Ekonomik gerçekler ölçüsüz tepki verince değişmiyor

FITCH’in Türkiye ile ilgili notunda görünümü değiştirmesi üzerine, bazı bakanlar ve yorumculardan gelen tepkileri görüyorsunuz.

En son bir Bakan, “Avrupa’daki sıkıntı nedeniyle sermaye Türkiye’ye akacaktı, Fitch’in bu hareketi sermayenin Türkiye’ye gelişini önlemek için yapıldı” demiş? Daha birkaç ay önce Fitch Türkiye’nin notunu artırdığında ise aynı bakanlar ”Nihayet gerçekleri görmeye başladılar” diye Fitch’i överek sözlerine başlayıp, hâlâ notun düşük olduğunu söylüyorlardı.
Bir başka Bakan ise Fitch’in kararını şirketin ortaklarından olan bir Fransız işadamına bağlamış ve Fransa’nın Türkiye’ye karşı hareketi olarak yorumlamış. Halbuki daha geçen hafta Fransa Dışişleri Bakanı Ankara’da idi ve Davutoğlu ile birlikte, Suriye işi başta olmak üzere, işbirliği mesajları veriyorlardı...
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek gibi isimler ise, Fitch’in bu kararı için yine tepki verdiler ama onların tepkileri o kadar ölçüsüz değildi, “Bunlar hep arkadan gelirler zaten” türü demeçlerdi.
Özetle; önce davranıp not artıran rating kuruluşu Fitch’in, yine herkesten önce davranıp, risklerin büyüdüğüne işaret ederek görünümü değiştirmesi ölçüsüz tepkilere neden oldu. Adamların söylediği şu; cari açık yüksek kalmaya devam ederken enflasyon da ciddi olarak artma eğilimine girdi. Merkez Bankası da enflasyonla mücadele konusunda güven veren işler yapmıyor. Avrupa’daki kötü gidişat da göz önünde tutulduğunda, Türkiye ekonomisindeki risklerin büyüdüğü gözleniyor, o nedenle görünümü değiştiriyorum. Bu sayılan risklerin büyüdüğüne ilişkin kaygılar gerçek değil mi? Tabi ki bakanlar böyle tepki verince, “koşulsuz iktidar destekçileri” de, işi abartıp, Fitch’in bu kararından yola çıkıp, “Türkiye’nin düşmanları ve onların kurdukları komplolar”a dönük senaryolarını çeşitlendirerek yine ortaya attılar.
Fitch dahil rating kuruluşlarının verdikleri puanlar, değiştirdikleri görünümler, ülkeler arasındaki farklılıklar tabi ki tartışmaya açık konular. Hele ki bugünlerde, kimse ratingcilerin verdikleri puanlardan memnun değil. Bu sadece bize özgü de değil. Ancak tartışmanın bilimsel bazda yapılması yerine hamasetle karşılık verilmesi, iyilik değil kötülük getirir.
Burada sayılan gerçekler, bunların riskleri ne kadar değiştirdiğini tartışmak yerine, kategorik olarak bu kuruluşları ”düşman” ilan edip, küfüre varan ölçüsüz tepkiler Hükümete de yarar getirmez aksine zarar verir. Bu gerçekleri zamanında tartışmazsanız, fatura daha da büyür.
IMF’NİN TAHMİNLERİNE NE DENMİŞTİ?
Fitch’in kararına verilen son tepkiler bana geçen temmuz ayında IMF’nin dünya ekonomisiyle birlikte değiştirdiği Türkiye’ye ilişkin tahminlerini yayımlamasına verilen tepkiyi hatırlattı.
9-10 Temmuz G-20 toplantısı sonrası açıklanan yeni IMF raporunda Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminleri 2011 için yüzde 8.7, 2012 için yüzde 2.5 olarak değiştirilmiş, 2011 son çeyrek ile 2012 son çeyrekleri arasında yüzde 0.5 ekonomik gerileme öngörülmüştü. Bununla birlikte cari açığın milli gelire oranı için bu yılki oranın yüzde 10.5’e çıkacağı, 2012’de yüzde 9.8, 2013’de yüzde 9.9 olacağı tahmini yapılmıştı.
İlk kez bu köşede yer alan IMF’nin bu tahminlerine Hükümetten ve yazarlardan gelen tepkileri bir hatırlayın. En kibarı Babacan bile “IMF uzmanları hesap bilmiyor” diye tepki vermişti.
O dönem bu tahminleri bir uyarı olarak almak yerine ölçüsüz tepkiler verdik de, gerçekler değişti mi? Şimdiden cari açığın milli gelire oranı yüzde 10’un üzerine çıkmadı mı? Şimdiki enflasyonun seyrine bir bakın, o dönemki IMF’nin tahminleri aslıda çok iyimser kalmadı mı?
IMF’nin “Önlem alın yoksa, büyüme düşerken bile cari açığınız yüksek kalacak” uyarısı olarak algılamamız gereken tahminlerine karşı küfür ettik de ne oldu, gerçekleri değiştirdik mi?
Tüm bunların üzerine “finansal istikrar” deyip her gün karar değiştirip, asıl önlem olan faiz artırımından kaçınarak, enflasyonda geldiğimiz nokta, bu Fitch bunu görüp görünümü değiştirdiğinde, nerede hata yaptığımızı oturup düşünmek yerine, hâlâ küfürle karşılık veriyorsak, bu ülkeye kötülük etmiş olmuyor muyuz?
Yazarın Tüm Yazıları