Paylaş
Belgenin adı “Mülhak Vakıflar Devir Teslim Tutanağı”...
Bu tutanağı görmedim
ama eski tutanaklardan
bildiğim bir şey var.
Bu tür vakıf devir teslimlerinde her şey madde madde yazılır.
Neler mi?
Caminin işletme defteri.
Yevmiye defteri.
Büyük defteri.
Envanter defteri.
Bağış makbuz kayıt defteri.
Gelen evrak, giden evrak defteri.
Tahsilat makbuzu.
Gider makbuzu.
Son yöneticisi öldükten sonra vakıf Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilirken bunlar var mıydı merak ediyorum.
Çünkü kulağıma gelen bir bilgiye göre devredilenler arasında bu belgeler yokmuş.
Yanlış anlamıyorsam “hayalet bir vakıfmış” bu...
*
Ancak tutanakta asıl merak ettiğim hane bir başkasıydı...
Bu tür tutanaklarda genellikle “sigorta poliçeleri” diye bir bölüm olur.
Bana gelen bilgiye göre devir teslim tutanağında bu hanenin karşısında “Yoktur” yazıyormuş.
*
İşte bunu çok merak ettim.
Bu yoktur kelimesi ne anlama geliyor?
Caminin sigortası mı yok?
Yoksa sigorta poliçeleri mi kayıp...
*
Kulağıma gelen bir başka bilgi daha var.
Galiba tutanakta bir “Vakıfbank hisse senet hesap numarası” da varmış.
Bu nedir, hesapta ne vardır insan onu da merak ediyor.
*
Bir başka ilginç istihbarat da şu: 2020 emlak vergileri yatırılmış.
Son vakıf yöneticisi 2018’de öldüğüne göre bunu kim yatırmış?
Eminim yangını araştıran savcılık da tutanaktaki bu bilgileri almak isteyecektir.
*
Tabii buradan şu soruya geleceğim.
Türkiye’de camilerin, yangına, depreme, hırsızlığa, su baskınına karşı sigortaları var mı?
Camiler kim tarafından yaptırılırsa yaptırılsın, yönetim ve imam atama yetkisi Diyanet’e geçtiğine göre acaba sigorta işini Diyanet mi yaptırıyor?
Diyanet’in bütçesi buna fazlasıyla müsait.
*
Önceki gün öğrendik ki Vaniköy’de yanan bu tarihi caminin onarımını işinsanı Cemal Kalyoncu üstlenmiş.
Bu iyi haber.
Çünkü parası olmayan 30 yaşında bir insan olan yeni yöneticinin bu yükü kaldırması mümkün değildi.
Yine öğrendiğime göre Kalyoncu, caminin bakım ve güvenlik konularını da üstüne alıyormuş.
*
Caminin geçmişi işte böyle hayaletlerle dolu bir muamma... Ama kendi de o civarda yaşayan biri olarak caminin geleceğinin garantide olduğunu şimdiden söyleyebilirim.
BEKLEDİĞİM gibi “Bir Başkadır” dizisi sınırlarını aşıp bir başka tartışmayı başlattı...
Ve gözler anında, herkese “yukarıdan baktığı” söylenen psikiyatr “Peri”ye çevrildi...
Sadece gözler değil, işaretparmakları da “Sizi gidi sizi Perigiller” tavrıyla sallanmaya başlandı.
Anlaşılan dizinin “günah keçisi” bir “Beyaz Türk” olarak o...
*
Nitekim o karakteri oynayan Defne Kayalar da T24’e verdiği mülakatta parmağını “Peri”ye sallayıp şunu söylüyor:
“Peri’nin ‘Ben bilirim. Onlar güçlü ama ülke bizim’ gibi bir kibri ile yüzleşmemiz lazım...” Doğru Türkiye’nin her tür kibirle yüzleşmesi lazım...
Tamam da Türkiye’de kibriyle yüzleşmesi gereken tek profil Peri mi...
*
Türkiye son 20 yılda muhafazakâr orta kesimi yükselen, yeni zenginleri daha çok muhafazakâr kesimden çıkan bir ülke haline geldi...
Ve bugün yüzleşilmesi gereken “ülke bizim kibri” o kesimde de fazlasıyla var...
*
O nedenle ülkemizdeki sevgisizliği ve kutuplaşmayı ortadan kaldırmak istiyorsak, bu yüzleşmeyi sadece bu klişeler üzerinden değil, daha geniş bir çerçevede; daha eldivensiz, daha cesur yapmalıyız...
