Paylaş
Dün de Türkiye’de sivil havacılığın en önemli ve en uzman isimlerinden biri olan Sani Şener’le Zoom üzerinden uçak yolculuğu üzerine sohbet ettim.
Sani Şener TAV Havaalanları Holding ve TAV İnşaat’ın kurucu ortağı ve CEO’su.
TAV Türkiye’nin ilk uluslararası havalimanı işletmecisi.
Atatürk Havalimanı’nı yıllarca işletip uluslararası planda tanındı.
Daha sonra dünyanın en büyük havalimanı işletmelerinden biri olan ADP ile (Aeroport de Paris) ortak oldu.
Sani Şener’in yönettiği TAV bugün Türkiye ve dünyada 90 havalimanını ya doğrudan işletiyor veya lounge, yer hizmetleri, yeme-içme gibi bölümlerini işletiyor.
İşte küresel havacılığın tam merkezinde olan bu isim ile hepimizi çok yakından ilgilendiren konuyu konuştuk.
Ona şunu sordum:
“Sami Bey hepimiz hâlâ endişeliyiz. Doğru söyleyin artık uçağa binelim mi? Neler yaptınız ki rahatlıkla binelim...”
ŞİRKET
500 MİLYON YOLCULUK BİR KÜRESEL ORTAKLIK ZİNCİRİ
TAV, Paris Havalimanı’nı işleten ADP ile ortak olduktan sonra birbirinin içine girmiş yapılanmalarla dünyanın en büyük 5 havalimanı işletmecisinin de dolaylı ortağı haline geldi.
ADP aynı zamanda dünyanın en büyük havalimanı işletmecilerinden biri olan Vinci’nin ortağı...
ADP aynı zamanda Amsterdam Havalimanı’nı işleten Shipol’un ortağı...
TAV ise Antalya’da Frankfurt Havalimanı’nı işleten Fraport’un ortağı.
EVDE 60 GÜN
FRİEDMAN O KIZLARI SEYREDİYORUM DEYİNCE
GEÇEN hafta başına kadar evdeydim. Benim açımdan bu 60 günün bilançosu şöyleydi:
Evde herkesin kendine ait bir hayatı oluştu. Eşimle hiç tartışma çıkmadı.
Herkes gibi ben de akşamları film seyrediyorum. Mesela New York Times yazarı Thomas Friedman’ın bir webinar’ına katıldım. Ne yapıyorsunuz diye sorulunca “Şu an Gilmore Girls’ü izliyorum” dedi hemen ben de izledim.
Bazı arkadaşlarım kitap okuyamadığını söylediler ama ben okudum. Ancak kitaptan daha çok sektörle ilgili analizleri, gelen bilgileri okudum.
Kilo almadığım gibi 10 kilo verdim.
GÜVENLiK
ANTİBAKTERİYEL SIVIYA İZİN VERECEK
Devletin kurumları ve Sağlık Bakanlığı çok iyi çalıştı. Türkiye’deki bütün havalimanlarına bir haftada geniş laboratuvarlar kuruldu.
Girişte ateş ölçme sistemleri tamamlandı. Gerçi ateş ölçme aletlerinde yüzde 25 yanılma payı oluyor ama bu yanılma testlerde de oluyor.
Güvenlik aramasında elle temastan ziyade tarayıcılar kullanılacak. Elle temasın zorunlu olduğu yerlerde ise mutlaka eldiven kullanılacak.
Bir de güvenlikten geçişte sıvı maddelere izin verilmiyordu. Artık el için kullanılacak antibakteriyel sıvılara izin verilecek. Bazı firmalar bunun için özel üretim yapmaya başladı.
26 BİN UÇAK YERDE VE 96 MİLYAR DOLAR ZARAR
Havacılık, koronavirüs salgınının en ağır darbesini yiyen sektörlerin başındaydı.
26 bin uçak yere bağlandı. Sadece kargo uçakları çalıştı, bazı yolcu uçakları kargo amaçlı kullanıldı.
Önümdeki son rapora göre sektörün bu yıl dünyadaki zararı 96 milyar dolar civarında olacak. O da temmuzdan itibaren toparlanıp toplam yolcu kaybı yüzde 40’ta kalırsa.
YOLCU PSiKOLOJiSi
İNSANLARIN YÜZDE 50’Sİ ‘KATİYEN BİNMEM’ DİYOR
ÖNÜMDE yapılan son anketin sonuçları duruyor.
BU YÜZDE 50: Uçak yolcularının yüzde 50’si “Yıl sonuna kadar katiyen uçağa binmem” diyor.
ÖTEKİ YÜZDE 50: Yolcuların yarısı ise “Kesinlikle uçarım” diyor.
TAHMİNİM: Bence kesinlikle binmem diyen yolcuların bir bölümü, ötekileri gördükçe binecektir.
iLK UÇUS RAPORU
İLK BODRUM UÇAĞINDA GÖRDÜĞÜM TABLO ŞU
Şu an bütün dikkatimizi “yolcu davranışlarını görmeye” veriyoruz. Bu amaçla, Bodrum’a ve Ankara’ya yapılan ilk sivil uçuşlara bizzat katıldım.
Her iki uçak da tamamen doluydu. Sadece Bodrum dönüşünde biraz boş yer vardı.
Yolcuların hemen hepsi kurallara çok uygun davranıyordu. Hemen hepsi maskeliydi.
