"Kavak yelleri" İzmir’de soluklanıyor

Soruyorlardı bana:

- Ne zaman geliyorsunuz Urla’ya?

Bir bakıma özel bir soruydu bu. Ama soranların sayısı arttıkça, herhalde merak edenlerin sayısı bir hayli olmalı diye düşündüm. Soru, Kanal D Televizyonu’nda Perşembe günleri gösterilmekte olan "Kavak Yelleri" dizisiyle ilgiliydi ve İzmirli seyirciler Urla yöresini dizide görmeyi özlemiş olmalıydı.

Gerçekten Urla, Kavak Yelleri’nde Sığacık’ıyla, Çeşmealtı’sıyla dizi seyircisine görsel bir tazelik sunmuştu. Neredeyse görüntülenmemiş yeri kalmayan İstanbul’a ağırlık vermek zorunda kalan diziler yanında, doğa dokusu pek bozulmamış Urla yöresinden yola çıkmakla "Kavak Yelleri", seyirciyi kendine bağlayıvermişti. Kuşkusuz, dizinin öyküsüyle pek bilinmeyen oyuncularının başarılı oyunları da etkili olmuştur Kavak Yelleri’nin sürüp gitmesinde. Yine de diyebiliriz ki, İzmir yöresinin doğal güzellikleri içinde öyküsünü sürdüren televizyon dizileri uzun ömürlü olmaktadır.

Televizyon dizilerinin, dar bir bakış açısıyla, "sanat değeri" taşıdıkları pek söylenemez. Kaldı ki, reklam arası açmak kaygısıyla dizi bölümlerinin yayın süreleri, seyirci sabrını zorlamaktadır. Üstelik her bölümün geceli gündüzlü altı günlük çalışma süresi içinde çekiminin yapılıp yayınlanır duruma getirilme zorunluluğu karşısında yapımcı ve yönetmenlerden, hele edebiyat kökenli olmayan senaryo yazarlarından sanat kaygısı beklemek boşuna olur.

Sanatsal kaygılar bir yana bırakılmış olsa da, TV dizilerinde oynayanlar seyircinin yoğun ilgisini çekmekte. Bunu ben şaşkınlıkla izliyorum. 1960 yılında başlayan tiyatro yaşamımda, Devlet Tiyatrosu’nda sahneye çıktım, tek kanallı T.R.T. Televizyon’unda neredeyse sürekli sunuculuk yapıp drama dizileri yönettim de, Kavak Yelleri’nde, pek de önemli olmayan ’Osman Dede’ rolünde göründükten sonra olduğu gibi, hiç böylesine iki adımda bir yolum kesilmedi. Hele bir okulda çocukların, gençlerin arasına düşmeye görün; doğrusu ya, kendini bilmeyenlerdenseniz, "büyük oyuncu" olduğunuz yanılgısına düşebilirsiniz!

"Kavak Yelleri" doğduğu yerlere ’vefa’ borcunu ödemek üzere Urla’ya dönerken koca İstanbul, kendi dışında nice değerlerin olduğunu anlamış olacak mı?
Yazarın Tüm Yazıları