Suçu “Beyaz Türk kibri” gibi bir klişe üzerine yıkıp sonra yüzleşme yaptık olmaz...
*
Bakın böyle bir filmin sonunu da bir İzmirli Beyaz Türk olan Ferdi Özbeğen müziğinin birleştirici masumiyeti ile bağlıyoruz.
ŞİMDİ SIRA TÜRKİYE’NİN ‘UNORTHODOX’ FİLMİNDE
GEÇEN yılın en önemli filmlerinden biri “Unorthodox” dizisiydi...
New York’taki Yahudi cemaatinin en bağnaz dindar kesimiyle yüzleşmesiydi bu film...
O filmdeki genç kadın karakterinin “Bir Başkadır”daki Meryem’den farkı yoktu...
Hahamların ve bağnaz bir cemaatin fanatizmi altında ezilen, yok olan bir genç kadının dramıydı oradaki...
Ve yüzleşilen kibir de Hasidizm geleneğin Haham kibriydi...
Yüzleşme konusunda samimiysek... Şimdi sıra bir Unorthodox mini dizisinde...
YILIN ERKEĞİ 14 ARKADAŞINA 14 TUMİ ÇANTADA NE VERDİ
GQ dergisinin önceki gece çıkan Aralık/Ocak 2021 sayısının kapak konusu George Clooney...
Dergi onu “Yılın erkeği” seçmiş.
Ve bugüne kadar okuduğum en ilginç Clooney mülakatını yayınlamış.
O mülakatta son yıllarda en merak edilen konulardan birini açıklıyor.
Clooney evlenmeden bir yıl önce hayattaki en iyi 14 arkadaşını topluyor. Önlerine bir harita koyuyor.
Hepsi en çok gitmek istedikleri yerleri söylüyor, bunun kaça mal olacağını konuşuyorlar. Sohbet bitince Clooney haritayı topluyor ve 14 adet Tumi çantayı önlerine koyuyor.
Her birinin üzerinde arkadaşlarının birinin ismi var.
Arkadaşlar çantaları açınca her birinin içinde birer milyon dolar para olduğunu görüyor. Çantaları üzerinde “Florist” (çiçekçi) yazan bir minibüs ile getirmiştir.
*
Bu konu epeydir konuşuluyordu.
Clooney bunu ilk defa açıklıyor ve şöyle diyor:
“Bu insanlar hayatım boyunca en iyi arkadaşımdı. En zor anlarımda, en mutlu anlarımda hep yanımdaydılar. Yarın bana bir otobüs çarpsa anında yanımda olacaklar. Öyleyse bana bir otobüsün çarpmasını neden bekleyeyim...”
55 YAŞINDA BİR İNSANIN ÖNÜNDE KAÇ YAZ VARDIR
CLOONEY boynunda bir minerva ile geziyor. Çünkü bir boyun ameliyatı geçirmiş. Geçmişte biri sette öteki motosiklette iki kaza geçirmiş.
O nedenle hayata ilişkin bakışı köklü biçimde değişmiş.
Bugün 59 yaşında...
“Artık kendimi ispat etme mecburiyetinde hissetmiyorum kendimi” diyor...
55 yaşındayken en yakın arkadaşıyla sohbet ederken, “Yazları da çalışmak, bir şeyler yapmak istiyorum” deyince arkadaşı şu cevabı vermiş: “Bugün 55 yaşındasın. Bir düşün önünde kaç yaz var? Diyelim 25 yaz. Değer mi harcamaya? Keyfini çıkar önündeki yaşların...”
*
Okurken irkildim...
Demek ki hayatı 80 yıl olarak planlamış...
Kendimi düşündüm...
Köpek yaşı olarak bakarsam, önümde sadece 1 köpek yılı var...
İnsan yaşı olarak 80 dersem...
*
Soruyu sordum, ama cevabını vermedim.
Osman Hoca aklıma geldi...
Yaşasın yeni orta yaş dedim kapattım konuyu...
BEYİN OMURİLİK SIVISI BURUNDAN GELİR Mİ
GEORGE Clooney mülakatta geçirdiği ilk kaza ile ilgili çok çarpıcı bir ayrıntı veriyor.
Kafasını çarpınca omurilik sıvısı burnundan akmaya başlamış.
Prof. Azmi Hamzaoğlu’na sordum.
Çok sık rastlanan bir durummuş.
Burnun üst tarafı beyin tabanına yapışıkmış.
Beyin tabanında kırık olursa omurilik sıvısı burna akarmış.
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Murat Şaka
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş