HİSSE senetleri başta olmak üzere, döviz, altın, gümüş, petrol gibi uluslararası borsalarda işlem gören yatırım araçlarında yaşanan bir kaç dakikalık fiyat dalgalanmaları üzerinden bahis oynanmasına imkan tanıyan online finansal yatırım siteleri, Türkiye’deki yatırımcıların yeni gözdesi oldu. Talep karşısında alt yapılarını Türkçe olarak düzenleyip, canlı destek hatları oluşturan bu yurtdışı merkezli siteler, yatırım araçlarının ekranda yer alan son 5 dakikalık grafiklerine bakılarak, bir kaç dakika içinde fiyatında yükseliş mi, yoksa düşüş mü olacağına karar verilip, yatırım yapılmasına imkan tanıyor. Ancak, bir kaç dakika içinde yapılan bu yatırımlar, yüzde 80’e varan oranda anında getiri sağlayabildiği gibi yatırdığı bedelin tamamını kaybetme riski de taşıyor. Bu risklere bir de elde edilen gelirin tahsil edilmesinde yaşanan sorunlar eklenebiliyor. Bu sorunlar arasında, sudan sebeplerle, yatırımcı hesaplarının dondurup, elde edilen gelirlere el koyulması, yapılan yatırımların kolayca iptal edilip, yatırım bedellerinin banka hesaplarına aktarılmaması da yer alıyor.
SİSTEM NASIL İŞLİYOR
Yatırımcılara finansal piyasalarda yaşanan anlık dalgalanmalardan kısa sürede yüksek oranlarda kâr elde etmelerini vaad eden bu siteler, sadece profesyonel yatırımcıları değil, aynı zamanda finansal piyasaları fazla tanımayan hiç tecrübesi olmayan amatör yatırımcıları da hedef alıyor. Bu tür yatırımcıları çekmek için de haftanın 7 günü 24 saat Türkçe hizmet veren canlı destek hatları oluşturuyor. Online finansal yatırım siteleri, ikili opsiyonlar diye adlandırdıkları bu işlemleri, uluslararası borsalarda işlem gören yatırım araçlarında oluşan anlık fiyat dalgalanmalarından kâr elde edilmesini ya da kaybedilmesini sağlatıyor. Yatırımcılar, hisse senedi, altın, döviz petrol gibi yatırım araçlarının ekranda yer alan son 5 dakikalık grafikleri inceleyerek, bir kaç dakika içinde gerçekleşecek olası fiyat hareketini tahmin etmeye çalışıyor. Bunun sonucunda yatırım yapacağı ürünün yükseleceği ya da düşeceğine karar verip, bu iki şıktan birine yatırım yapıyor. Bu yatırımın sonunda doğru tahminde bulunmuşsa, yatırdığı bedelin yüzde 80’ine varan oranında getiri elde edebiliyor. Ancak, kaybettiğinde ise yatırdığı bedelin tamamı gidiyor.
BAHİS SİTELERİNDEN FARKI
Tüketicilerinin fazla kilolardan kurtulma zaafından yararlanılarak hiç bir bilimsel veri ve bulguya dayanmadan yapılan bu iddialar sayesinde, 49 lira ile 119 lira arasında değişen fiyatlarla internet ve tele pazarlama kanalları üzerinden satışı gerçekleştirilen zayıflama ayakkabılar, 4 kat fazla kalori yakmak bir yana, kullananların ayak sağlığını bile bozabiliyor.
KİLOLARDAN KURTULMAK İÇİN
Bu ayakkabıların tanıtım ve reklamlarında, ‘sadece yürüyerek’ koşmuş gibi zayıflattığı, farklı dizaynı sayesinde vücut ağırlık kütlesini ayak tabanı orta bölümüne verdirdiği, 4 kat daha fazla kalori yakımının gerçekleşmesine olanak tanıdığı, hareket edildikçe baldırlarda, kalçada, sırt ve karın bögesindeki ana kaslarda tetiklemeye, daha hızlı kalori yakımının sağlanmasına yol açtığı savunuluyor. Uzmanlar ise, tüm bu iddiaların bir yalan olduğu görüşünde birleşiyor. Aşırı kilolardan kurtulmanın yolu olarak ayakkabı gibi meteryalleri değil, zayıflamak için yapılan eylemlerin sonucunda harcanan kalorileri gösteriyor. Zayıflamak için eylemde bulunmak yerine, işin kolayına kaçıp, bu tür ürünlere gereksiz yere ödenen bedellerin ise ters etki yarattığı ve motivasyonun bozulmasına fırsat tanıdığı savunuluyor.
