Paylaş
Kovboy (sığır çobanı) filmlerini (Western) izleyin; oradaki vahşeti görün, ne demek istediğimizi anlarsınız. ABD, tarihi, kültürü ve medeniyeti olmayan köksüz bir devlet.
Ama güçlü.
Gücünü alınteriyle çalışarak değil, zorbalıkla sömürdüğü ülkelerden elde etmiş.
Aynı emperyalist anlayışı bugün de sürdürüyor; yaptığı hemen her hareket ve davranışıyla, tabiri caizse zücaciye dükkânına fil gibi girip, ortalığı tarumar edip bırakıyor.
Şu Irak’ı getirdiği hale bakar mısınız? Bütün dünyanın gözlerinin içine bakıp yalan söyleyerek; uydurduğu bu büyük yalanı bahane ederek Irak’a girdi. Girerken de utanmadan, ‘Ya benimlesiniz ya karşımda!’ diyerek tüm dünyaya meydan okudu.
Güçlü olduğu için de hiç kimse delinin zoruna bakmadı, bakamadı.
Yalanı bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmasına rağmen, ne kendi yüzü kızarıp özür diledi ne de herhangi bir ülke bu yalanını yüzüne vurabildi.
O gün bugündür Irak kan ağlıyor; paramparça olmuş ülkenin birleştirilmesinin imkân ve ihtimali yok. Aynı Irak, yine aynı güçler tarafından, daha önceleri İran’la sekiz yıl boyunca savaştırıldı.
İran, Irak’ın perişan halini fırsat bilerek oraya çöktü. İstiyor ki Irak’ta İran yanlısı bir hükümet kurulsun. Envaiçeşit terör örgütlerinin cirit attığı Irak, içsavaşın eşiğinde.
İran, tarihi boyunca hep pis oynadı; hiçbir zaman kabına sığmadı. Şii yayılmacılığı için şeytanla bile ortaklık yapmaktan çekinmez. Bu durumun tipik örneğini, Azerbaycan-Ermenistan savaşında, Ermenistan’ın yanında yer alarak gösterdi.
Aynı İran, Türkiye’nin Azerbaycan’a yardım etmesinden ve Irak ile ilişkilerini geliştirmesinden son derece rahatsızdır. Kuzey Irak’taki sivillerin öldürülmesi olayı, planlı bir hareket olup Türkiye’nin üzerine atılmak istenmiştir.
Maksat, Türkiye ile Irak’ın arasını açmak ve Türkiye’nin yürüttüğü, terörle savaşını olumsuz yönde etkilemektir; böylece bir taşla birkaç kuş vurmaktır.
Türkiye’nin etrafı fiilen sıcak çatışmalarla dolu ve her an yenilerinin patlayabileceği ateş çemberini andırıyor. Suriye ve Irak’la birlikte; İran’ın, Yunanistan’ın, Rusya’nın, Ukrayna’nın ve bunların komşuları olan ülkelerin hali ortada.
İşte Türkiye’miz böyle bir hengâmede dış politika yürütüyor, ülkemizi bu bataklıklara sokmadan, en az zararla atlatabilmenin mücadelesini veriyor.
Peki, sorarım size; bizim ana muhalefetimiz dahil, tüm muhalefet partilerimiz ne ile uğraşıyor? Ülkemizin bu denli en hayati konularında, ağızlarını açtıklarını ve bir şeyler söylediklerini duydunuz mu?
Bu partiler sözde bu ülkeyi yönetmeye ve sorunlarını çözmeye talipler.
Buyurun; problemler ortada ve üstelik her biri can yakıcı! Bir çözüm önerisi getirin; hükümetin yaklaşımlarını beğenin veya beğenmeyin; bir şey söyleyin!
Çıt yok!
Neden acaba?
Yoksa kendilerini ve tüm bölgeyi konsolide eden ağababalarını üzmekten mi korkuyorlar?
Paylaş