Popülizm KİT’leri mahvetti

SADECE bütçe rakamlarına bakıp, mali disiplinin korunduğunu söylemenin, artık hiçbir önemi kalmadı. Zaten bütçede yazılı olan rakamlara değil de ödenek olmadan yapılan harcamalara, harcanıp da yazılmayan kalemlere baktığınızda bile, hiç de öyle görünen kadar iyi bir tablo olmadığını zaten görüyorsunuz.

Yanı sıra, mali disiplinin "sıkıştığı anda özel olarak hedef seçilmiş, çoğu zaman da muhalif bilinen şirketlere vergi salarak" sağlanamayacağını, bağımsız, rasyonel, siyasi etkiden uzak bir vergi sistemi kurmanın zorunluluk olduğunu artık herkesin anlaması lazım. Bu konuda Türkiye’nin gerçeğini göremeyen IMF de dahil...

Bütün bunları bir yana koysanız bile, son yıllarda KİT’ler ve belediyelerde yaşananların toplam kamu dengesini ciddi biçimde bozacak ölçülere geldiğini de görebilirsiniz.

Bununla birlikte kamu hesaplarında şeffaflıktan da giderek uzaklaşılıyor. Çünkü belediye ve KİT’lere ilişkin veriler, bütçe rakamları gibi çabuk alınabilse, kamu mali dengesindeki bozulma çok daha erken su yüzüne çıkacak. Bu nedenle çeşitli programlar yapılmasına rağmen KİT ve belediye hesapları bir türlü şeffaflaştırılmıyor.

Bir düşünsenize; her adımda yeni bir belediye yatırımı görüyoruz ama bunların nasıl finanse edildiğini bilemiyoruz. Büyük ihtimalle parası sonra ödenmek üzere, yani gelecek yıllardaki ödeneklerden yenilerek bu yatırımlar yapılıyor, harcamalar sürdürülüyor.

Yine her yanımız dağıtılan kömürlerle dolu ama bunun parasının nasıl ödendiğini bilmiyoruz. Fak-fuk-fon’dan dağıtılan kömürler nedeniyle, şehirlerin havaları nefes alınamayacak kadar kötüleşti. Belediyelerin dağıttığı kömürlerin parasının nasıl ödendiğini de bilmiyoruz.

KİT’lerdeki popülizm tahribatı, Türkiye kömür işletmeleri ile sınırlı değil.

Asıl tahribat, hükümetin popülist kararları sonucu, hemen ortaya çıkmayıp, biriktiğinde tüm kamuyu etkileyecek boyutlara gelen KİT zararlarında. 2001 krizinden sonra, bir daha böyle açıklar olmasın diye, tarımsal alımlarda görev zararları kaldırıldı. Kamu bankalarına sübvansiyonlu ödeme yaptığı zaman, bir daha zarar etmesinler diye, oluşan görev zararlarının bütçeden hemen ödenmesi ilkesi getirildi. Ancak AKP hükümeti, birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geriye gidiş sergiledi ve şimdi bunların biriken tahribatını görmeye başladık.

TMO ve enerji KİT’leri

ÖRNEĞİN Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) normal hububat alımları nedeniyle oluşan kendi zararları yetmiyormuş gibi, bir de fındık alımıyla görevlendirildi. Başbakan seçim nedeniyle fındık paralarının, sonradan çıkan mısır paralarının hemen ödenmesini istiyor. TMO ne içeriden ne dışarıdan normal bankalardan kredi bile alamaz hale getirildi. Şimdi kamu bankaları devreye sokuluyor, Hazine’nin gelecek yıl yapacağı ödemelere mahsuben şimdi Ziraat Bankası’ndan kredi alınıp bu paralar ödenmeye çalışılıyor. Gelinen duruma bakın...

Enerjide ise durum çok daha vahim, tahribatın boyutlara çok daha yüksek.

5 yıl elektriğe zam yapmayacağız diye enerji sektörünü mahvettiler. Enerjideki tüm KİT’lerin birbirine borçları var ama toplam olarak bakıldığında açık çok büyük. "Dünya artık enerji dünyası oluyor, Türkiye burada etkin rol almak zorunda" diyoruz ama gaz oyununu oynaması gereken Botaş, iğdiş edilmiş durumda. Botaş’ın bu haliyle gidip dışarıda gaz çıkarmaya, gaz dağıtımı yapmaya talip olması yani Türkiye’nin aktif bir rol alması, artık mümkün değil.

İnsanın aklına "acaba birileriyle anlaştılar, örneğin sıkı fıkı oldukları bazı Rusya yöneticileri ile anlaştılar da bilerek Botaş’ı zor durumda mı bırakıyorlar" fikri bile geliyor...

Sonunda enerji KİT’leri arasında tahkim yapılacak, artık orası belli oldu. Her tahkim sonucu kamuya bir yük biner, her tahkim sonucu Hazine bunu bir şekilde ödemek zorunda kalır.

Hazine’ye yük binmesi, faturayı halkın ödemesi anlamına gelir. Tarım, enerji, belediye derken popülizmin faturası yine halka çıkacak, kimsenin şüphesi olmasın.
Yazarın Tüm Yazıları