77. İzmir Enternasyonal Fuarı kapanmış, bir göreyim dedim, on günlük yoğun bir kaynaşmadan sonra geride ne kalır?
Lunapark’ın gürültüsünden başka hiçbir canlılık belirtisi yok. Bir de parklardaki oyuncaklarda koşuşturan birkaç çocuk. Sanki 31 Ağustos’un gecesinde bir kasırga çıkmış da çöküvermiş herşey.
22 Ağustos’ta çeşitli ulusların halk danslarıyla coşkulu bir açılış yapan Fuar, akın akın insanların doluşup eğlendiği bir yere, daha kapanır kapanmaz birden ölü bir kasabaya nasıl dönüşebilirdi?
Çay bahçelerinden birine oturdum, bir yorgunluk çayı içiyorum. Müezzinin ezan sesi yayılıyor çevreye. Ne güzel!
Birden aklıma şu "İmam-Öğretmen" jargonu takılıverdi. Ne demiş İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu 77. İEF için?
"İzmir Enternasyonal Fuarı İzmir’in en önemli projelerinden biri... Atatürk’ün görev olarak verdiği en önemli işlerden biri..." (Hürriyet, 22 Ağustos)
Sofralarda bir telaş
Başöğretmen Atatürk’ün verdiği görev nasıl gerçekleşmiş acaba 77. İEF boyunca?
8. Sinema Burada Festivali - 7. Dünya Mutfakları Festivali - 9. Türkü Şenliği - 3. Nostaljik Fuar Gazinosu - Gençlik Konserleri - Okan Bayülgen’in "Çünkü Gördüğüm En Güzel Kız Sensin" adında Fotoğraf Sergisi - Turhan Selçuk Karikatür Sergisi - Uluslararası Karma Sergi - Ünlülerle Söyleşiler - Çocuk Tiyatrosu - Küresel Isınma Panelleri - Uluslararası Hentbol Fuar Kupası - Salsa Şampiyonası - Plaj Voleybolu - Yelken Yarışları.
Bu etkinlikleri küçümseyecek değilim. Hele Prof. Dr. Oğuz Adanır ve arkadaşlarının özenle seçtikleri filmlerin gösterildiği "8. Sinema Burada Festivali" başlı başına anıtsal bir kültür-sanat olayı. "Başkaldırı" temasıyla seçtikleri filmlerin ardı ardına ücretsiz gösterimi ve söyleşiler beş gün içine sıkıştırılıp soluk soluğa bırakılmamış mı acaba şenliğin bütün etkinliklerine yetişmek isteyenler!
Bu yazıyı niçin yazdım? Konumuz "sanat" ise, Başöğretmen Atatürk, Cumhuriyet’le açtığı çağdaşlık yolunda "sanat"ın ışığında ilerlememizi istemişse, bu yazıyı yazmak zorundaydım. Gelecek yazımda 77. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın on günlük ömründe bu ışığı sorgulayalım.
Çayım çoktan bitmiş. Yine ezan sesi. Akşam olmuş. İftar vakti. Sofralarla bir telaş. Ne mutlu onlara. Kültürpark’tan çıkıyorum. Atatürk orda. Yeşillikler arasında artık çatlamış taşlarda, belli belirsiz. "Yaşamak faaliyettir" diyor.