1- MİLLİ Savunma Bakanı Hulusi Akar’la, Van Başkale Hudut Birliği’nden Bakü’ye... Oradan Azerbaycan’ın Zafer Günü’nü kutlamaya Şuşa’ya geçiyoruz...
Bakü...
Yıllar önce geldiğim bu şehir öylesine gelişmiş ki. Müthiş bir mimari devrim. Gözlerime inanamadım.
Bakü’ye onca yıl içinde bir mimarın sihirli eli değmiş...
Bir dünya başkenti olmuş...
Sonra Şuşa...
İlham Aliyev’in kahramanlık destanını yazdığı topraklar... Savaştan sonra bu kadar kısa sürede bunlar nasıl yapıldı...
Azerbaycan askerleriyle Şuşa’da yaptığımız gezintiler. O dağlardaki kahramanlıklar...
Zorlu bir yol...
Van’a doğru uçarken sohbet ediyoruz:
İLK SORU TEZKERE: Sayın Bakanım, son dönemde kamuoyunda bir tezkere tartışması oldu. Bazı iddialar ortaya atıldı.
Bakan Akar özellikle bir polemiğe yol açmamak için kelimeleri özenle seçiyor:
“TSK Cumhuriyet dönemindeki en yoğun tatbikat ve operasyonları yapıyor. Milletimizin her zamanki desteğini arkamızda hissediyoruz. Bu fedakâr ve kahraman askerimizin moralini yüksek tutmamız gerekiyor. Mehmetçiğin bu morale ihtiyacı var... Yanlış bilgiler, iddialar moral ve motivasyonu olumsuz etkiler. O nedenle siyasetten medyaya toplumun her kesiminin bu konuda (tezkere tartışmaları) dikkatli ve özenli olması gerekiyor. Bu tür yanlış bilgilerle Mehmetçiğin moralini bozmayalım...”
- Ama karşı çıkışlar oldu. Yani bir önceki tezkereyle aynı değil dendi.
- “Hayır, birebir aynı tezkere...”
- 2 yıl olması meselesi var. O sorgulandı. Bir de yabancı asker getirilmesi konusu var...
Salacak’ta Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’le bisiklete biniyoruz...
Harika bir hava.
Geçen kış pandemi nedeniyle uzun süre kaldığım Fethiye’de onlarca kilometre bisiklete binmiştim...
Dağlarda, deniz kıyılarında bisiklet turları yapmıştık...
İşte o duyguyla soruyorum:
“Acaba dünyada bundan daha güzel bir bisiklet yolu olabilir mi?”
Elbette vardır...
Birisi Diyarbakır’dan... Diğeri İstanbul Sultangazi’den...
O fotoğrafları görünce, “İşte” dedim...
“Törensiz, emirsiz, sahici ve en kalpten haliyle bayrak sevgisi...”
Diyarbakır’dan gelen fotoğraf için şöyle yazmıştım: “Burası Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesi... Mahalle bakkalı “29 Ekim Cumhuriyet Bayramı” için kapısına bir Türk Bayrağı asmış. Ve sabah saatlerinde içeri 9-10 yaşlarında bir çocuk giriyor. Çocuk tam kapıyı kapatacak, tekrar bayrağa dönüyor ve işte o an ne hissediyorsa, dönüp bayrağı öpüp alnına koyuyor... İşte budur diyorum...
Geçen 29 Ekim’de çöplükte buldukları Türk Bayrağı’nı öpüp başlarına koyan çocukların fotoğraflarını paylaşmıştım...
Yüzlerce mesaj gelmişti.
Bayrak sevgisinin sokaktaki bu tertemiz hali karşısında nasıl da duygulanmıştık...
O yazım üzerine o kadar çok vatandaş çocuklara yardım için aramıştı ki...
Hatta şehrin valisi çocukların eğitim masraflarını karşılamıştı.
Bu 29 Ekim’de yine haberleri taradım.
Çünkü İzmir ve Antalya başta olmak üzere hiçbir kıyı belediyesi onun yaptığını yapmıyor...
Tam 15 yıldır gökyüzünden İzmit Körfezi’ni denetliyor...
Şu ana kadar denizi kirleten gemilere 50 milyar TL ceza kesti...
Son 1.5 ayda 13 milyon TL ceza uyguladı.
Bir o kadar caydırıcı görev yaptı. 200’den fazla diğer belediyelerin alanındaki kirlilik için uyarıda bulundu... Defalarca yangın uyarısı yaptı ve felaketleri önledi.
Yılların pilotu Hakan Osanmaz, İzmit Körfezi’nde her sabah uçuyor...
Amaç ceza kesmek değil elbette. Uyarmak...
O nedenle bazen o kadar alçaktan uçuyor ki...
Tomahawk füzeleri Bağdat’a doğru uçarken CNN füzenin özelliklerini canlı olarak sayıyordu...
Patriotların gücü anlatılıyordu...
Dünyanın ilk televizyonlardan canlı yayınlanan kanlı silah fuarıydı bu...
Evet...
Dünyayı bir “silah pazarı” haline getirdiler...
İşte bu fotoğraf da..
Bu “kanlı pazar”ın gökyüzündeki en son afişidir...
Hele Ankara’daki...
Neredeyse Ankara sosyetesinin, üst düzey bürokratların, siyasetçilerin gittiği bir merkez.
Ankara’dan hep “siyaset kulisi” yazılmaz ki...
Böylesine olaylar da yaşanıyor.
Olayımız, İstanbul’da başlıyor.
Ve ilginç bir takiple Ankara’da bitiyor...
Anlatayım...
Varlıklı bir genç iş insanı A.C..