Ankara Zirvesi’nden Trump’a giden mesaj

Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte yapılan basın toplantısı...

Trump’a giden çok önemli bir mesajın kendisiydi.

Mesaj şuydu:

“Sayın Trump, Rusya-Ukrayna savaşının çözüm adresi olarak Türkiye yerine Suudi Arabistan’ı seçtiniz. Oysa burada taraflardan biri olan Ukrayna’nın da olması gerekiyordu. İşte Zelenski Ankara’ya geldi ve Türkiye’nin garantör olabileceğini açıkladı. Türkiye ise kriz boyunca Rusya ve Ukrayna ile görüşen tek ülkedir. Esir takaslarından mayın temizliğine, tahıl gemisi geçişlerine kadar Türkiye’nin yaptığı arabuluculuklar ortadadır. Bu durumda sorunun çözümüne ev sahipliği yapacak en uygun ülke Türkiye’dir. Türkiye ve Ukrayna’yı dışlamak yanlıştır.”

Elbette bu yazdıklarım Washington’a gönderilmiş resmi bir mesajdan alıntılar değildir.

Ama bazen diplomaside, bir toplantı, bir görüntü tam bir mesaj haline gelir.

Ankara’daki zirve de Washington’a verilmiş böyle bir mesajdır.

Detaylara gelince.

GÜÇLÜNÜN DIŞ POLİTİKASI

Artık iyice anlaşılıyor ki.

ABD’nin yeni başkanı dış politikasını bir emlakçı ve tüccar bakışıyla yürütecek.

Buna kızabilirsiniz. İsyan edebilirsiniz. Ama sonuçta onun geliş gerçeği ve gerekçisi bu. 

Hedefi de belli. Dünyada bazı sorunları çözmek, çözerken de bugüne kadar denenmişleri değiştirerek yalnızca ABD’yi kazançlı çıkartmak.

Maddeler halinde özetliyorum:

1-Gazze’yi değerli bir emlak olarak belirleyip bir tatil köyüne çevirmek istemesi. Mazlum Gazze halkı sürgün. 

2-Riyad’da Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’la görüşen ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun şu sözleri: “Ukrayna çatışması sona ererse ABD-Rusya ilişkileri için olağanüstü fırsatlar doğacak.”

“Fırsat” dedikleri barış ve demokrasi değil. Ticarettir. Güçlünün güçsüzü ezmesidir. Ukrayna’daki madenlere göz dikmesidir. Yani Ukrayna’ya “ver kurtul” demesidir. Rusya ile ticaretin başlamasıdır.

Geldik mi yeniden Ortaçağ’a. Toprak ve ganimet savaşlarına. Güçlünün dünyasına.

Trump, savaşın sonlandırılmasını ve Rusya’ya olan ambargonun kaldırılmasını planlayarak aslında Rusya’ya bir çiçek atıyor. Böylece Ortadoğu’da İsrail lehine alacağı kararlara karşı Rusya’nın tepkisini bloke etmeyi düşünüyor.

3-Zirve Suudi Arabistan’da yapılıyor. Trump’ın başından beri Suudi Arabistan’a silah satışı isteğini biliyoruz. Başkanlığı döneminde 500 milyar dolarlık anlaşma yapılmıştı. Yani ilişkiler tamamen ticari. Ayrıca Gazze konusunda Suudi Arabistan’ın da yumuşatılması amaçlanıyor. Muhtemelen Ürdün Kralı, Beyaz Saray’daki görüşmede Gazze planı için Suudi Arabistan’ın yumuşatılması gerektiğini söyledi.

4-AĞIR BOMBARDIMAN UÇAKLARI ORTADOĞU’DA

Bütün bu gelişmeler yaşanırken ABD merkez komutanlığı “uçan kale” denilen B-52 ağır bombardıman uçaklarının Ortadoğu üzerinde uçuş yaptığını açıklıyor. Yani başta İran olmak üzere birçok merkeze gözdağı veriliyor. 

5-NATO VE BM NE OLACAK?

Eğer ABD, savaşın bitmesi için Rusya’nın işgal ettiği topraklarda kalmasını onaylarsa ne olacak?

AB, BM ve NATO ne yapacak?

Bugüne kadar Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için yapılan açıklamalar ne olacak? 

Trump Unesco dahil birçok yardım kuruluşundan çekiliyor. Yani BM’yi ve NATO’yu artık umursamıyor. Rusya ile anlaşırsa NATO’ya ne gerek var diye düşünüyor.

Bütün bunlar gösteriyor ki...

Dünyada yeni güç dengeleri oluşacaktır. Yalnızca güçten anlayan bir dünya düzeni geliyor...

YENİ ORTAÇAĞ

Geçen defa yazdım:

Güçlü ordusuyla Türkiye böyle bir dünya düzeninde ne yapmalıdır?

Bu sorunun cevabını ve Türkiye’nin güç dengesindeki yerinin önemini yarın yazacağım.

DERBİDE YABANCI HAKEM OLDU MU?

Pazartesi günü oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin hakemliğine Slavko Vincic atandı.

Ve böylece tartışma spor camiasının sınırlarını aştı.

Sorular çok:

-Bir Türk derbisine yabancı hakem atanması doğru oldu mu?

-Yabancı hakem tayini Türk hakemliğine olan güvenin sonu mudur?

-Yabancı hakem, Türk futbolunda sistemin iflas işareti midir?

-Türk hakemlerinde moral diye bir şey kaldı mı?

-FIFA kokartlı Türk hakemleri yabancı maçları yönetiyor. Kendi ülkelerinde neden maç yönetemiyor?

Çok farklı cevaplar var.

İşte bir örnek:

“Sen bir kulüp başkanı olarak gelip FIFA kartlı hakemi sahanın ortasında yumruklarsan olacağı budur.”

Karşı görüş:

“Bir Türk derbisine yabancı hakem tayini hiç yakışmadı. Kulüplerin ağır baskısı hakemleri moral olarak çok etkiledi. Yani hiç düzgün hakemimiz yok mu arkadaş...”

Bu tartışmalar ciddi şekilde yayılıyor. 

TFF başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu Trabzonspor başkanlığı sırasında yabancı hakeme karşı olduğunu söylemişti. Belli ki Fenerbahçe-Galatasaray derbisi öncesinde yaptığı toplantı çağrısına cevap gelmeyince, başkan da “yorgan gitti kavga bitti” diyerek yabancı hakem kararını aldı.

Peki bu karardan mutlu mudur? 

Hiç sanmıyorum.