Paylaş
Trabzon ve Trabzonluları töhmet altında bırakacak haber ve yorumların giderek karalama kampanyasına dönüşmeye başlaması, artık tahammül sınırlarımı aştı. Mensubu olmakla gurur duyduğum Trabzonlu kimliğimle suskun kalmam olanaksızdı. Üstelik benim İstanbul’da yerleşik Trabzonlular’ın kurduğu, Trabzon Kültür Derneği başkanı olmak gibi "yarı- resmi" sayılacak bir görevim de var... En azından, derneğim adına bir açıklama yapma zorunluluğunun doğduğunu düşünüyorum.
Bilir misiniz ki, Trabzon kentinin kuruluşu, İstanbul’dan hatta Roma’dan bile daha eskiye dayanır. Ve yine bilir misiniz ki, ülkemizde uygarlık yolunda bir çok ilklerin yaşandığı bir kenttir... Sporla ilgili diye yazıyorum: Trabzon’da ilk futbol kulübü "İdmanyurdu" adıyla 1913’te kurulmuştur. 1921’de faaliyete geçen "İdmanocağı" Kulübü’nde atletizm, boks, güreş, eskrim, hokey branşlarının yanında "tiyatro" da bulunuyordu.
Ayrıma yer yoktur
Türkiye’de futbolla ilgili ilk kitap da 1921 yılında Trabzon’da "Association of Football" adıyla basılmıştır. Türkiye’de ilk "futbol fikstürü" de Trabzon’da düzenlenmiş, bunun üzerine İstanbul’da yayınlanan "Spor Alemi" dergisi: "Bizim yapamadığımızı Trabzonlu’lar yaptı" diye başlık atmıştır. Trabzon’da 1923 yılında bayanlar tenis oynuyorlardı. 1933 yılında futbol karşılaşmalarında en ön sıralarda bayan seyirciler oturuyorlardı.
1461’de Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra Türk’ü, Rum’u, Ermenisi, diğer gayri Müslimleri, hep kardeşçe, özgürce, sevgi, dostluk ve hoşgörü ile bir arada yaşadılar. Bana sorarsanız, gayri Müslimleri en iyi anlayan da Trabzonlular’dır. "Biz" ve "Onlar"ayrımına asla yer olmayan bir yöredir Trabzon... Bin yıla yakın birlikte yaşadık. Ölüler yalan söylemez... İnanmayan, Trabzon’a gidip bu tarihi gerçekleri mezarlıklardan öğrensin.
Trabzonlu’lar böyle bir tarih ve kültür mirasının üzerinde oturuyorlar ve bu mirasın zedelenmesine asla izin vermezler.
Çürükler ayıklanacak
Geçen Pazar günü yapılan dernek genel kurulumuzda, basının huzurunda bu menfur olayı şiddetle kınadık. Derneğimizde Trabzon’dan İstanbul’a göç etmiş Ermeni kardeşlerimiz var. Ermeni olduğu hiç aklımızdan dahi geçmeyen rahmetli Hayganuş ablamız bir yönetim kurulu üyemizin süt annesi, oğlu Karlo da süt kardeşidir. Halen Kanada’da yaşayan Dr. Krino Kafato isminde Trabzonlu bir ağabeyimiz var. Hiç aksatmadan Trabzon’un önemli günlerine Kanada’dan gelip, katılır. İçtenlikle söylediği, Trabzon’da ve Trabzonlu’larla yaşadığı mutluluğu hiçbir yerde bulamadığıdır.
Acaba, iki aydan fazla bir süredir Trabzon’da sahnelenen, "yazanı, çevireni, yöneteni Ermeni" olan bir tiyatro oyununun ilgiyle izlendiğini, kaç kişi biliyor?
Özendirici mafya dizilerinin cirit attığı, işsizliğin, kültürsüzlüğün, yabancılaşmanın, çarpık kentleşmenin kol gezdiği bir ortamda kimi gençlerimizin olumsuz etkileneceği apaçık belliydi. Yine de böyle menfur bir cinayet zanlısının Trabzon’dan çıkması, en çok Trabzonlular’ı üzmüştür. Her yerde, her toplumda sapkınlar çıkabiliyor. Ama kimse merak etmesin; Trabzonlu içindeki çürükleri ayıklayacaktır..
Milleti ümitlendirmeyin
SUNA-İnan Kıraç çifti kurucusu oldukları Pera Müzesi’ne Türk resim tarihinin en pahalı tablosu olan Osman Hamdi Bey’in "Kaplumbağa Terbiyecisi"ni satın alıp hem kendilerini hem de sanatseverleri mutlu ettiler.
Ben de orjinaline gücüm yetmediği için, 250 YTL ödeyip bu tablonun reprodüksiyonunu satın alıp evime astım. Şimdi zaman zaman karşısına geçtiğim tabloyu seyredip mutlu oluyorum. Özhan Canaydın’ın Hamit Altıntop’un formasını alması, yaratılmaya çalışılan transfer tantanasına yakışmadı. Resim yerine, vazgeçtik kopyasından, sadece çerçevesini almaya benziyor. Haydi Hamit’i alamadın, yerine Halil Altıntop’a al; onu da alamıyorsan, milleti hiç ümitlendirme...
Ağaoğlu örnek olsun
GENELDE kulüplerimizde amatör sporların önce ayakta kalıp sonra başarılı olabilmesi için sponsor desteğine ihtiyaç var. G.Saray’da yüzme ile ilgilendiğimi açıklamıştım. G.Saray su sporlarına sponsor desteği gerekince, hemen hemşehrim, dostum, kardeşim Ali Ağaoğlu’nu aradım; konuyu açtım. Hiç tereddüt etmeden "Emrin olur Ergun Ağabey" dedi. Böylece Ağaoğlu Grubu sessiz- sedasız Galatasaray Su Sporları’na sponsor oldu. "Trabzonlu" Ali Ağaoğlu’na teşekkür ediyor, bu davranışının "Galatasaraylı" iş adamlarına da örnek olmasını diliyorum.
Paylaş