Bakan Ersoy: Ateş çemberinin ortasında mazeretsiz turizm geliri

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’la 2025’in turizm potansiyelini konuşuyoruz.

Haberin Devamı

Öyle ya.

Bakan Ersoy, yıllardır çevresinde savaşlar, çatışmalar, gerilimler yaşanan, ölümlerin, acıların, göçlerin, insani dramların kuşattığı bir ülkenin turizm potansiyelini yönetiyor.

Acaba dünyanın hangi ülkesinin çevresi, böylesine bir “ateş çemberi” ile kuşatılmıştır.

İşte böyle bir ortamda, örneğin turizm gelirleri için nasıl planlama yapabilirsiniz. Böyle bir detayla 2025’in gelir projeksiyonunu sordum.

İşte cevabı: “Doğru söylüyorsunuz. Ne yazık ki böyle negatif bir durum var. Hangi ülkenin turizm bakanı gerilim ve çatışma çemberinin ortasında ya da yakınında olmak ister. Ama biz bu bilinçle hiçbir zaman mazeret üretmedik.”

Gerçekten de yukarıda Rusya-Ukrayna. Ne olacağı ne zaman bir çatışmanın alevleneceği, ne zaman çevreye sıçrayacağı belli değil. İşte düşen yolcu uçakları. Hava sahası sorunları.

Haberin Devamı

Aşağıda Suriye. Yıllardır süren, çatışma, istikrarsızlık. Terör ve muazzam bir göç baskısı.

Ne yapacağı belli olmayan bir İran.

İsrail’in saldırganlığı. Gazze’de yaşanan dram.

Azerbaycan-Ermenistan krizleri, çatışmalarını hatırlatıyorum.

Ve “Sayın Bakanım böyle bir ateş çemberinde nasıl tutturuyorsun hedefleri?” diye biraz daha keskinleştiriyorum soruyu.

Yani “hiç mazeret yok mu?” diyorum.

İşte Bakan Ersoy’un cevabı:

Hayır. Bizde mazeret, bahane yok. Sektörü krizlere bağışıklı hale getiriyoruz.

Ne yaptık.

Ürün çeşitlemesi, pazar çeşitlemesi yaptım.  Yani bir taraftan eksilse diğer taraftan testiyi dolduracak bir çeşitleme yaptık. Stratejiyi böyle kurdum.

Ben de eski kafada olsaydım. İşte ‘bu nedenle, şu nedenle falan olamadı’ deyip çıkardım. Bahanelere sığınırdım.

Ama hayır. 

Ben ne yaptım. Bir CEO gibi davrandım. Bürokrat gibi değil. Zaten Cumhurbaşkanımız da bunu öngördü. İşte CEO atamanın farkı burada çıkıyor ortaya.

Çünkü CEO’nun görevi nedir. Her durumda şirketi ayakta ve karlı tutmaktır.

Biz de onu yapıyoruz.”

64 MİLYAR DOLAR

Peki Bakan Ersoy, böylesine bir ortamda 2025 için nasıl bir turizm geliri öngörüyor?

Bu soruya bir rakamla karşılık vermiyor.

Yalnızca “çok ince çalışıyoruz. Ayın 31’inde belli olur” diyor.

Benim tahminim.

Haberin Devamı

Ateş çemberine rağmen bu ekip yine en az 63-64 milyar doları tutturur.

Bu rakamları nereden mi çıkartıyorum...

Bakan Ersoy yalnızca kültür turizmi için yaptıklarını anlatırken, nasıl muazzam bir hazırlık içinde olduğunu görüyorum.

İSTANBUL’UN İKİ YAKASINA DEVASA ARKEOLOJİ MÜZELERİ

Örneğin şöyle diyor:

Bu arada biz geleceğe miras kapasitemizi iki katına çıkarıyoruz. 

4 sene sonra çok ciddi sonuçlar görülecek. 60 yılda yapılan işi 4 yılda yapmaya cesaret ediyoruz. Geleceğe miras, gece müzeciliği gibi. Mesela İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin arkasına bir o kadar daha arkeoloji müzesi yapıyoruz. Projesi hesapları bitirildi. Kapasite iki katına çıkıyor. Ayrıca Anadolu Yakası’na arkeoloji müzesi açıyoruz. Haydarpaşa’ya yapıyoruz. Yani şöyle ayırıyoruz artık:

Haberin Devamı

İstanbul Arkeoloji Avrupa. İstanbul Arkeoloji Asya.”

Mehmet Ersoy yapılanları anlatırken, bir icraat gibi değil de, bir macera gibi heyecanla anlatıyor.

Örneğin Türkiye’nin arkeoloji tarihine yaptığı inanılmaz katkı.

Şöyle diyor:

Arkeolojik kazılar mevsimsel olarak yapılırdı. Ben 4 mevsim, hatta geceleri de yapalım dedim. Önce hocalar pek inanmadı. Yani yazın 3-5 aylık kazılarla böylesine muazzam bir tarih ortaya kaç yılda çıkar.. O nedenle gecikmeler olmuş. Biz her mevsim kazıya başladık. Gece kazısını getirdik. Böylece inanılmaz bir verim oluştu. Tabii bazı hocalar buna direndi. Yerlerine yenileri geldi. Side bir örnektir. Phaselis bir örnektir. Şimdi gece müzeciliğimiz var. Yani 60 yılda yapılan kazıları 5 yıla indiriyoruz. O nedenle önümüzdeki dönemde Türkiye’nin kültür turizmi ciddi bir katkı sağlayacak.

Haberin Devamı

Türkiye’nin Suriye, Filistin, Gazze üzerindeki etkisi konuşulurken. Büyük travmalar, restler yaşanırken.

Türkiye bir ateş çemberindeyken...

Acaba turizm gelirlerimiz ne oluyor diye sorunca cevaplar böyle.

Yani arka tarafta bütün bu “ateş çemberi”ne rağmen çalışan kahramanlarımız var demek istedim.

Yazarın Tüm Yazıları