Paylaş
İsyan noktası.
Aynen şöyle diyor: “Artık ben de doldum arkadaşlar. Yeter.”
Bu sözler doğrudan göç rakamlarını abartan isimlere, sosyal medyaya ve siyasetçilere gidiyor. Ve devam ediyor: “Nereden çıkartıyorsunuz bu rakamları. Yok 13 milyon göçmen varmış. Yok daha fazlaymış. Sosyal medyadan, bazı siyasetçilerden vatandaşın zihnini karıştırmak için ne rakamlar veriliyor. Yabancı düşmanlığını körüklemek için. Faşistlik, nefret, etki ajanlığıdır bu.”
Gerçekten de son dönemde İçişleri Bakanlığı müthiş bir mücadele veriyor. Ben her sabah yapılan operasyonların listesini görüyorum.
HAYAL TACİRLERİNE UYARI
Özellikle göçmen kaçaklığını organize edenlere karşı tam bir savaş var. Geceli gündüzlü böyle bir çalışmadan sonra, bu kadar mücadeleden sonra, bu tür “palavra rakamları” görünce isyan da normal sanırım.
Nitekim şöyle diyor: “İşte buradan ilan ediyorum. Nerede göçmen organizatörü varsa cezaevine göndereceğiz. Tahliye olacaklara da söylüyorum. Takipteler. Bu yıl 165 bin düzensiz göçmen yakalandı. 7500 organizatör yakalandı. İddia ediyorum. 2025 yılında kimse yasadışı yollardan yurtdışına çıkamayacak.”
EGE KIYILARI İÇİN UYARI
Bakan Yerlikaya düzensiz göçmenle mücadeleyi anlatırken çok keskin bir üslup kullanıyor. Heyecanla konuşuyor.
Mesela Ege kıyılarında görev yapan kaymakamları açıktan uyarıyor: “Ege’de kıyısı olan bir ilin kaymakamı. Bulunduğu ilçeden bir göçmen eğer bir bota binip kaçıyorsa. Ve bundan haberi olmuyorsa. Bu bir kere olur. İkincisinde hesabını sorarım. Buradan ilan ediyorum.”
Evet... Bu bilgilerden ve kesin talimatlardan sonra Bakan Yerlikaya’nın neden “Yeter artık” diye isyan ettiği daha iyi anlaşılıyor.
İMRALI GÖRÜŞMESİ NEREYE VARIR
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “silah bırakılacağını açıklasın” çağrısıyla başlayan terörist başı Öcalan’la görüşme süreci dün önemli bir aşamaya geldi.
İmralı’ya giden DEM heyeti tarafından görüşme sonrasında bazı “mesajlar” iletildi.
Fotoğrafı biraz büyütünce; İmralı görüşmesi ile Suriye’deki gelişmeler birleştirilebilir.
Nitekim Almanya’nın Suriye Özel Temsilcisi Stefan Schneck, Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı DSG sözde komutanı Mazlum Abdi ile yaptığı görüşmeyi şöyle anlatıyor: “Mazlum Abdi ile ileriye doğru nasıl adım atılacağını tartıştık. Kendisi bazı önemli fikirleri masaya koydu ve bunları açıkça tartıştı. Bunlar arasında tüm yabancı savaşçıların ülkeden çıkması ve ayrılması da vardı. PKK terör örgütü olarak tanımlanıyor ve artık Suriye işlerine müdahale etmemelidir. Bence (DSG) HTŞ ve diğerler gruplarla birlikte Suriye için ulusal bir güvenlik kurumu oluşturmaları önemli.”
Buradan da anlaşılıyor ki..
PKK terör örgütü Suriye’nin kuzeyinde barınamayacak. Sıkışmış bir PKK var.
Şimdi sorular şöyle:
Terörist başı Öcalan bu çağrıyı nasıl yapacak?
PKK’nın elebaşları Öcalan’ı dinleyecek mi?
DEM’in ilettiği mesajlardaki “Demokratik dönüşüm” kavramının içeriği nedir?
Sorular çok.
O nedenle henüz kesin yorumlar için çok erken.
Başından beri dediğim gibi; “Silahların değil, aklın ve demokrasinin konuştuğu bir Türkiye” özlemimiz var.
Türkiye terörle mücadelede çok ciddi bir başarı elde etti. Bu yolda ne civanlar ne canlar gitti. Suriye’nin kuzeyinde yapılan harekâtların önemi bugün daha iyi anlaşılıyor.
Sonuç olarak diyorum ki;
Türkiye ve Suriye’deki süreçleri birlikte gözleyerek;
Acele etmeden ve sakince her gelişmeyi ayrıca yorumlamaya ihtiyaç var.
Kritik cümle şudur: “Acele etmeden ve sakince...”
RAHMETLİ TURGUT ÖZAL’IN HAYALİ GERÇEKLEŞİYOR
Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Suriye için yaptığı açıklama Türkiye’nin bölgedeki etki alanını göstermesi açısından çok önemli.
Kabine toplantısının ardından Bayraktar şöyle diyor: “Bakanlığımızdan bir heyet en yakın zamanda Suriye’ye gidecek. Elektrik ve enerji altyapısında incelemeler yapacak. İşbirliği ve yardım konuları ele alınacak.”
Bu sözler beni çok gerilere götürdü. Rahmetli Turgut Özal ne zaman terörle mücadele konusu açılsa PKK’nın üs kurduğu Suriye için şöyle derdi: “Bizim bölge ülkeleri için cazibe merkezi olmamız lazım. Özellikle enerjide. Suriye’ye su veriyoruz. Enerji de verebiliriz. Gaziantep, Diyarbakır, bölge için cazibe merkezi olmalıdır. Terörü böyle engelleriz.”
Özal’ın bu sözlerinden 34 yıl sonra Türkiye’nin Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar Suriye’ye enerji yardımı için heyet gönderileceğini açıklıyor.
Düşünsenize, aynı günlerde Suriye’nin yeni yönetimi PKK’nın terör örgütü olduğunu söylüyor.
34 yıl gecikmeli ama tarihi bir gelişme.
Paylaş