Yüksek gerilimde provokasyona dikkat

Gelişmeler hızlı. Öfkeler yüksek. Kamplaşma doruk.

Yüksek gerilimdeyiz.

Provokasyona çok açık saatlerdeyiz. 

O yüzden dikkat, dikkat, dikkat...

Hukuku ve adaleti yok sayma noktası toplumsal ve siyasi olarak ağır sonuçlar yaratır.

Özellikle heyecan katsayıları yüksek gençlerimiz için söylüyorum. 

Bunu yakın tarihimizde defalarca yaşadık.

Haklının bile sokakta ne kadar haksız ve hukuksuz bir duruma düştüğünü yaşadık.

Sokak çağrısı bir şekilde çatışmaya açıktır. 

Öyle ya;

Türkiye’nin böyle bir duruma gelmesinden kim mutlu olabilir?

O yüzden; 

Önce hiç değişmeyecek inancımı en yüksek sesimle yazıyorum:

“Terörsüz Türkiye umuduyla yargıya ve hukuka güveneceğiz. Demokraside ve hukuk devletinde başka ihtimal yoktur.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN DİKKAT ÇEKEN SÖZLERİ 

CHP yönetiminin “İmamoğlu’na kumpas” iddialarına karşılık Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şu sözü dikkatimi çekiyor:

“Çünkü bu iddiaların hepsinin ve çok daha fazlasının doğru olduğunu, gerçek olduğunu en iyi kendileri biliyor. Hatta bu bilgi ve belgelerin çoğunun bizzat kendi partilileri tarafından yargıya aktarıldığının farkındalar. Kamuoyu önünde timsah gözyaşları döken CHP yöneticilerinin çoğunun parti içi çekişmede rakip eledikleri için kapalı kapılar ardında sevinçten yerlerinde duramadıkları ortadadır. Buradan bir kez daha söylüyorum, CHP’nin meseleleri ülkenin ve milletin değil, kendi Genel Merkezlerindeki bir avuç muhterisin konusudur.”

Çok önemli bir ifadedir bu. Üstelik Cumhurbaşkanı’ndan geliyor.

Öyleyse soralım:

“CHP’deki bir avuç muhteris kimdir?”

Ya da;

“CHP ile ilgili iddiaların yine CHP içinden gelmesi” nasıl anlaşılacaktır. Belli ki CHP içinden birileri Özgür Özel ve yönetimine karşı “ihbar ve itirafta” bulunmuştur.

CHP KURULTAY KARARI VE İÇ HESAPLAŞMA

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra CHP Genel Başkanı Özel’in kurultay kararı alması, CHP içinde ciddi bir hesaplaşmaya gidileceği anlamına gelmektedir. Bu noktada kurultayda Özel’in karşısına aday çıkıp çıkmayacağı sorusu gündeme geliyor.

Dahası...

Gözler Kılıçdaroğlu ve çevresine çevriliyor. 

Şimdi ihtimaller ve çıkarımlara geliyorum:

SOKAK VE PROVOKASYON

Hangi hak arama yöntemi olursa olsun, böylesine hızlı ve öfkeli günlerde sokaklar provokasyon için en uygun zemindir. Sokakta hukuku bulmak zordur. Ama çatışma kolay gelir. O yüzden dikkat..

Saraçhane’deki miting süresi uzadıkça “Gezi benzeri” kaotik bir gelişme daha yaşanabilir. Provokatörler, FETÖ artıkları için fırsattır. Dikkat.

Sonuçta güveneceğimiz yer hukuktur, adalettir. Adalet Bakanlığı Basın Müşavirliği’nin ara ara adaleti vurgulayan ve süreçle ilgili şeffaf açıklamalar yapması şarttır.

SONRAKİ GÜNDEM

CHP yönetimi önümüzdeki dönem için nasıl bir siyaset izleyecek.

Gösterilerle ve sokakla mı ilerleyecek?

Yoksa yeni bir siyasete mi geçecek?

Zor bir durum.

MANSUR YAVAŞ:

Mansur Yavaş “adaylık için erken” demişti. 

Tahminim İmamoğlu’nun durumu kesinleşene kadar bekleyecek.

Mansur Yavaş hukukçu kimliğiyle tedbirli konuşan ve davranan bir siyasetçi.

Sokak gösterileri konusunda keskinleşeceğini sanmıyorum.

EKONOMİ İÇİN ŞEFFAFLIK: 

Bütün bunlar yaşanırken borsada, ekonomide çok ciddi sıkıntılar başladı. Dünyanın en korkak şeyi paradır. 

O nedenle yabancı sermaye panik düğmesine bastı?

O yüzden diyorum ki... Bu yüksek gerilimin daha fazla tırmanmaması için adaletin hızlı ve şeffaf olması gerekiyor.

Dahası; sonuç olarak yargıya olan güvenin her türlü algıyla sarsılmaya çalışıldığı şu günlerde;

Yargıya düşen hızlı ve şeffaf bir yargılama sürecidir.

Türkiye’nin huzuru ve geleceği açısından; sakin, sağduyulu, sorumlu ve Türkiye’yi düşünen bir siyasete ihtiyacımız vardır.

Bir daha söylüyorum. Sokak çağrıları tehlikelidir.

Bilmeliyiz ki...

Soruşturmanın gizliliği esastır.

Masumiyet karinesi esastır.

Lekelenmeme hakkı esastır.

*

Türkiye öyle bir dönemden geçiyor ki...

Saraçhane’de “isyan sesleri”

Diyarbakır’da “umut sesleri”...

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin PKK’ya “4 Mayıs Malazgirt’te kongre” çağrısı acaba nasıl sonuçlanacak?

PKK kongresini toplayıp kendisini feshedecek mi?

Şimdilik zor görünüyor.

Çünkü Kandil’den bazı şartlar ileri sürülerek bir “yokuş yapma” eğilimi gözleniyor.

Daha bir de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Suriye’nin kuzeyine yönelik sözleri var.

Bakan Fidan; PKK/YPG/SDG’nin silah bırakarak Şam yönetimine katılmasını istediklerini açıkladı. 

Yani...

Hem içeride hem dışarıda çok kritik günler yaşıyoruz.

Bekleyip göreceğiz.

Umarım;

Terörsüz Türkiye’de hukukun, demokrasinin daha da gelişeceği bir geleceği yakalarız.