Kriz değil, krizin kötü yönetimi oyları azalttı

HER şeyden önce seçim yorumları içinde ağırlıkla yeralan "küresel kriz AKP’nin oylarını düşürdü" saptamasını çok doğru bulmadığımı söylemek istiyorum. Aslında bir kaç açıdan bu yorumu doğru bulmuyorum.

Birincisi; elbette yaşanan ekonomik krizin iktidarın oy kaybında etkisi olmuştur ama bu etki özellikle işsizliği artan sanayi illerinde "belediye başkanlıklarını değiştirecek kadar" yaşanmamıştır. Sanayi illerinde kaydedilen yüzde 10-15’lük düşüşler, aslında sanayisi güçlü olmayan illerde de yaşanmıştır. Yani AKP’nin oylarında krize bağlı olmayan genel bir düşüş sözkonusu ve bu nedenle oy kaybını tümüyle krizle açıklamak mümkün değil. Elbette etkisi olmuştur ama başka unsurlarla birlikte, belki bazı unsurlardan daha az etkili olmuştur.

İkincisi; oy kaybındaki ekonomik faktörü "küresel krizin oy kaybındaki etkisi" olarak görmemek gerekir. Olsa olsa "küresel krizin etkileri konusunda Türkiye’de yaşanan kötü yönetimin oy kaybına yol açtığı" söylenebilir. AKP iktidarı, çok yakından yaşadığımız gibi, küresel krizi ve Türkiye’ye yapacağı etkileri uzun süre yok saymıştır. "Teğet geçti" deyimi bu anlayışı gösterdiği için siyasi literatüre girmiş bir deyim oldu. AKP Hükümeti, daha doğrusu Başbakan Tayyip Erdoğan, krizin etkileri konusunda yapılan uyarıları da kasıtlı gördü, bu tür yorum yapanları ülkeye kötülük yapmakla suçladı, sanki hiçbir şey yokmuş gibi hayatın devam ettiğinin varsayılmasını istedi.

Bu nedenle küresel krize karşı uzun süre hiçbir önlem alınmadı, ancak mızrak çuvala sığmaz hale geldiğinde, yani başta işsizlik olmak üzere etkiler çok somutlaştığında, canlandırma paketleri açılmaya başlandı ve bunlar da sanki seçim yatırımı gibi sunuldu.

Çıkan son veriler, geçen yılın son çeyreğinde ekonomisi en fazla küçülen ikinci ülkenin Türkiye olduğunu ortaya çıkardı. Bu da küresel krizin iyi yönetilmesi halinde bu kadar olumsuz etkisinin görülmeyeceğini, hükümet kötü yönettiği için Türkiye’de krizin etkilerinin bu kadar yoğun hissedildiğini açıkca gösterdi.

İşte bu nedenle de AKP’nin oy kaybı için, "krizin etkisi" değil, "krizin iyi yönetilememesinin etkisi" demek daha doğru olacaktır.

Pastanın küçülmesi sadece oyları düşürmez

AYRICA,
bu yorumun kasıtlı olarak öne çıkarıldığını da düşünüyorum. Bilinçli olarak "AKP’nin oy kaybı küresel kriz yüzünden" denilerek, hükümetin bu oy kaybında sanki suçu yokmuş gibi gösterilmek istendiğini görüyoruz. Küresel yani "bizim olmayan" kriz nedeniyle AKP’nin oyları azalmış gibi gösterilerek, AKP yönetimindeki hata yokmuş varsayılıyor.

Küresel krizin Türkiye’ye etkisi, kötü yönetim nedeniyle hissedilmeye başlamıştır ama unutmamak gerekir ki, bundan sonra etkileri çok daha derinden hissedeceğiz.

AKP yönetiminin seçim sonuçları için yapacağı analizi, objektif ölçütlerle yapması halinde, bundan sonraki işinin çok daha zor olacağını da görmesi gerekecek.

Geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, ekonominin küçüldüğü dönemlerde yaşanan siyasi etkinin sadece oy kaybıyla sınırlı kalmayacağını da söylememiz gerek.

Sıkça işlediğimiz "pastanın küçülmesi" ve bunun getireceği siyasi etkileri, asıl bundan sonra hep birlikte yaşayacağız. Hatırladığımız kadarıyla böyle dönemlerde yani pastanın küçüldüğü süreçlerde, pastadan pay kapma kavgası iyice kızışır ve bu kavga siyasi sonuçlara yol açar. Yani bundan sonra pastadan aldığı payı azalan ya da artık hiç pay alamayacak olanların geçmiş defterleri karıştırdığını görürsek şaşırmayalım.

Yolsuzluk iddiaları hep böyle dönemlerde artmıştır.

Ayrıca pastadan pay kapma kavgaları iktidar partisi içinde ve bürokrasi içinde şimdiye kadar hep keskin kavgaların, ayrışmaların yaşanmasına da neden olmuştur. Genellikle lidere yakın kişilerin, küçüldüğü zaman pasta kavgasına giriştiklerine sık sık şahit olduk.

Bakalım bu kez neler yaşayacağız, hep birlikte göreceğiz...
Yazarın Tüm Yazıları