Mavi Vatan 2025’in stratejik şifresi

1) Ne zaman Marmaris Aksaz’dan bir tatbikat için savaş gemilerimiz çıksa...

Haberin Devamı

Ne zaman “Deniz Kurdu” adı duyulsa...

Yunan medyasında tahrik dolu başlıklar yükselir.

Mavi Vatan 2025’in stratejik şifresi

Endişe... Korku...

Önceki gün başlayan ‘Mavi Vatan-2025’ tatbikatı da duyurulunca...

Yunan basınından keskin manşetler yükselmeye başladı.

Bizim Yorgo Kırbaki de bunları toparlayıp bir haber haline getirdi.

Yunan basınındaki başlıklar özetle şöyle:

“Mavi Vatan tahriki”

“Türkiye’nin güç gösterisi”

“Türkiye 100 savaş gemisi ile Ege’de”

Ve haklı olarak Hürriyet’in manşeti:

“Dev tatbikat Atina’yı korkuttu”

Bu dev tatbikat elbette korku yaratıyor.

Ama Atina’da tatbikatlar nedeniyle duyulan, korkunun ötesinde;

Atina açısından stratejik sonuçlar yaratan derin gerçekler var.

Haberin Devamı

İşte bu pazar korkunun asıl nedenini ve stratejik sonuçlarını ele alıyorum.

Yani...

‘Mavi Vatan-2025’ tatbikatının şifrelerini...

Mavi Vatan 2025’in stratejik şifresi

2) 31 YENİ SAVAŞ GEMİSİ

Tatbikatın Atina’da yarattığı paniğin şifrelerini çözmek için birkaç haberi peş peşe aktarmam gerekiyor: İlk haber şu;

Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk’ün açıklaması: “Karadeniz, Ege Denizi ile Akdeniz’de 7-16 Ocak tarihleri arasında Mavi Vatan-2025 Tatbikatı’nın yapılması planlanmaktadır. Tatbikatta Deniz Kuvvetlerimizin yanı sıra Kara ve Hava Kuvvetlerimiz ile Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan müteşekkil toplam 87 suüstü gemisi, 7 denizaltı, 7 insansız deniz aracı, 31 uçak, 17 helikopter, 28 SİHA/İHA ile SAT ve SAS timleri dahil 20 bin personel yer alacaktır.

ASIL KORKUYU YARATAN CÜMLE

Biliyoruz ki; Evet muazzam bir askeri güçtür bu. Ama bu askeri gücün ötesinde Atina’daki paniğin asıl kaynağını anlamak için Tuğamiral Aktürk’ün şu cümlesine dikkat edelim: “Mavi Vatanımız ve çevre denizlerin yanı sıra ilgi alanımız olan tüm deniz ve okyanuslarda şanlı bayrağımızı dalgalandıran donanmamızın yeteneklerini küresel ölçekte genişleterek daha modern, daha etkin ve daha güçlü hale getirilmesi amacıyla aynı anda 31 geminin inşası ülkemizin tersanelerinde başarıyla devam etmektedir. Bu çerçevede ‘Milli Denizaltı’mızın (MİLDEN) ilk kaynağı Gölcük Tersanesi Komutanlığı’mızda, ‘TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi’ ve ‘Milli Uçak Gemisi’nin ilk sac kesimleri ise İstanbul Tersanesi Komutanlığı’mızda yapılarak inşalarına başlanmıştır.

İşte o ifadeler:

Haberin Devamı

“31 savaş gemisinin inşası sürüyor.”

“Milli Denizaltı’mızın inşası.”

“TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi.”

Ve...

“Milli Uçak Gemisi’nin ilk sac kesimleri yapılarak inşası başlamıştır.”

İşte bu bilgilerdir Atina’yı endişelendiren.

Niye? Çünkü Türkiye son 15 yılda milli savunma sanayisinde neredeyse çağ atlamıştır.

Kendi savaş gemilerini, insansız sualtı ve suüstü araçlarını, kendi torpillerini, toplarını, insansız uçaklarını yapmış;

Şimdi kendi uçağını, uçak gemisini yapacak hale gelmiştir.

Bu şu demektir: Türkiye savunma alanında “taşıma suyla değirmen döndürmeye çalıştığı günleri” geride bırakmıştır.

Yani... Artık kimseden savaş gemisi, mermi, top, torpil almak zorunda değildir.

Haberin Devamı

Yıllarca milletin bütçesindeki o kara delik kapanmak üzeredir.

Mavi Vatan 2025’in stratejik şifresi

İşte Atina’yı endişelendiren ikinci haber:

Savunma Sanayisi Başkanı Haluk Görgün açıklıyor: “180 farklı ülkeye ürün ihraç ederek Türkiye’nin adını gururla duyuruyoruz.

Yani yerli savunma sanayisi üretimini artık ihraç edecek hale geldik.

Türkiye bu gelişmeyi yaşarken; Yunanistan’ın milli savunma sanayisinde ilerlemek yerine dışarıdan almaya devam ettiğini görüyoruz.

Çare olarak Girit dahil ABD’ye üsler vermesi bu yüzdendir. Güney Kıbrıs ve Ege adalarında büyük devletlere üsler vermesi, karşılığında silah alması bu yüzdendir.

Yunanistan için gerçek şudur: Dışarıdan aldığı silahlar için ayırdığı milyarlarca doları kendi halkının bütçesinden kesmektedir.

Analizin başına dönersem;

Haberin Devamı

Yunanistan’ın Türkiye ile bir silahlanma yarışına girme ihtimali artık stratejik olarak bitmiştir. Çünkü Türkiye ihtiyacının yüzde 80’ini kendisi üretecek bir ülke haline gelmiştir.

Nitekim ABD Başkanlığı’na yeniden seçilen Trump’ın şu cümlesi çok şeyi açıklamaktadır: “Erdoğan iyi anlaştığım biri, çok güçlü bir ordu kurdu.

Bu noktadan sonra Yunanistan’a düşen ‘silahlanma rekabeti’ yerine ‘dostluk’ yapmaktır.

Panik yerine mantığa yönelmelidir.

Ege’de silahların değil turizm potansiyelinin konuşulacağı toplantıları istemektir.

Ve sevgili komşu; Türkiye eğer terörü bitirirse...

Türkiye eğer Doğu Akdeniz’de barışı sağlarsa...

Sıra Ege’ye ve Batı Akdeniz’e gelecektir.

Böyle bir durumda;

Haberin Devamı

Dost olan Türkiye ve Yunanistan bu coğrafyanın tarihini değiştirebilir.

Yeter artık inatlaşmayalım.

Türkiye’nin geldiği bu noktada rekabetin anlamı kalmadı.

Yazarın Tüm Yazıları