DEM Parti uzayan turlara gidip müzakere havasına girerse yanlış olur: DEM Parti görüşmesinde Bahçeli’nin yüzündeki ifade

DEM Parti’yi kapıda karşılarken Devlet Bahçeli’nin yüzündeki ifadeye bakıyorum.

Haberin Devamı

Bir olgunluk. Kararlı bir babacanlık. Ve terörü bitirmek isteyen şefkatin eli. 

Yani...

Bak ben sana bir şefkatli el uzatıyorum. Sakın bunu bir müzakere eli gibi görme. Bu sana sunulmuş bir fırsattır” diyen bir el.

Ve özellikle Ahmet Türk gibi pozitif bir ismin görüşmeye dahil edilmesini sağlaması Bahçeli’nin bu konudaki netliğini göstermiştir.

Niye?

Çünkü Devlet Bahçeli, bütün siyasi hayatında Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasına, bu milletin varlığına, Türklük bilincine ve demokrasiye gönül vermiş yaşayan en tecrübeli isimdir.

Şimdi böyle bir kararı yürütüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olumlu mesajlar vermiştir.

Ben bugün Devlet Bey’in DEM Parti heyetini karşılarken gösterdiği nezaketi ve saygıyı şöyle algıladım:

Lütfen mantıklı ve kararlı olun. Uzatılan bu eli bir zafiyet ya da müzakere eli olarak görmeyin. Size bir adım atma potansiyeli sunuluyor. Artık analar ağlamasın. Türkiye dünyada barışı sağlayan güçlü bir ülke oldu. İçeride de kendi barışını sağlasın. Böylece hep birlikte güçleneceğiz. Siz de iyi niyetle silah bırakma çağrısını yapın.”

Haberin Devamı

PKK tarafında ise şöyle bir hava var:

“Bu çağrıyı yapabilmek ve inandırıcı olabilmek için bizim elimize Öcalan’ın çağrısını güçlendirecek bir şeyler verin. Yoksa biz de bunu istiyoruz.”

İşte bu noktada olay gelip Kandil’e ve Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG’ye dayanıyor. Kandil ve Suriye’nin kuzeyindekiler ne yapacak?

Hassas bir nokta.

Gerçi bu noktada da ilginç gelişmeler yaşanıyor.

Sırasıyla gidersek:

1-Suriye’nin yeni yönetimi PKK’nın uzantısı YPG’ye “silahları bırak” diyor. PKK’lı olanların yurtdışına çıkmasını istiyor. Mazlum Kobani silah bırakmaya hazır olduklarını ilan ediyor. 

2-Almanya ve Fransa gibi batılı ülkeler Suriye’deki yabancı savaşçıların ayrılmaları gerektiğini söylüyor. 

3-Şu anda bir tek ABD’nin DEAŞ’a karşı bir güç olarak YPG’nin SDG’nin varlığı için bastırıyor. Ama Trump koltuğa oturduğunda ne olacak belli değil.

‘İMRALI VE PARTİLER ARASINDA TURLAR YANLIŞ ANLAŞILIR’

Bütün bu gelişmeleri topladığınızda zaten yurtdışında da sıkışmış olan PKK’nın teröristbaşı Öcalan’dan gelecek bir çağrıya kulak verme ihtimali henüz tartışmalıdır. Bu noktada teröristbaşının çağrısı doğrultusunda hareket edecek olan DEM’in tabandaki etkisi yüksek olacaktır.

Haberin Devamı

İşte bütün bu ihtimalleri ve Suriye’deki gelişmeleri birleştirince;

DEM Parti’nin bu meseleyi “partilerle uzayan turlar” aşamasına getirmeden netleştirmesi gerekiyor. Çünkü uzayan “tur”lar müzakere anlamına gelecektir. Süreci bulandıracak, pazarlık dedikodularına neden olacaktır. Ki bu da Devlet Bey’in “amasız, fakatsız” vurgusuna ters düşer. 

YAYMAN’IN VURGULADIĞI ŞUBAT AYI NEDEN ÖNEMLİ?

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yaymantursuz görüşmeler” düşüncemi kuvvetlendiren önemli bir açıklama yaptı.

Yayman çok sık konuşan bir isim değildir. Bir şey söylüyorsa, arkası doludur. Ölçülüp biçilmiştir.

Hüseyin Yayman diyor ki:

Şehit analarının ağlamaması, Türkiyenin bu terör belasından kurtulması için Sayın Bahçelinin çağrısı tarihsel önemdedir, ezberleri bozmuştur. Sayın Bahçeli çağrısını yapmıştır, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda düşüncelerini dile getirmiştir. Teröristbaşı Abdullah Öcalan bir açıklama yapmıştır. Şimdi sıra DEM Parti’dedir. DEM Parti’nin bu tarihsel sorumluluğunu yerine getirmesi gerekmektedir. Her şey yolunda giderse şubat ayı içinde önemli gelişmeler olacağını görüyorum...”

Bu sözlerden anlıyorum ki;

Haberin Devamı

-Bu görüşmeler uzayan bir “müzakere süreci”ne dönüşmeden sonuca ulaştırılmak isteniyor. Yani dediğim gibi “partiler arasında uzayıp giden turlar” gibi beklentiler yoktur. Dahası yine Yayman’ın bu sözlerinden yola çıkarak en geç şubat ayında bir sonuç istenmektedir. AK Parti’de de genel olarak böyle bir karar olduğunu görüyorum.

Belli ki önümüzdeki birkaç haftada çok hızlı gelişmeler yaşayacağız.

Umarım ve bütün kalbimle isterim ki...

40 yıldır başımıza bela olan bu terör biter, analar daha fazla ağlamaz, Türkiye teröre ayıracağı maddi ve manevi gücünü çok daha büyük hedeflere ayırabilir.

Barış ve demokrasi galip gelir.

Bu tarihsel süreci detaylarıyla izlemeye devam...

Yazarın Tüm Yazıları