KATILIM Öncesi Ekonomik Program (KEP) ile birlikte tam yeni ekonomik hedeflere kavuştuk derken, piyasalar bu rakamların da yakında yeniden revizyona uğrayacağına inanıyor.
Bazı piyasa oyuncuları açıklanan programı, "IMF ile imzalanacak anlaşmaya zemin oluşturacak bir program" olarak görme eğilimindeler. Yani bu programla belirtilen, revize edilen hedefler üzerinde yeniden müzakereler yapılacak ve IMF ile yapılacak anlaşma metni için bu rakamlar yeniden değiştirilecek. Programda yazılı olan hedeflerin, mart ayı bütçe rakamlarının açıklanmasıyla birlikte, yani üzerinden bir hafta geçmeden, yeniden geçersiz kaldığı ortaya çıktı. Piyasa oyuncularının çoğunluğu, programda yer alan tahminlerin büyük bölümünün artık iyimser kaldığını düşünüyorlar. Özellikle de mali alanda belirlenen yeni hedeflerin artık geçerli olamayacağını ifade ediyorlar.
Beklentiler, IMF ile yeni stand-by programı hazırlıklarının bitiminde, 2009 yılına ilişkin konulan yüzde 3.6 düzeyindeki ekonomik daralmanın, yüzde 13.5 olarak belirtilen işsizlik oranının, yüzde 5’lik bütçe açığının, yüzde 0.5 düzeylerindeki faiz dışı açığın ve yüzde 43.1 düzeyindeki belirlenen borç stoku/GSYH oranı tahminlerinin bir kademe daha kötüleşmesi yönünde.
Bu revizyonların IMF ile masaya oturulduktan sonra yapılması konusunda fazla bir kaygı bulunmuyor. Buna karşılık IMF ile yapılacak müzakerelerde asıl sorunun, bu yılı aştıktan sonra yeniden mali disipline dönüş konusunda yaşanması bekleniyor. Özellikle mali kural uygulamasına geçmek için Hükümetin 2011 yılını bekleme taraftarı olduğunun açığa çıktığını kaydeden piyasa oyuncuları, IMF’in ise bu kadar bekleyeceğini sanmadıklarını belirtiyorlar. Yani asıl sıkıntı yeniden mali disipline dönüşün dozu ve zamanlaması konusunda yaşanabilir.
IMF geçmiş deneyimlerinden yola çıkarak, yapılacak seçimler nedeniyle hükümetin programı yarıda bırakma riskini de, bence göz önünde bulunduruyor. Bu nedenle de mali kurala geçiş için 2010 yılı konusunda bastıracağını tahmin ediyorum.
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in tahminlerine göre bu ay sonuna kadar görüşmelerin tamamlanması bekleniyordu ama bir türlü IMF Türkiye Heyetinin Ankara’ya gelmesini sağlayacak aşamaya gelinemedi. Belki de mali kural konusundaki görüşmeler uzadığı ve bu konuda ön anlaşma sağlanamadığı için somut adım atılamıyordur, kim bilir.
FAİZ İNDİRİMİ SÜRECEK BEKLENTİSİ
Merkez Bankası, eskisi kadar büyük olmasa da, yine bir sürpriz yaparak, faiz oranlarını 0.75 puan indirdi. Böylece Merkez’in faiz oranları tek haneye inmiş oldu. Bunun da ötesinde Merkez Bankası’nın faiz indirirken yaptığı açıklama, piyasalarda bundan sonra da faiz indirimlerinin süreceği beklentisi yarattı. Banka iktisatçılarının yaptığı analizlerde yapılan açıklamadan yola çıkılarak, Merkez Bankası’nın önümüzdeki ay da 0.50 ya da 0.75 puan indireceği yolunda bir beklentinin oluştuğunu gözlüyoruz.
Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada daha önceki açıklamalardan farklı olarak, küresel ekonomiye ilişkin göstergelerde henüz somut bir iyileşme gözlenmediğinin altı çizildi. Yanı sıra petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşlerin de katkısıyla kısa vadede enflasyondaki düşüşün hızlanacağının tahmin edildiği kaydediliyor. Bir evvelki Merkez Bankası açıklamasında, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşlerin enflasyon üzerindeki olumlu etkilerinin devam ettiği belirtilirken, son açıklamada bu etkinin hızlanacağı ayrıca belirtildi. Merkez Bankası son dönemde risk algılamasını azaltan gelişmeleri de göz önüne alarak, kısa vadeli faizlerin 75 baz puan indirilmesine karar ver diğini belirtiyor. Umarız risk algılamasını azaltan IMF ile anlaşma konusunda bir sorun çıkmaz.