Paylaş
Halk sağlığı için bir devrimdi.
Aile Hekimliği sistemi. Aile Sağlık Merkezi (ASM).
Doktoru, hemşiresi, ebesiyle her mahallenin birer “melek merkezi” haline gelmişti.
Ama son zamanlarda kapısından içeri bir “virüs” girdi.
Aile Sağlık Merkezlerimiz, sağlık ocaklarımız hastalandı.
Önceki gün Cami Sokağı’ndaki sağlık ocağına gittim. Yaşlı bir teyze... Kucağında çocuğuyla genç bir baba... Bir emekli... Kapıda kuyruk.
Ama eskisi gibi bir huzur yoktu.
Çünkü kapıda bir yazı:
“Sevgili hemşerilerimiz 5 gün işi bırakıyoruz. Neden mi?”
Aile hekimleri bu soruyu sorduktan sonra isteklerini sıralamışlar.
Dikkatle okudum.
Ve sormaya başladım.
Halk sağlığı için bu kadar harika bir proje, bu kadar muhteşem bir uygulama...
Halkın, ailenin doğrudan sağlık hizmetine giden böylesine bir kamu başarısı nasıl böylesine bir kaosa düşürüldü?
“Bir başarı hikâyesi nasıl böyle bir krize dönüştü?”
Halkın sağlığına mahalle mahalle uzanan o şifalı el, nasıl oldu da yumruğa dönüştü.
HEKİMLER NE İSTİYOR?
Merak ettim. Aile hekimleri, sağlık ocağı çalışanları ne istiyor?
En kritik sorular şöyle:
1) Gerekçesi aile hekimi olmadığı halde, son 6 ay, ASM’ye uğramayan vatandaş için neden aile hekiminden ihtar ve maaş kesintisi yapılıyor?
2) Aile Sağlık Merkezi’ne gelmeyen hastayı hekim nasıl takip edecek?
3) Günde ortalama 100’den fazla muayene yapan hekim hastanın peşine nasıl düşecek? Eğer kronik hasta Devlet Hastanesi’ne gidiyorsa bunu nasıl engelleyecek? Bütün bunlar için maaş kesintisi doğru bir yöntem midir?
4) Aile hekiminin ağrı kesici ya da antibiyotik yazmasına getirilen kısıtlama hangi ölçülere göre yapılıyor?
5) Aile Sağlık Merkezlerinde aşı sıkıntısı neden başladı?
Evet daha birçok soru var.
Yazımın başında yazdığım gibi;
-Halka uzatılmış şifa eli, nasıl oldu da yumruğa dönüştü?
Sağlık Bakanlığı aynı bakanlık.
Aile hekimliği aynı hekimlik sistemi.
Aile Sağlık Merkezleri aynı merkezler..
Peki ne oldu da bu kriz başladı?
AK Parti’nin en büyük başarılarından birisi olan “halkın evine sağlık götürme projesi” nasıl oldu da böyle bir krize dönüştü.
Sağlık Bakanlığı burada gerçek anlamda bir iletişim stratejisi ortaya koymalı.
Halkın alıştığı bu sistemin neden aksadığını anlatmalı.
Sağlık Bakanlığı aile hekimlerini dinlemeden, onları dışlayarak bir uygulamaya gidiyorsa bu çok yanlıştır.
Merak edip gittiğim sağlık ocağında gördüğüm genç bir ebenin yüzündeki ifade bile çok şey anlatıyor.
Mutsuz, güler yüzlü değil. Eli işe gitmiyor.
Arkadaşlar sağlık hizmeti yalnızca ilaç vermek değildir.
Önce güler yüzlü bir hizmettir. Hasta zaten dertli. Moralsiz bir sağlık çalışanı o hastaya ne verebilir ki.
Sorun halka. Bir tek şey söyleyecektir:
“Mahallemizdeki sağlık merkezlerine yine huzur gelmeli.”
İşte yine söylüyorum.
Türkiye’nin 81 vilayetindeki binlerce mahallede halka muhteşem bir hizmet veriliyordu.
Sağlık Bakanlığı ne yapıp edip akıllı bir uzlaşmayla bu harika sistemi tekrar yoluna koymalı.
Yoksa emin olsunlar;
Oraya muayeneye gelen halk hekimi dinliyor. Ebeyi dinliyor. Hemşireyi dinliyor.
Sağlık Bakanlığı ne derdi varsa onu anlatmakta çok geç kalır.
Paylaş