HÜKÜMETİN enerji politikasındaki fiyasko devam ediyor. Son olarak Enerji Bakanlığı’nın ocak ayı başında doğalgaza indirim yapma teklifinin hükümet tarafından kabul edilmediği ortaya çıktı.
Bu öyle basit bir olay değil. Hükümetin bu kararı doğalgaza "gizli zam" anlamı taşıyor.
Daha önce doğalgaza yüzde 20’nin üzerinde zam yapılırken söylenen gerekçe; dünya fiyatlarının yükselmesi, bununla birlikte kurların yükselmesi ve otomatik fiyatlandırma gereği doğalgaza zam yapılmasının gereği idi.
O dönemde doğalgaz fiyatlarının bu fiyatlandırma sistemi gereği artabileceğini ama hükümetin vergi yükünü azaltarak bu zammın bir bölümünü yansıtmayabileceğini, bunun siyasi bir karar olduğunu, zaten üretim düşerken piyasalar çok kötü hale gelmişken hükümetin böyle bir karar alıp zammı daha az yansıtmasının doğru olacağını söylemiştik.
Ama hükümet vergide fedakarlık yapmadı, tam kış ayları başlamışken doğalgazda vergi indirimi yapmadı. Dünya fiyatlarındaki artışı aynen sanayiciye ve halka yansıttı.
Sonuç ne oldu; yılbaşından buyana doğalgaza yapılan zamların toplamı yüzde 80’i aştı, zaten işsizlik çığ gibi büyürken üretim maliyetleri arttı, insanlar doğalgaz pahalı diye, ısınmak için kömüre yöneldiler, büyük şehirlerde bariz biçimde hava kirliliği yeniden artmaya başladı.
O dönemde zam yapılırken, dünya fiyatlarında, petrol fiyatlarının 6 ay civarı gecikmeli etkisi nedeniyle, yılbaşından itibaren fiyatların düşeceği, bu indirimlerin aynen doğalgaz satış fiyatlarına yansıtılacağı söylenmişti.
Bir ara doğalgazdaki fiyatlandırma sistemi nedeniyle, şubat ayında bu indirimin yapılabileceği, daha önce resmi olarak indirim yapılamayacağı söylenmişti.
Daha sonra gördük ki; doğalgazda istenildiği zaman, daha doğrusu her ay başında geçerli olacak biçimde fiyat ayarlaması yapılıyormuş...
Enerji Bakanlığı geçtiğimiz hafta bu çerçevede ocak ayı başında doğalgaz fiyatlarına, dünya fiyatları ve kurları hesaplayarak yüzde 15 indirim yapılması gerektiğini belirledi. Bu hesaplamalara göre mevcut seyir ve kurlar devam ettiği sürece, buna ek olarak şubatta yüzde 7, martta yüzde 7 daha indirim yapılacağı belirlendi. Eğer kurlar daha aşağı gelirse, özellikle mart ayındaki indirim oranı daha da büyüyebilecekti.
KÖTÜ YÖNETİM AÇIĞA ÇIKTI
Ancak Enerji Bakanlığı’nın bu isteğinin ekonomi bakanlarından geri döndüğü ortaya çıktı ve ocak ayı başında planlanan indirim yapılmadı.
Eğer ocak ayında bir indirim gerekmiyorsa Enerji Bakanlığı neden indirim talep eder, eğer teknik olarak indirim gerekiyorsa, o zaman niye indirim yapılmaz?
Bu olay da yaşanan fiyaskoyu ortaya koyuyor. Zam gerektiği zaman, vergiden fedakarlık etmeyip bu zammı aynen yansıtıyorsanız, indirim gerektiği zaman da yapmak zorundasınız.
Bu indirimin gerektiği halde yapılmaması, vatandaşı ve sanayiciyi bu kriz ortamında, bilerek, daha da zora sokmak demektir, başka bir anlamı olamaz...
Ekonomiden sorumlu bakanlar indirim gereğine rağmen bu kararı önledilerse o zaman bunun tek sebebi olabilir; o da Botaş’ın, enerji KİT’lerinin yani toplam KİT dengesinin yüksek açığıdır. Botaş’ın mali açıdan zor durumda olması her ödemesinde sıkıntı çekmesi tüm ekonomi yönetimini zor durumda bıraktığı için, "madem öyle indirimi yapmayıp bir miktar kaynak sağlayın" demiş olabilirler. Bu kararı veren de tabi ki Başbakan’ın kendisidir...
Eğer bunu söyledilerse, bunun bir anlamı şudur ki; "Biz iyi yönetemedik, Botaş’ı bu kadar zor durumda bıraktık, o zaman kötü yönetimin faturasını halka ve sanayiciye ödetelim..."
Ekonomi kötü yönetiliyor, kriz döneminde bu kötü yönetim iyice ortaya çıkmaya başladı...