TÜSİAD: "Kriz var diye AB çabasına mola veremeyiz"

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Kriz var diye AB’yle uyum çabalarına mola vermemek gerektiği" görüşünde. AB’ye uyum yolunda yapılanların zaten Türkiye’nin ihtiyacı olan düzenlemeler olduğunu hatırlatan Yalçındağ, "AB iyi mi, kötü mü" tartışmalarının yersiz olduğunu, Gümrük Birliği’ne uyumun Türkiye ekonomisini getirdiği rekabetçi noktanın açıkca gösterdiğini, Türkiye’nin çevresindeki en fazla know-how’a ve iş kapasitesine sahip ülke haline geldiğini, bu nedenle bu yoldaki çabaların devam etmesi gerektiğini söylüyor.

Başkan Yalçındağ, TÜSİAD olarak çizdikleri bu çerçevede çabalarına devam ediyor. Arzuhan Doğan Yalçındağ ile bu amaçla geçen hafta sonunda bir günlüğüne yaptığı Paris seyahatinde birlikteydik. TÜSİAD’ın Paris’te Uluslararası Geleceğe Yönelik Araştırmalar ve Bilgi Merkezi CEPII ile ortaklaşa düzenlediği "Küresel Büyümenin Yavaşlaması Karşısında Türkiye Ekonomisi" başlıklı seminere katılım yoğundu. Seminerin açılışı Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan tarafından yapılırken, kapanışı ise Başkan Arzuhan Doğan Yalçındağ ve CEPII Başkanı Christian Stoffaes tarafından yapıldı.

Yalçındağ ile bu yoğun seyahatin dönüşünde, uçakta sohbet imkanı bulduk. Artık her yıl geleneksel hale gelen bu seminerin yanısıra Fransa’daki muadil kuruluşları olan MEDEF ile görüşmelerinin olduğunu kaydeden Yalçındağ, 2009’da Fransa’da kutlanacak Türkiye yılı etkinlikleri için hazırlıkların tartışıldığını söyledi.

Fransız işadamlarını, dünyanın ve Fransa’nın geleceği konusunda çok kaygılı gördüğünü kaydeden Yalçındağ, buna karşılık Fransa’da Sarkozy’nin başkanlığı nedeniyle bu kez çabuk hareket ettiği, Avrupa’nın da hızlı reaksiyon verdiği görüşünün hakim olduğunu belirtti. Yalçındağ, uzun süredir kendisinden talep edilen, ağustosta düzenlenecek "Yaz Üniversitesi" kapsamında tekrar gelip konuşma yapmayı kabul ettiğini ifade etti.

Avrupa’da ekonomik krizden çıkarken genişlemenin etkisinin, Türkiye’nin AB’ye katılımının ekonomik çalkantıyı daha kolay aşmakta pozitif etkisi olacağının tartışıldığını kaydeden TÜSİAD Başkanı, bunun AB çabaları açısından umut veren bir gelişme olduğunu söyledi.

Yalçındağ, bu kapsamda Türkiye’nin Avrupalı yatırımcılar açısından hem canlı bir pazar olması, hem de dinamik ve genç bir ülke olarak öne çıktığını hatırlattı.

SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI TARTIŞILACAK

Bu arada Avrupa’nın bu krizden daha bütünleşerek mi yoksa daha gevşek bir birlik halinde mi çıkacağı tartışmalarını da yapıldığını kaydeden Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Bence krizle birlikte küreselleşmenin yeni bir evresine geldik. Finansal alanda çok yaygın bir küreselleşme yaşanmıştı, bence şimdi yönetişim alanında küreselleşmeye gidiyoruz. O nedenle birliğin gevşemeyeceğini tahmin ediyorum" şeklinde konuştu.

Tüm bu tartışmaların AB konusuna daha fazla ağırlık vermemiz gerektiğini bir kez daha ortaya çıkardığını kaydeden Yalçındağ, "yani çekişmeleri bırakıp önümüze bakmalıyız" dedi.

Bundan sonra TÜSİAD olarak AB sürecinde daha teknik bir müzakereye geçmek kararında olduklarını kaydeden Arzuhan Doğan Yalçındağ, bu kapsamda örneğin serbest ticaret anlaşmalarını artık daha yoğun gündeme getireceklerini söyledi.

AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarından artık yoğun olarak etkilendiğimizi hatırlatan Yalçındağ, "Bu nedenle AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı müzakerelerde en azından masada olmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.

Türkiye’nin yıllardır ihmal ettiği imajını daha iyi koruması için daha fazla çabaya ihtiyaç olduğunu belirten Yalçındağ, "Fransa’da ilan edilen 2009 Türkiye yılının bu anlamda çok önemli olduğunu" söyledi. Fransa’da yaygın bir tanıtım planlandığını kaydeden Yalçındağ, "Fransa’da artık oryantalist, eski Türkiye yerine modern Türkiye’nin tanıtımına ağırlık vereceklerini" söyledi. "Tanıtım için öyle şeyler isteniyor ki, ’bizim için de otantik kaldı’ deyip reddediyoruz. Modern Türkiye’yi tanıtmalıyız" diyen Yalçındağ, üyelerinden sağladıkları fonların yanısıra Fransa’daki yatırımcıların tanıtıma katkı yapacağını söyledi.
Yazarın Tüm Yazıları