuz; Netanyahu’nun katliamlarını dillendirmiş olmaları...
Yani Gazze’de işlenen cinayetlere ayna tutmuş olmaları...
Ortada bir insanlık dramı var; bebekler dahil savunmasız sivil insanlar kitleler halinde öldürülüyor ve bu öldürülenler, yalnızca Müslüman oldukları için soykırıma tabii tutuluyorlar. Bu vahşet karşısında en ufak bir tepki vermeyen sözde medeni ülke yönetimleri yangına körükle giderek zalime destek oluyor, bu caniye her türlü silah ve mühimmatı vermekle yetinmeyip yanında durarak ona güç veriyorlar.
Bu sırtlan sürüleri zulme rıza göstermekle yetinmeyip zalimi teşvik ederek, aynı zulümlere misliyle ortak oluyorlar. Şu halde insan kasabı Netanyahu’nun yargılanacağı uluslararası mahkemede ABD Başkanı Biden ve diğer destek veren Avrupa ülke liderleri de yargılanmalıdır.
Çünkü Netanyahu denilen iblis, bu liderlerden ve onların verdiği silah ve mühimmattan güç alarak bu cinayetleri işliyor.
Dünyaya nizamat (gerçekte kaos, nizamsızlık) veren bu zalim liderlerin yönetimleri, kan ve gözyaşının bitmeyeceğine ve irili ufaklı savaşların devam edeceğine işarettir. Zira tüm bu zalimler kandan ve gözyaşından beslenmektedirler.
Ama unutulmasın ki mazlumların ahı arşı titretir ve her şeyi hakkıyla görüp bilen ve mutlak gücü elinde bulunduran Allahutaala’nın ‘Müntakim’ ismiyle tecelli edeceği gün yakındır. Zira O Allah’dır ki imhal eder (mühlet verir) lakin asla ihmal etmez!
İsrail, Gazze’de taş üstüne taş bırakmadı, yurtları yer ile yeksan olan Gazzeliler Refah’ta sıkışmış durumdalar. Şimdi Refah’ı bombalıyor, orada da taş üstüne taş bırakmayacağa benziyor. Netanyahu bütün bir Gazze’yi insansız teslim almak istiyor ve tüm halkı (sağ kalabilenleri) Sina Çölü’ne sürmek istiyor.
Bütün bu soykırım ve vahşet karşısında, din kardeşleri pırasa gibi doğranan İslam alemi ne yapıyor diyeceksiniz değil mi?
Onları sormayın! Zira yalnızca marka Müslümanı olarak kalan ruhsuz halleriyle bindikleri (bindirildikleri) alametle son sürat kıyamete doğru gidiyorlar.
Paylaş