Seçimden önce anlaşma yapamayan hükümet sonra hiç yapmaz

PİYASALAR yavaş yavaş, IMF ile anlaşmanın 29 Mart seçimlerinden sonrasına kalabileceğini düşünmeye başladı.

Başbakan Tayyip Erdoğan ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek verdikleri çelişkili demeçlerle kafa karıştırmaya devam ederlerken, bir yandan da bu yeni beklentiyi körüklüyorlar.

Piyasalar, hükümetin verdiği izlenim nedeniyle, seçimden önce IMF anlaşması yapılacağını epey süre önce satın aldılar. Şimdi anlaşmanın seçim sonrasına kalacağı kesinleşirse, bir miktar moraller bozulacaktır. Ancak piyasalar bir yandan da "Seçimden sonrasına kalsa da çok önemli olmayabilir" diye düşünmeye başladılar. Çünkü "iyi haber satın alma" eğilimleri devam ediyor, morallerini bozmak istemiyorlar.

Ancak benim anlayamadığım şu ki; seçimden önce IMF ile anlaşma yapmayan siyasi otoritenin, neden seçimden sonra anlaşma yapacağına inanılıyor?

Başbakan’ın "esrarengiz talep" havasına soktuğu, "kabul edilemez iki şart" dediği unsurların piyasalar için kabul edilemez ya da esrarengiz olmadığını biliyoruz. Tam bir netlik yok ama belli ki IMF 2009 yılında mali açıdan esnek olmayı kabul ediyor ama ertesinde, yani 2010’dan itibaren ise mali disiplini temin edecek önlemlerin hayata geçirilmesini istiyor.

Bunlar yeni istekler de değil, ülkenin çıkarı için orta vadeli, uzun vadeli mali açıdan sıkıntı yaşanmaması için alınması istenen tedbirler. Aynıları başka ülkelerden de istendi.

Ama sorun işte burada. Hükümet kısa vadede kendisini rahatlatacak olsa da, seçim sonrasında, özellikle önümüzdeki yıldan itibaren kendini disipline etmesi gerektiğini görüyor ama bunu istemiyor.

IMF de mali performansın sürdürülmesi için, bu yılı esnek geçirdikten sonra yeniden disiplini sağlamaya dönük tedbirlere dönme gereğini ortaya koyuyor, aksi takdirde mali performansın sürdürülemez olacağını söylüyor.

Yani bence IMF anlaşmasını kabul etmezken Hükümetin asıl düşündüğü unsur yerel seçimlerden sonra da harcamalara istediği gibi devam etmesi, normal zamanı 2011 olan genel seçimlere kadar istediği harcamaları yapıp, yine oyları toplamak.

2011 GENEL SEÇİM YILI

Ekonomi bürokratlarının IMF ile üzerinde varılan mutabakatı kabul etmelerinin en önemli nedeninin de bu olduğunu düşünüyorum. Bürokratlar da zaten bütçe dengelerinin bozulduğunu, bu yıl daha da bozulacağını ama önümüzdeki yılla birlikte köklü tedbirler alınmadığı takdirde, orta vadede ekonominin yeniden sıkıntılar yaşayacağını görüyorlar.

Ama gördüğümüz kadarıyla orta vade hükümetin, Başbakan’ın umurunda değil. Hükümet sadece günü kurtarma peşinde, genel seçimi kazanmak istiyor, gerisine bakmıyor.

Bu nedenle IMF anlaşmasını savunduğumuz için bize kızanlar, oturup, "ülkeyi, çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini bu dar siyasi anlayışa bırakmanın doğru olup olmadığını, şimdiki ağır gelen şartların geleceği kurtarıp kurtarmadığını" düşünsünler.

İşte bu noktada da, baştan söylediğimiz "neden seçime kadar anlaşma yapmayan hükümet seçimden sonrasında anlaşma yapsın?" sorusuna geliyoruz.

Bence bu görüş hükümetin piyasaları oyalamak, halkı oyalamak için ortaya attığı bir görüş. Bir düşünün; IMF anlaşması seçimden sonraya kalırsa, mali tablo daha da ağırlaşmış, dolayısıyla alınması gereken tedbirler daha da ağırlaşmış olacak. Belki de durumu kurtarmak için anlaşmanın süresinin uzatılması bile gerekecek. 2009 Haziran’da anlaşma olsa, 2 yıllık bir süreyi kapsasa bile seçim zamanını, yani 2011 Haziran’ında bulmaz mı?

Peki, 2009 yılını rahat bırakacak bir anlaşmayı bile kabul etmeyen hükümet, tam genel seçime gidilirken IMF programını, hem de en sıkı tedbirlerin uygulanacağı bir program dönemiyle seçime gitmeyi kabul eder mi? Bence bu imkansız.

Ya anlaşma yapıp 6 ay sonra bitirirler ya da hiç yapmazlar. İkisi de çok kötü.

Bence seçime kadar yapmazsa, Hükümet hiç anlaşma yapmak istemez.
Yazarın Tüm Yazıları