Paylaş
Vesayet elindeki ‘derin devlet’ kendi sultasını (otorite) sürdürebilmek için, halkı sürekli olarak suni gündemlerle meşgul ettiler ve adeta halka ‘deli’ muamelesi yapılıp pösteki saydırıldı.
Vesayet odaklı derin devletin yegâne icraatı, halkla, resmen ve alenen psikolojik savaş yapmaktı.
Gerçek demokrasilerde güç, milletin elindedir; millet bu gücünü seçtiği vekilleriyle parlamentoda kullanır. Ve bu gücün üstünde başkaca bir beşerî güç yoktur ve olmaması gerekir.
Bizdeki okul kitaplarında da bu şekilde yazıyor ve her kademedeki öğrenciler demokrasiyi bu şekilde öğreniyorlardı. İşin tuhafı, bu ülkenin çocuklarına, kendi ülkelerindeki yönetim tarzının da kitaplarda yazılıp öğrendikleri şekilde bir demokrasi olduğu belletiliyordu.
Halbuki güç asker ve sivil bürokrasinin ve onları destekleyen bir kısım medyanın elindeydi. Düşünebiliyor musunuz; o vakitler bir gazete veya televizyon patronu, hükümetten ve hatta parlamentodan daha güçlüydü.
Nitekim o günkü medya patronları hükümet devirip hükümet kuruyorlardı.
Vesayet odaklarının oluşturdukları yapay gündemler yüzünden devlet halkıyla sürekli kavgalıydı.
Ekonomik yönden zaten burnundan soluyan halkın sırtından tabir caizse sopa hiç eksik edilmedi. Edilmedi ki, millet kendine gelip yeni özlem ve beklentilere, arayışlara girmesin!
İşte Erdoğan, devleti bu haramilerin (ABD’ye endeksli vesayet odakları) elinden kurtardı.
Devleti tüm organlarıyla yerli ve milli kıldı.
Bir devlete bundan daha büyük bir hizmet yapılamaz. Bundan dolayıdır ki, Erdoğan bu yaptıklarıyla tarihe geçmiştir. Bugün kimi nasipsizler kıymetini bilmese de yarın, tarihler bu şekilde yazacaktır.
Erdoğan, başında bulunduğu ABD ‘uydu’su devleti aslanın (ABD ve tüm iç ve dış vesayet odakları) ağzından alıp, yerli ve milli kılarak bağımsızlaştırdı.
Bu yüzden hep söylüyoruz; Türkiye’miz ikinci bir kurtuluş savaşı veriyor, Erdoğan, elini değil tüm gövdesini taşın altına koyarak bu savaşı yönetiyor.
Bundan dolayıdır ki Erdoğan hedefte. Dikkat edin, AK Parti değil, yalnızca Erdoğan hedefte. Erdoğan gitsin de ne olursa olsun diye boşuna yırtınmıyorlar.
FETÖ konusuna gelince...
Bendeniz şahsi kanaatimi belirteyim; devletin kodları, başbakanlara olmasa bile cumhurbaşkanlarına açılır. Dolayısıyla gelip geçen tüm cumhurbaşkanlarına FETÖ dahil tüm vesayet odakları açıklandı.
Düşmanın gücü ve korkunçluğu hepsini sindirdi. Sadece Erdoğan’dır ki tehlikenin gözlerinin içine baktı ve üstüne üstüne gitti.
Bilinmelidir ki, düşman karşıya alınarak yenilmez, hele de her tarafı kuşatmış korkunç boyutlarda ise. Bu denli bir düşmanla savaşılacaksa, önce yanına alınır ve hatta ondan taraf gibi olunur.
Böylece şüpheye mahal bırakılmaz.
Ondan sonra da kodları çözülen düşmanın tepesine binilir.
Bizce Erdoğan bunu yaptı!
FETÖ dahil bütün vesayet odaklarının inlerine girdi.
Girebileni değil, bu odaklarla savaşmayı dillendireni kimse gösteremez.
O halde Sezar’ın hakkını Sezar’a vermeliyiz!
Paylaş