TEK İTİRAZ İZMİR’DE: İlk uçuşlarda sadece İzmir’de bazı itirazlar olmuş. Yurtdışından test için yapılan uçuşta gelen bazı vatandaşlar, sınırda test uygulanmasına karşı çıkmış.
HiJYEN 1
TUVALETTE TEK SORUN KAPILAR
Tuvaletlerde fotosel sistemine geçildi. Antibakteriyel sıvı sabunlar da el dokunmadan fotoselli sistemle çalışacak.
Her tarafta “20 saniye sabun” kuralı uygulanacak. Yani elin en az 20 saniye sabunlanması kuralı.
Tek sorun hâlâ kapılar. Ona da çözüm geliştiriyoruz. Şimdilik açılıp kapanmasında eldiven öneriyoruz ama eldiven de kullanıldıktan sonra atılmalı, yoksa mikrobu taşıyor.
HiJYEN 2
UÇAKTA AMELİYAT SALONU PROTOKOLÜ UYGULANACAK
Airbus geçenlerde uçaklarla ilgili hijyen güvenliği raporunu yayınladı. Boeing de çok sıkı çalışıyor. Bütün uçaklara HEPA filtresi (yüksek verimli partikül hava filtresi) konuldu. Bu, ameliyat salonlarında kullanılan sterilize filtreleridir.
Bununla uçağın içindeki tüm hava her 3 dakikada bir tamamen değiştiriliyor.
Bu havanın yarısından fazlası uçağın dışından alınan temiz ve steril hava oluyor.
Böylece toz parçacıkları yüzde 99.99 oranında filtreleniyor.
Bir de şunu unutmayın. Uçakta seyahat ederken daha çok öne bakıyorsunuz. Yani direkt bulaşma ihtimali azalıyor.
CIP SORUNU
ZATEN KALABALIK CIP SALONLARI NE OLACAK
SORU: Bir yolcu olarak şöyle bir tahminim var. Önümüzdeki dönemde iki nedenle CIP salonlarına talep daha da artacak. Birincisi şu: İmkânı olanlar kalabalık yerlere girmek istemeyecek. İkincisi: Kısa mesafe uçuşlarda uçakta yemek servisi yapılmayacak. O nedenle insanlar lounge’larda bir şey yemek isteyecek. Ama sorun şu. CIP lounge’ları son yıllarda zaten çok kalabalıktı. Buna karşı önlemleri geliştirdiniz mi?
CEVAP: Bunu biz de tahmin ediyoruz. O nedenle üzerinde çalışıyoruz. Lounge’ları şimdilik daha hizmete sokmadık. Orada sosyal mesafe nasıl uygulanacak bakıyoruz.
LOUNGE’LARDA KITIR PİDE DEVAM EDECEK Mİ
Tabii ki devam edecek. Aynı hizmetleri vereceğiz. Ama asıl hizmet paket servisleri olacak. Dört saate kadar uçuşlarda yemek servisi yapılmayacağı için biz paket yemekler hazırlayıp vereceğiz.
BİLİM KURULU ÜYESİ ÖYLE BİR ŞEY DEDİ Kİ
Gelelim senin manşetteki soruna. Birçok arkadaşım bana da soruyor, “Uçağa binelim mi?”
Ben biniyorum, bindim ve binmeye devam edeceğim.
Ama insanlar haklı olarak sormaya devam ediyor. Bilim Kurulu üyeleriyle yaptığımız toplantıda bir kurul üyesinin söylediği şu sözü hiç unutmadım:
“Ama bu virüs uçaklarla bütün dünyaya yayıldı...”
Doğru ama yayan uçaklar değil, içindeki insanlar oldu.
EN ÖNEMLİ MESELE KUYRUK VE KALABALIK MANAGEMENT’İ
Havalimanı işletmeciliğinde bu dönemde bizi bekleyen en önemli yönetim sorunu “kalabalık ve kuyruk yönetimi” olacak.
Bugüne kadar hiç tanık olmadığımız bir durumla karşı karşıyayız. Hem yolcular yeni bir psikoloji ve davranışla gelecek, hem de bizler. Öğrendiğimiz her şey ertesi gün eskiyor. Bazı şeyleri yapa yapa öğreneceğiz.
Ama şundan emin olun. Havalimanları en emin yerler olacak. Çünkü biz uluslararası kurallara uymak zorundayız. Yoksa uçak gelmez.
TRANSPORT
KÖPRÜLER VE TIKIŞ TIKIŞ OTOBÜSLER NE OLACAK
Tabii bu da üzerinde durulması gereken bir soru. Köprüye yanaşan uçaklarda kontrol daha kolay. Sınırlı sayıda insanı, kontrollü olarak alacağız.
Asıl iş otobüslerde. Orada
koltuk aralarını boş bırakacağız. Ayakta yolcu sayısı da çok sınırlı olacak.
Tabii ki bütün bunlar uçağa biniş sürelerini ve maliyetleri arttıracak. Ama başka çaremiz yok.
BÜTÇE
ARTIK BUSİNESS CLASS İÇİN BU KADAR PARA VERİLİR Mİ
Bu soru sık sık önüme geliyor. Bana göre imkânı olan insan için avantajları var olmaya devam ediyor.
Koltuklar geniş, araları geniş.
Tercih imkânı azalsa da 4 saatten uzun mesafelerde yine yemek servisi var.
Bir de şu var: Ekonomik sınıflarda orta koltuk boş bırakılmıyor.
Paylaş