Bütün bir ülke Brüksel’den gelecek kararı bekliyorduk.
***
O gece, Başbakan Tayyip Erdoğan AB üyeliği konusundaki ısrarı ile hepimizin gönlüne taht kurmuştu.
Abdullah Gül, hepimizin dışişleri bakanıydı.
“Bu alçaklara (FETÖ’cülere) toz kondurmayan arkadaşlarımız vardı.”
***
Bunu duyduğum an içimden bir ses konuştu:
“AKP’de iç hesaplaşma başlıyor...”
Adı Katie Price...
Onunla mülakat yapan kadın gazeteci Lynn Barber’a göre, olağanüstü yeşil gözleri var.
Ama “Kadının öyle göğüsleri var ki, kimse başını kaldırıp gözlerine bakmıyor” diyor.
Katie Price eski bir Penthaus mankeni..
Ama öyle yüksek sesle ve başkalarının yanında değil...
Baş başayken, fısıldayarak konuşun.
* * *
CHP’li, MHP’lisi, AKP’li, HDP’lisi fark etmez...
* * *
- AKP’li komisyon üyeleri gözümüzün içine baka baka “Merak etmeyin tecavüzcüye geçit yok” yok diyor...
* * *
Ama hepimizin içinde o derin şüphe...
* * *
Benim “Akraba-ı talukat” yönetimi dediğim şey yani...
Hani Ortadoğu şeyhlik ve Baas yönetimlerinde gördüğümüz, bir devlet yöneticisinin, oğlunu, kızını, damadını, şusunu busunu devletin orasına burasına yerleştirme merakı.
* * *
Ürkeyim mi...
Yoksa tiksineyim mi...
***
“12 Eylül referandumu bu at pazarlığı için mi yapıldı...”
Külliye’ye akredite olmamış bir gazeteci için şaşırtıcı olması da normal.
Davetin yapılacağı yer Külliye’nin dışında, halka açık olan bölümdeydi ama bizden “Cumhurbaşkanlığınca, vatandaşlık numaralarımızın bildirilmesi” istenmişti.
Ayrıca davetiyede yer olarak yazılan şuydu:
“Cumhurbaşkanlığı Külliyesi...”