Finansal istikrar raporunu tüm AKP’liler okumalı

MERKEZ Bankası dün Finansal İstikrar Raporu yayımladı.

Bence bu raporu başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere, tüm AKP’liler okumalı. Bu rapor bence iyimser bir tonda hazırlanmış ama buna rağmen önümüzdeki tehlikelere dikkat çekmekten kendini alamamış.

Başta okuması gereken kişi ise Başbakan, çünkü Merkez Bankası bu raporunda bankacılık kesimine ilişkin, önümüzdeki dönem tehlikelere dikkat çekmiş. Bu tehlikelerin başında da banka karlılıklarının azalması ve tahsili gecikmiş alacaklarının artacak olması geliyor.

Gerçi banka genel müdürleri Başbakan kendilerine haksız yere kızsa da seslerini çıkarmayıp, hatta üzerine "Başbakan haklı" gibi demeçler veriyorlar ama, onlar söylemese de biz söyleyelim ki; Başbakan kredilerin geri çağrılması ve banka kárlarının yüksek olması nedeniyle bunu yapmamalarını istemekte, bence çok haksız...

Başbakan’ın neden haksız olduğu, Merkez Bankası’nın finansal istikrar raporunda açıkça yazıyor.

Raporda, "2008 yılının ikinci yarısında YTL’nin değer kaybetmesi, ABD Doları’nın Euro karşısında değer kazanması ve finansman maliyetlerindeki artışlara paralel olarak önümüzdeki dönemde, başta açık pozisyon taşıyanlar olmak üzere, reel sektör firmalarının mali bünyelerinde bozulma ve buna bağlı olarak borç geri ödeme kapasitelerinde gerileme beklenmektedir. Bu durum, Türk bankacılık sektörünün tahsili gecikmiş alacaklarında bir miktar artışa neden olabilecektir" deniliyor.

Banka kárlılıklarının azalacağı belirtilen raporda, küresel kriz nedeniyle dış finansman imkanlarının azalması ve sermaye çıkışlarının artmasının, bir yandan cari açığın finansmanı açısından sıkıntı yarattığı ama öte yandan enerji fiyatlarındaki düşüş, iç talepteki yavaşlama ile YTL’de gözlenen değer kaybının cari açığın hızlı bir şekilde daralmasına ve dolayısıyla dış finansman ihtiyacının azalmasına yol açacağı belirtiliyor.

Raporda bu yılki bütçe rakamlarının genelde olumlu seyretmesine karşılık, gelirlerin büyük bölümü tek defalık gelirler olduğu için, IMF tanımlı faiz dışı fazlada hedefin altında kalınmasının beklendiğine işaret ediliyor. Buradan yola çıkılarak, "Önümüzdeki dönemde, mali disiplinin korunması ve kalitesinin artırılması ekonomik istikrar açısından önem arz etmeye devam etmektedir" deniliyor.

KREDİ KARTIYLA VURULABİLİR

Raporda hem tüketicileri ilgilendiren hem de yine bu nedenle bankaların etkileneceği bir başka tehlikeye de dikkat çekiliyor.

Bankaların tüketici kredisi verme koşullarını sıkılaştırmalarına bağlı olarak önümüzdeki dönemde, bireylerin, kredi kartlarını bir kredi aracı olarak kullanmaya daha fazla yönelmelerinin muhtemel olduğu kaydedilen Raporda, "Tüketicilerin kredi ihtiyaçlarını, faizi tüketici kredilerine göre daha yüksek olan kredi kartlarıyla karşılamaları ise borcunu ödeyemeyenlerin sayısında artışa yol açabilecektir. Esas itibariyle bir ödeme aracı olan kredi kartlarının amacına uygun olarak kullanılmasına özen gösterilmesi, finansal piyasaların sağlığının korunması açısından önem arz etmektedir" deniliyor.

Bankacılık sektörünün kur riski taşımama eğilimini sürdüğü kaydedilen Merkez Bankası’nın Finansal İstikrar Raporu’nda bankacılık sektörünün bilanço içindeki açık ve bilanço dışındaki fazla pozisyonunun seviyesinin uluslararası piyasalardaki likidite koşullarına bağlı olarak azaldığı belirtildi ama buna karşılık sermaye yeterlilik rasyosunun yüksek olduğu, kötü senaryolarda bile sermaye yeterliliğinin devam edeceğinin hesaplandığı belirtildi.

Bence Merkez Bankası raporunda iyimser olan yön de zaten bu. Yani reel sektör çok zora girerse, şu anda yeterli görünen sektörün sermaye yeterliliği de tartışmaya açılabilir.

Başbakan Erdoğan eğer bankaların mali yapılarının bozulmasını istemiyorsa, artık bankaların üzerine bu kadar yüklenmeyi bırakmalı...
Yazarın Tüm Yazıları