GELİŞTİREN NOBEL’İ KAPAR
Bu da, senetle satış yapan mağazaların alışveriş yapan müşterilerine, aldıkları ürünün karşılığında sadece toplam bedel üzerinden tek bir senet imzalatmasından kaynaklanıyor. Oysa, Tüketici Yasası’na göre, taksitli satışlarda tüketicilerin daha sonra herhangi bir sorunla karşılaşmaması için her bir taksit için ayrı ayrı senet düzenlenip imzalatılması gerekiyor. Yasa’ya aykırı olmasına rağmen, bu mağazaların tüketicilere toplam bedeli gösteren tek bir senet imzalatması, kötü niyetli uygulamalara açık kapı bırakıyor. Bu mağazalar, ileride yaşanacak herhangi bir taksit ödeme aksaklığında, borcun tamamını içeren senedi devreye sokma tehdidi olarak kullanabileceği gibi, mağaza açısından herhangi bir finansal sorunun yaşanması durumlarında taksitler aksatılmasa da borcun tamamının tahsiline yol açıyor.
SORUNA YARGI ÇÖZÜMÜ
Tüketici Yasası’nın her taksit için ayrı ayrı düzenlemek yerine toplam bedeli içeren tek senedin imzalatılması durumunda, düzenlenen senetleri tüketiciler lehinde geçersiz kılmasına rağmen, bu tür senetlere yönelik takip durumlarında tüketicilerin yine de haklarını yargıda aramaları gerekiyor. Bunun için de satıcının imzalattığı taksit sözleşmesinin bir nüshasının mutlaka tüketicinin elinde olması gerekiyor. Zaten Yasa’ya göre de satıcının imzalanan sözleşmenin bir kopyasını tüketiciye verme yükümlülüğü bulunuyor. Ayrıca, bu sözleşmenin dışında bir de kıymetli evrak niteliği bulunan senet ya da senetler düzenleniyorsa, bu senetlerin de her bir taksit tutarı için ayrı ayrı düzenlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde düzenlenen kambiyo senetleri, geçersiz sayılıyor. Söz konusu senetlerle ilgili herhangi bir sorun yaşandığında da, tüketicilerin senet bedelinin miktarına göre ya bulundukları il ve ilçedeki tüketici sorunları hakem heyetlerine, ya da tüketici mahkemelerine başvurup, haklarını aramaları gerekiyor.
ALMADAN İMZALAMA
YAKLAŞIK 5 yıl önce Sağlık Bakanlığı tarafından karın ağrısı, ishal, kusma ve bağırsaklarda tahribata yol açtığı gerekçesiyle piyasadan toplattığı “Pepper Time” hapı tekrar piyasaya sürüldü. Meksika’nın kırmızı biber hapı olarak tanıtılan Pepper Time, hiç efor sarfetmeden, tıpkı spor yapmış gibi metabolizmayı hızlandırıp, sadece terleyerek oturduğun yerde zayıflattığı iddia ediliyor. Ürünün tekrar satılmaya başlamasının ardından harekete geçen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve yetkili kuruluşlar tüketicileri yanıttığı gerekçesiyle ürünü pazarlayan şirketelere reklamları dudurma cezası verdi. Ancak, tüm bu yasaklayıcı önlemlerin Meksika’nın acı kırmızı biber hapı “Pepper Time” için caydırıcı olmadı. Öldürücü sonuçlar doğurabilen bu zayıflama hapı, paket fiyatı 55 lira olmak üzere satışına devam ediyor.
BAĞIRSAKTA TAHRİBAT
Oysa, 2010 Ağustos ayında Sağlık Bakanlığı karın ağrısı, kusma ve ishale gibi sağlık sorunlarına yol açıp, bağırsakları tahrip olan 23 yaşındaki Nilay Dinçer’in tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesi üzerine, yapılan inceleme sonrasında Dinçer’in kullandığı “Pepper Time” (kırmızı biber hapı) isimli zayıflama ilacının “sibutramin” etken maddesi içerdiği belirledi. Bunun üzerine, Dinçer’in oturduğu yerden sadece terleyerek zayıflamak için kullandığı “Pepper Time” adlı kırmızı biber hapını piyasadan toplatma kararı aldı. Bakanlık’ın bu kararıyla birlikte Türkiye genelindeki tüm eczanelerde satışı yapılan kırmızı biber hapları, toplatıldı.
