Mevduat güvencesindeki hatanın maliyeti ağır

MEVDUAT güvencesinde yapılan hatalara devam ediliyor. Bundan yaklaşık iki ay önce tüm Avrupa ülkeleri mevduata verdikleri güvenceyi ya artırdılar ya mevduatın tümünü güvence verdiler. Bunu yapmalarının en önemli nedeni ise ülkeler arasındaki farklı uygulamalar nedeniyle mevduat kayışlarının yaşanmasını engellemek idi.

Haberin Devamı

Türkiye’nin de o dönemde mevduatın tümünü güvence vermesi gerekiyordu ama hükümet bunu yapmadı. O dönem yoÄŸun olarak tartışıldığını biliyoruz ama BaÅŸbakanın kararı mevduata tam güvence vermemek oldu. Â

Mevduata tam güvence verilmemesi konusunda, büyük ihtimalle birileri BaÅŸbakana ve bakanlara 1994 yılı deneyimini anlattılar. Åžahsen ben de, bu deneyimin mevduat güvencesi konusunda uluslar arası literatüre geçecek kadar çarpıcı bir "ahlaki riziko" örneÄŸi olduÄŸunu düşünüyorum. Ancak o dönemi yakından yaÅŸamış bir gazeteci olarak, yaÅŸanan kriz üzerine geçici olarak konulması planlanan mevduata tam güvencenin kalıcı hale gelmesinin hatalı olduÄŸunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra o dönem bankacılık üzerinde siyasi kararlar çok etkili idi ve doÄŸru dürüst denetim ve gözetim yapılamıyordu. Yani bu güvencenin yarattığı sıkıntıların çoÄŸu, o dönemki denetimsizlik ve siyasi etkiden kaynaklanıyordu.  Â

Dolayısıyla hükümet bundan yaklaşık 2 ay önce, diğer Avrupa ülkeleri ile birlikte mevduata belirli bir süre için tam güvence verebilirdi. Vermediği için büyük hata yaptı.

Başbakan Tayyip Erdoğan, Hindistan’da verdiği demeçlerden birinde, mevduata tam güvence gelmeyeceğini, güvence miktarının artırılacağını söyledi. Bence hata yapılmaya devam ediliyor. 50 milyar YTL’lık güvence 100 milyar YTL’ye çevrilince fazla bir şey değişmeyecektir.

KREDİ FAİZLERİNE ÖNEMLİ ETKİ YAPTI

Verildiği takdirde tam güvence verilmelidir ama bu aşamadan sonra etkisi çok marjinal olacaktır. Tek faydası eğer ileride küresel kriz daha da derinleşirse görülecektir, ki o zaman mevduata sınırlı güvencenin anlamı kalmaz yine tam güvence kararı verilmesi gerekir.

Peki neden hata yapıldı, neden geç kalındı derseniz açıklayalım...

Bir bankacı Avrupa ülkeleriyle birlikte tam güvence verilmeyince, o dönemde bazı küçük bankalardan mevduat kayışları olduğunu söylediler. Piyasada spekülasyon çıktığını, bazı küçük bankaların mevduatı tutabilmek için mevduata verdikleri faizleri önemli ölçüde artırdıklarını hatırlattılar. Küçük banka mevduat faizleri çok cazip hale gelince bu kez büyük bankalardan çıkış yaşanmaya başladığını ve onların da faiz artırdığını hatırlatan bir banka genel müdürü, dolayısıyla sistemdeki faiz oranlarının 5-6 puan birden arttığını, yeni bir denge oluştuğunu kaydettiler.

Bankaların, dış kredi de kuruduğu için, sadece mevduata kaldığını kaydeden aynı genel müdür, kaynak maliyetleri artınca ister istemez bankaların bu maliyeti kredi kullandırdıkları reel kesime yansıttıklarını belirtti. Bunun üzerine iç talepteki ve ihracattaki daralma gelince reel sektör firmalarının durumunun zorlaştığını, yani artan kaynak maliyetlerine bir de risk primi eklendiğini kaydeden banka genel müdürü, "yani mevduat güvencesi verilmemesi nedeniyle mevduat faizleri, aşamalı olarak da kredi faizleri önemli oranlarda arttı" dedi.

BAŞBAKAN KREDİ KARARLARINA BAKMALI

178 milyar YTL’lik iç borç stoku üzerinde de benzer etki olduğunu kaydeden genel müdür, bu stok üzerine yüzde 6’lık artışı ekleyince, mevduata zamanında tam güvence verilmemesinin kamunun borç yüküne yaptığı büyük etkinin de kendiliğinden ortaya çıktığını söyledi.

Dolayısıyla, Başbakan bankalara kredi faizlerini artırdıkları için, riskler nedeniyle kredilerde çekimser davrandıkları için kızacağına dönüp kendi kararlarına bakmalı.

Hesap ortada, anlattığımız kadar büyük etkisi olmasa bile, mevduata zamanında tam güvence verilmemesi, hem kredi faizlerini artırdı, hem de bütçedeki imkanlarını iyice tıkadı.

Ekonomi yönetiminin kalitesi, iÅŸte böyle zor durumlarda ortaya çıkıyor...     Â

Yazarın Tüm Yazıları