***
- BİR: ABD Başkanı Trump, Suriyeli Kürtlere ağır silah veren kararı onayladı.
***
- İKİ: Rusya Devlet Başkanı Putin, “Suriyeli Kürtlerle işbirliğine devam edeceğiz” dedi.
***
- ÜÇ: Suriye Devlet Başkanı Esad, “Şu aşamada Suriyeli Kürtlerin mücadelesi meşrudur” dedi...
***
Peki biz ne dedik:
Kırklı yaşlarındaki yakışıklı adam, yirmili yaşlarının başındaki genç adama bağırarak şunu söylüyor:
“Ne mi istiyorum... Çık oraya adam gibi oyna istiyorum... Takımın parçası ol istiyorum.”
Ama soyunma odasındaki hava hiç de öyle değil...
Teknik direktör Jose Mourinho, takımın en iyi oyuncularından biri olan Mesut Özil’e tek kelimeyle şarlıyor.
Brüksel’e giderken yanına alacağı gazeteciler bile belli olmuş...
Dünya Yayıncılar Birliği’nin Durban’daki kongresine 3 hafta kalmış...
Bütün dünyanın gözü Türkiye’nin üzerinde...
Dünyadaki bütün gazetecilik ve medya örgütlerinin, insan hakları derneklerinin gözü Türkiye’nin üzerinde...
Sevinme duygusu kursağında bırakılmış, mutsuz bir topluma sevinmeyi anlatmak nasıl bir şeydir...
***
Bana “Sevinmenin resmini çizebilir misin” diye sorsanız ne cevap veririm...
Siz de düşünün... Ne cevap verirsiniz...
Genç bir kız, önceki akşam, hepimiz adına bunun cevabını verdi.
***
Adı Seben Ayşe Dayı...
Yeditepe Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu...
***
Bak AKP’li kardeşim...
Bak, makul insan...
***
İşte o adam var ya...
Durup dururken, bu ülkenin tarihindeki en büyük Kurtuluş ve var olma savaşının komutanına, bu Cumhuriyet’i kuran insana niye o iğrenç sözleri söylüyor biliyor musun...
***
İki nedenden söylüyor...
***
Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticileri Kadri Gürsel, Musa Kart, Murat Sabuncu, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Önder Çelik, Bülent Utku, M. Kemal Güngör, Akın Atalay 192 gündür içeride...
***
Ahmet Şık’ın tutukluluğu 131’inci gününe geldi.
***
Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan hâlâ içeride...
Bir zamanlar aynı saflarda olan arkadaşları, “Sen daha İslamcısın ben daha İslamcıyım” kavgasına girdiler ve onları unuttular.
***
Ama gözüm yanındaki kadında...
Sadece benim değil, oradaki çoğu kadının ve erkeğin gözü de onun üzerinde.
***
Çevremdekilerin çoğu genç... Onlar ne düşünüyor bilmiyorum ama ben 1970’li yıllarda Fransa’da öğrencilik yaparken seyrettiğim “Mourir d’Aimer” filmini hatırlıyorum.
***
1968 yılının mayıs ayı... Fransızca ve Latince öğretmeni Daniele Guenot 32 yaşındadır.
Sınıfında 17 yaşındaki öğrencisi Gerard Leguen’e âşık olmuştur.
Öğrencinin annesi ile babası şikâyetçi olur ve 32 yaşındaki kadın öğretmen hapse gönderilir.
Daha doğrusu Fransa’nın demokratları, Amerikalılar gibi bir “Trump travması” yaşamadı.
Fransızlar İngiltere’deki gibi bir Brexit şoku da yaşamadı.
***
Merkez sağın, merkez solun ikinci turda adayı yoktu.
Ama oylar birleşti ve sandıktan aşırı sağcı bir cumhurbaşkanı değil, merkez fikirlere açık, İslam ve yabancı düşmanlığı yapmayan, Avrupa Birliği’nden ayrılma politikası gütmeyen
Emmanuel Macron çıktı...
***
Fransa rahatladı...