ÇİN’DEN GETİRİLİYOR
SEZONUN başlamasıyla birlikte bazı uyanık işletmeciler, tek yıldız kategorisine giremeyecek tesisleri bile, butik, 4 yıldızlı, hatta ‘de luxe’ diye pazarlamaya çalışıyor. Ancak bakanlık ve denetim kurumları bu işletmelerin planlarını boşa çıkardı.
ALINAN tüm önlemlere rağmen, her yaz rezervasyonlarını otellerin internet siteleri üzerinden yapan tatilcileri kendi tesislerine çekmek isteyen bazı uyanık işletmeciler, tek yıldız kategorisine giremeyecek tesisleri bile, butik, 4 yıldızlı, hatta ‘de luxe’ diye pazarlanmaya çalışılıyor. Hatta, bu işletmelerin bazıları, sadece yıldız oyunlarıyla da yetinmeyip, başka tesislerin görsellerini internet sitelerine taşıyarak, kendi tesisleriymiş gibi gösterme yoluna bile gidebiliyor. Bunun sonucunda 4-5 yıldızlı, De Luxe diye pazarlanan tesislerde bırakın yüzme havuzlarını, spor salonlarını, barları, kahvaltının yapılabileceği yemek salonu dahi bulunmayabiliyor. Kahvaltı, odalara tabakla servis edilip, müşteriler, yatak üzerinde yemek zorunda bırakılıyor. Odalarda mini bar ve kıymetli eşyaların konulabildiği kasalar olmadığı gibi kıyafetlerin asılacağı dolaplar dahi bulunmayabiliyor.
KÂBUS PLANI TUTMADI
Ancak, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü başta olmak üzere, Turizm Bakanlığı, TURSAB ve Reklam Kurulu, daha sezon başlar başlamaz aldıkları önlemlerle, uygulamaya koydukları cezalarla bu yaz sezonunda uyanık işletmecilere pek göz açtırma niyetinde olmadıklarını ortaya koydular. Hürriyet’in Tüketici Köşesi olarak biz de bu hafta, bu kuruluşların yaptığı son incelemeler sonucunda 2015 yaz sezonunda tüketicileri yanıltarak, tatilllerini kabusa dönüştürme planları yapan işletmelerle ilgili alınan bazı kararları bir araya getirmek istedik. İşte bu kurumların tatili kâbusa dönüştürme planları yapan işletmelerin planların boşa çıkaran kararlardan bazıları:
Bu ürünler, sadece televizyon, radyo ve internet üzerinden verilen reklamlarla değil, cadde ve pazarlarda kurulan tezgahlarda da pazarlanmaya çalışılıyor. Bugün Çin ve Tayvan başta olmak üzere Uzak Doğu ülkelerinde üretilmiş, görünüşte orjinaliyle bire bir aynı olan sahte tablet, bilgisayar ve cep telefonlarını gerçeğinden ayırd etmek ise zor.
İNTERNETSİZ TV İZLEME
Taklit ürün üretenler modayı da yakından takip ediyor. Bugün hangi telefon ya da tablet bilgisayar gözdeyse anında onun kopyasını Türkiye’ye getirip, piyasaya sunuyorlar. Bu sahte ürünler de kalitelerine göre değişiyor. Bazıları, orjinallerinden bile daha fazla özelliğe sahip olabiliyor. Kiminde birden fazla hattı aynı anda kullanabilme, kiminde internete dahi ihtiyaç duymadan televizyon seyredip, müzik dinleme özelliği bulunuyor. Hatta, bu özellikler bazı ürünlerde iyice abartılmış durumda. Orjinalinde olmayıp, rakiplerin ön plana çıkardığı bir çok unsur, bu telefon ve tablet bilgisayarlarda bulunabiliyor. Ancak, görünüşüyle orjinaliyle aynı olmalarına karşın, işletim sistemi, yazılım, hız, ekran, kamera çözünürlüğü, kapasite gibi bir çok olumsuz unsurlarıyla, karlı bir alışveriş yaptığı hissine kapılan kullanıcıları hayal kırıklığına uğratıyor.
BAKANLIK DA UYARIYOR
Bu da, Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği’ne eklenen ‘Besin Öğeleri ile İlgili Beyan Tablosu’ndan kaynaklanıyor. Tabloya göre, içeriğindeki toplam yağın 100 gramında 1 gramdan az trans yağ içeren gıdalar, “Trans yağ içermeyen” ürün olarak kabul ediliyor. Böyle olunca da ürünlerinde kullandığı her 100 gram yağa 1 gramdan az transyağ ekleyen firmalar, ambaljlarına “Trans yağ içermez” ibaresini koyabiliyor. Ancak, ürünlerinde kullandıkları transyağ miktarını etiketlerinin “içerik” kısmında oranıyla belirtme zorunluluğu bulunuyor. Bu da, tüketicilerin akıllarında satın aldıkları hazır gıdalarda “Trans yağ var mı, yok mu?” diye çelişki oluşmasına neden oluyor.
