Şu Cihangir’den girip Nişantaşı ve Etiler’den çıkıp...
Baş üstünde baş bırakmayacak, beden üstünde kelle komayacak şu ekran yiğidosu var ya...
Meğer geçmişte bayağı ilginç bir sicili varmış...
Yoğun bakımda da erkek kadın ayrılmalı diyor...
Sen mi bileceksin, neyin, nerenin halvet mahalli olacağını...
Ne yani... Asansörde halvet olacak da yoğun bakımda niye olmayacak...
Ne diyor halvet kanunu...
Daha az kötü haber şu:
Buradaki Yavuz Sultan Selim bildiğimiz Osmanlı Padişahı Birinci Selim, ama onun adını silen bildiğimiz Sultan Abdülhamid Han değil...
Sildiği yer de Zeytin Dalı harekâtı değil...
Şimdi gerçek kötü habere geleyim...
***
Olay 6 Şubat günü oldu...
Mısır’ın başkenti Kahire’nin valisi Atıf Abdülhamid, şehrin El Zeytin bölgesindeki Birinci Selim Caddesi’nin adını değiştirmeye karar verdi.
Yani son zamanlarda bizim Ankara’da, ABD ve Birleşik
Şimdi “halvet” ve “asansör” kelimelerini yan yana gördük ya...
Takılıp kaldık...
Bizim atladığımız fondaki asıl manzarayı ve gerçek soruyu bir kadın yazar gördü ve sordu...
İnternet Haber yazarı Hatice Kübra bakın asıl olayı ne kadar güzel özetledi:
***
“Hoca sanki İsviçre kayak merkezinde, arkasında muhteşem kar manzarası, gözünde güneş gözlükleri...
Tefekkür için on numara ortam aslında.
Anadolu bozkırı bembeyaz bir kar altında...
Bir omuz çantam var o kadar...
Bir de kulağımda o yıllarda yeni çıkmış bir Walkman...
Fransız Büyükelçiliği’ndeki bir arkadaşım ödünç vermiş...
***
İlk kitabım “Sanat, İletişim ve İktidar”ın bir bölümü işte o Mavi Tren’in lokanta vagonunda yazıldı...
Yanında en ucuzundan bir kadeh Türk şarabı ile...
***
“Google’ı Abdülhamid Han icat etti...”
Aslında “Instagram’ı icat etti” diyecekmiş ama karıştırmış Google diyor...
Çünkü, hocamın anlattığına göre, Abdülhamid ne yapmış biliyor musunuz...
Fotoğraf çektirip takip ediyormuş...
Diyanet’in resmi fetvacılarından, kendi kendini şeyh ilan etmiş, müride bile gerek bırakmadan kendi kendine uçmuş özel fetvacılarına kadar herkes “halvet”i önleme peşinde...
Sözlüklere göre halvetin anlamları şu:
“Issız yerde yalnız kalmak...”
“Issız ve kapalı yer...”
“Hamamlarda çok sıcak küçük yer...”
“Ali Bey, Barış Derneği davasında hakkınızda istenen hapis cezası neydi?”
Cevabı şu:
“8 yıl ceza istendi...”
Ne kadar yattınız?
“39 ay 10 gün...”
Ve şu ayrıntıyı ekledi:
“Darbenin başkanı Kenan Evren ceza almamızı istiyordu ama Askeri Yargıtay davamızı iki kere bozdu...”
Ya sonuç?