SON iki gündür IMF ile anlaşma konusunda yeniden bir hareketlilik yaşıyoruz.
Önceki gün Devlet Bakanı Mehmet Şimşek CNN Türk’te Yavuz Oğhan’ın konuğu oldu ve IMF’nin, özellikle Gelir İdaresi’yle ilgili eski isteğine yeni bir esneklik getirdiğini söyledi. Şimşek, çapraz sorgulama denilen, nereden buldun diye kamuoyuna malolan vergi reformuyla ilgili istekte ise bir değişiklik olmadığını söyledi.
Daha sonra IMF sözcüsü Washington’daki rutin toplantısında, Türkiye’ye yeni bir öneriyle gidildiğini, yakından görüşmelerin yeniden başlayabileceğini, görüşmelerin yeniden başlaması için Türkiye’den davet beklediklerini söyledi.
IMF İLE NE OLUYOR
Bunun üzerine piyasalarda müthiş bir canlılık yaşandı.
Piyasalar, ölmüş gibi gözüken IMF anlaşmasının yeniden alevlenmesine çok sevindi. Bu canlılık dün de devam etti, uluslararası piyasadaki olumlu gelişme ile birleşince, içeride müthiş bir hava yakalandı ve son iki günde kurlar hızla aşağı geldi, borsa yeniden yükselişe geçti, hacim çok büyüdü, faizler önemli oranlarda düştü.
Peki, IMF ile ne oluyor, anlaşma için ciddi bir umut besleyebilir miyiz?
Dün Başbakan Tayyip Erdoğan, hızlı trenle Eskişehir’e giderken gazetecilerin sorularını yanıtladı ve "kendisine ve arkadaşlarına IMF’nin yeni teklifinin ulaşmadığını" söyledi.
Bu arada Başbakan, yatırımları durdurmayacaklarını, olağanüstü bir durum olmadıktan sonra vergi artışına gitmeyeceklerini de söylemiş.
Önceki gün CNN Türk’teki sohbetinden sonra bir grup gazeteciyle birlikte olan Mehmet Şimşek’in görüşlerini ise dünkü Referans Gazetesi’nde Eyüp Can’dan öğrendik. Eyüp Can, IMF ile anlaşma konusunda, kendisinin izleniminin öyle umutlu olunmasını gerektirmediğini söylüyor. Yani hükümetin bu konuya sıcak baktığının söylenemeyeceğini kaydediyor.
UMUTLANMAK İÇİN ERKEN
Benim de yapılan bu açıklamalardan ve Ankara’da özellikle siyasilerle yaptığım temaslardan edindiğim izlenim o ki; hükümet, IMF ile anlaşma konusunda, hálá çok da niyetli gözükmüyor. Daha doğrusu bakanlar, bürokratlar bu anlaşmanın biran önce yapılmasını istiyorlar. Aslında bir süredir görüşleri bu yönde ama Başbakan Tayyip Erdoğan’dan bir türlü olur alamıyorlar.
Yine, IMF ile anlaşmanın olması gerektiğini, seçimden sonra hemen imzalamak gerektiğini, aksi takdirde özellikle ekonomideki küçülmenin önemli boyutlara ulaşacağını düşünüyorlar. Ancak yine de başbakanın tavrını kestiremedikleri için, "anlaşma yapılacak" diyemiyorlar.
İşte başbakanın bu tavrı nedeniyle, onlar da anlaşma konusunda çok umutlu görünmüyorlar.
Buna karşılık sanki IMF’in bu işi çok istermiş havası vermekten çekinmeden, yeni teklifler yaptığı gözleniyor. Hatta IMF’in bu girişimi AKP’ye yakın medya tarafından "Başbakan bastırdı, IMF taviz verdi" diye nitelendirilebiliyor.
G-20 Mİ BASTIRIYOR
Bir bankacı ile konuştuğumda IMF’nin bu tavrını da hatırlatarak. "Acaba hükümet istemiyor ama özellikle G-20 mi, anlaşma konusunda bastırıyor?" diye soruyordu.
Aslında olabilir. Artık küresel bir sistemde, Türkiye’nin zora girmesi demek önce diğer gelişmekte olan ülkelere, sonuçta da tüm sisteme olumsuz etki yapması demek...
İşte bu nedenle G-20 toplantılarında böyle bir istek Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’e iletilebilir.
Bence, IMF’in bu iki yapısal tedbirde anlaşma olsa bile, son üç ayda çok bozulan makro dengelerin düzeltilmesi için, mutlaka ek mali tedbir talebi olacaktır. İşte bu taleplerin, sürekli seçim düşünen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın itirazlarına takılma ihtimali yüksek.
"Davos Fatihi" Başbakanımızın, G-20’den de talep gelse, yine reddetme ihtimali, bence var..
Özetle IMF ile anlaşma konusunda umutlanmak için henüz erken...