VÜCUT TANIYAMIYOR
Amerikan Kalp Vakfı’nın (WHA) resmi sitesinde yer alan araştırmaya göre, Trans yağ asitleri, trans konfigürasyonunda en az 1 çift bağa sahip doymamış yağ asitlerinden oluşuyor. Trans yağ asitleri de, sıvı yağların katı yağa dönüştürülmesi (hidrojenasyon) sırasında ortaya çıkıyor. Doğada bulunmayan bu sentetik trans yağ asitlerini vücudun tanıyamaması, kolestrol sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Tam yağlı süt ve süt ürünleri, koyun ve kuzu etleri gibi bazı hayvansal kaynaklı ürünlerde de az miktarda trans yağ asitleri bulunuyor. Ancak, bu trans yağ asitleri, geviş getiren hayvanlarda doğal olarak oluştuğu için sentetik trans yağla karıştırılmaması gerekiyor.
KOLESTEROLÜ TETİKLİYOR
Trans yağların kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterolü arttırıp, iyi kolesterol olarak adlandırılan HDL kolesterolünü düşürerek kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini yükselttiği savunuluyor. Uzmanlar, yapılan araştırmaları örnek olarak göstererek, trans yağ asidi tüketimindeki her yüzde 2’lik artışın, kalp hastalığı riskini de yüzde 23 oranında artırdığını ileri sürüyor. Bu nedenle de kalp hastalığı riski taşıyan tüketicilerin özellikle trans yağlardan uzak durması gerektiğini vurguluyor.
NN Interaktif Pazarlama şirketinin John Travolta, Nicolas Cage, Wayne Rooney gibi ünlü erkeklerinin saç bakım sırrı olarak lanse ettiği ‘Nano Hair’ isimli 30 günde 1700 yeni saç teli çıkardığı iddia edilen şampuana ceza geldi.
REKLAM Kurulu, NN Interaktif Pazarlama adlı kuruluşun “Artık, saç ektirmeye ve kelliğe son. Saç dökülmesini durdurup, 30 günde 1700 yeni saç teli çıkaran formül” sloganıyla kutusunu 89 liradan pazarladığı Nano Hair adlı şampuanın reklamlarını, 30 günde 1700 yeni saç teli çıkartıp, kelliği önlediğini “bilimsel çalışma” ve “test sonuçları” ile ispatlayamayınca, cezalandırılmasına karar verdi. Kurul ayrıca, 1 milyon dolarlık Ar-Ge çalışması sonucunda geliştirildiği ve nanoteknoloji sayesinde şifalı bitkilerin etkinliğini 10 kat artırdığı iddia edilen bu ürünle ilgili tanıtım reklamlarında, alopesi (kellik) adlı hastalık tedavisinde kullanıldığı imajının yaratılmasını da Kozmetik Yönetmeliği’ne aykırı buldu. Kararda, kozmetik ürünlerin kozmetik tanımı dışında tedavi edici ibareler ile piyasaya arz edilemeyeceğinden tüketicilerin yanıltıldığı sonucuna da varıldığına yer verildi.
5 SEANSTA ETKİLİ
John Travolta, Nicolas Cage, Wayne Rooney gibi sahne ve spor dünyasının ünlü erkeklerinin saç bakım sırrı olarak lanse edilen Nano Hair adlı şampuan kuaförlerin yanı sıra internet siteleri üzerinden de pazarlanıyor. Her biri 10 mililitrelik 10 adetten oluşan paketlerinin 89 lira karşılığında satıldığı bu ürünün yeni saç oluşumuna, saç kaybının önlenmesine, ince telli saçların kalınlaşmasına, aktif maddeler ile saç dökülmesinin durmasına, saç kökünün kuvvetlenmesine, saçın direnç ve hacim kazanmasına, saçın yenilenmesine ve kalınlaşmasına, kepegi engelleyip, saçtaki renk kaybının önlenmesine yardımcı olduğu savunuluyor. Ayrıca 5 seans sonunda etkisini gösterdiği ve 3 ayda gözle görülür değişimin yaşandığı da ileri sürülüyor.
PAHALI OPERASYON