IMF, bu bütçeye imza atmaz

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, "kimsenin yüzde 2-3’lük büyüme oranlarına Türkiye’yi mahkum edemeyeceğini" belirterek, sanki IMF böyle bir şeyi istiyormuş da, kendisi buna razı olmuyormuş havası vermişti. Dolayısıyla "bu anlaşma imzalanmaz" demeye getirmişti.

Birileri "paşa paşa gidip anlaşacak" diyordu, zaten öyle de oldu.

Şu anda nasıl bir program üzerinde konuşulduğunu, kaynak konusunda hangi rakamların pazarlık edildiğini, henüz detaylarıyla bilen yok.

Ancak bildiğimiz bir şey var ki; IMF kendi itibarı için, AKP hükümetinin sunduğu mevcut 2009 yılı dengelerine imza atıp onay veremez. Zaten bence sorun da buradan kaynaklanıyor.

IMF’nin büyümeye ilişkin doğrudan bir müdahalesi olmayacağını işten biraz anlayan herkes bilir. IMF önce kendisine sunulan makro dengelerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine, inandırıcı olup olmadığına bakar. Kendisine sunulan metin inandırıcı ise o zaman bu dengelerden çıkacak büyüme oranı, onu pek ilgilendirmez. Yani doğrudan büyümeye bakmaz, büyüme sonucunu verecek dengeler üzerinde çalışır.

Eğer rakamlar gerçekçi değilse, dengeler kendi içinde tutarlı değilse, işte zaman mevcut imkanlara göre dengeler değiştirilir. Eğer ülke yönetimi ille de bazı rakamların değişmesini istemiyorsa, o zaman da dönüp o rakamı sağlayan alt kalemlere bakılır, bu rakama ulaşabilmek için gereken düzenlemeler yapılır. Yani bir hükümet harcamaları ille de artırmak istiyorsa, tasarruf yapmak istemiyorsa o zaman gelir artırıcı önlemlere ihtiyacı vardır.

İşte yine bu temel üzerine başlayan bir IMF müzakeresine şahit olacağız.

Özetle; IMF ile daha yeni müzakereler başladı ve şimdi rakamların inandırıcılığı masaya yatırılacak. Eğer rakamlar inandırıcı bulunmazsa, o zaman değiştirilecek. Eğer rakamların değişmesi istenmiyorsa o zaman çıkılıp ek önlem alınmak zorunda kalınacak.

Peki Başbakanın sıkıntısı nereden kaynaklanıyor?

Çünkü IMF hazırlanan bütçe rakamlarını gerçekçi bulmuyor. IMF bütçe metninde yazılı olan örneğin vergi gelirleri rakamlarına ulaşılamayacağını görüyor, itiraz ediyor. Bunların gerçekçi bir rakama indirilmesini istiyor. O zaman da, bu gelirin karşılığı olarak konmuş harcama rakamlarının düşürülmesi gerekiyor, Hükümet de buna yanaşmıyor. O geliri yakalamak için ek vergi konulması da söz konusu olamayınca, Başbakan bu işe çok kızıyor.

İşte kabaca Başbakanın "büyümeyi düşürmem" demesinin ardında da bu gerçek yatıyor.

Kaynak gelse de yüzde 4 büyüme olmaz

BU tartışmaların tam olarak anlattığımız bu çerçeve içinde sürdüğünü söyleyemeyiz ama yaşanan hep bu olmuştur, yine aynı senaryo sahnede bulunuyor.

Bunlara muhatap olmak istemezseniz yani yazdığınız rakamların gerçekçi olup olmadığının sorgulanmasını istemezseniz, o zaman IMF’yi çağırıp da "hadi anlaşma yapalım, şu rakamlara bakın" demezsiniz. Ama IMF’yle anlaşma yapacaksanız buna da katlanacaksınız.

2009 yılı bütçe rakamlarının gerçekçi olmadığını, IMF’den önce, içeride bu rakamları değerlendiren iktisatçılar, analistler zaten söylediler.

Şurası bir gerçek ki; herkes tarafından inandırıcılığı çok zayıf görülen bir bütçeye, IMF kendi imzasını atıp da, itibarını bile bile tehlikeye atmaz.

Ne kadar ABD Başkanından, Almanya Şansölyesinden baskı yaparsanız yapın, IMF’nin göstereceği toleransın da bir sınırı vardır. Yani belki bir noktaya kadar gözünü yumabilir ama tümüyle kör gibi hareket etmesi beklenemez.

Üstüne üstlük o kadar çok ülke anlaşmak için sıraya girdi ki; eskiden olduğu gibi üzerinde ince ince tartışıp, Türkiye’yi belirli dengeye ikna etmek için IMF’nin pek vakti de kalmadı.

Hükümet IMF’e çaresiz olarak gidip "hadi gelin anlaşalım" dediğine göre, bu tür sorgulamalara da razı olmak zorunda.

Zaten kaynak gelse de Türkiye 2009’da yüzde 4 büyüyemez ki, kimi kandırıyorsunuz...
Yazarın Tüm Yazıları