Daha IMF gelmeden büyüme yüzde 2’ye iniyor

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan yaklaşık iki ay önce "IMF’yle anlaşma" isteyenlere, "Büyümenin yüzde 2-3’lere düşürülmesine izin veremeyiz" diye yanıt veriyordu. Türkiye’nin genç bir ülke olduğunu, büyümesi gerektiğini, IMF’nin bu yöndeki dayatmalarına pabuç bırakmayacağını, "bedeli ne olursa olsun" IMF’nin harcamaların azaltılmasını istemesine karşı çıkacaklarını söylemişti...

Daha sonra krizin hiç de ucuz söylemlerle geçiştirilemeyeceğini görünce, gitti IMF ile anlaşma istedi, ABD ve Almanya liderlerine "IMF’ye söyleyin bize iyi davransınlar, anlaşma yapalım" dedi ve bunun üzerine görüşmeler başladı.

Başbakan’ın bu kadar direnmesinin, geç kalarak ülke ekonomisini bu kadar tehlikeye atmasının sebebi yüzde 2 yıllık büyümeye razı olmamasıydı... Bütün bu hesaplar 2009 için yapılıyordu. 2008’de yüzde 4-5 büyüme sağlanması sanki garantiymiş gibi davranılıyordu.

Son rakamlara ve tahminlere baktınız mı? Bu yılki büyümenin, bu gidişle yüzde 2 civarında olacağını söylediğimiz zaman bunu abartılı ve karamsar bulan bankacılar bile, artık son tahminlerinde bu yılki büyümenin yüzde 2’de kalacağını söylemeye başladılar.

Yani daha IMF gelmeden Türkiye’nin yıllık büyümesi yüzde 2’ye düşüyor. Yani Başbakan’ın 2009 yılı için dayanamayacağını söylediği yüzde 2’lik büyüme, bu yıl başımıza geliyor.

2009’DA YÜZDE 2 HAYAL

Yani son iki çeyrek nedeniyle, büyüme 2008’de yüzde 2’ye düşüyorsa, 2009 yılı için bu rakamı bulmanın bile hayal olduğu artık bir gerçek...

Tekrar hatırlatalım; bütün bunlar henüz IMF gelmeden başımıza geliyor.

Henüz IMF ile masaya oturulup 2009 bütçesi için yazılan gelirlerin ne kadar abartılı olduğu, buna göre saptanan harcama kalemlerinin bu seviyede kalamayacağı, özellikle yatırım harcamalarında büyük kısıntıya gidilmesi gerektiği ortaya çıkmadan önce bunlar oluyor.

Peki, o zaman Başbakan IMF ile anlaşma yaparak, o kabul etmediği yüzde 2’lik büyüme rakamının çok daha altına inileceğini bilmiyor mu? Resmi rakam daha yüksek olsa da gerçekleşme daha düşük olacak. Bu kadar düşük büyüme IMF’in suçu mu olacak?

BÜTÜN VERİLER KÖTÜLEŞTİ

Bütün suç geç kalan, güvensizliği had safhaya ulaştıran, krizin yönetilmesi konusunda büyük bir tedirginlik yaratan AKP Hükümetine, Başbakanın kendisine ait değil mi?

İç talebin büyümeye katkısı ikinci çeyrekte yüzde 1.1’e inmişti. Piyasaları yakından izlemeye alan bankacılar, ekim ayı geçici verileri ve Kasım ayına ilişkin ilk verilere bakarak, ekonominin ciddi biçimde daraldığını, üçüncü çeyrekte içtalebin büyümeye katkısının bu kadar da olmayacağını söylüyorlar.

Otomotivde ekim ihracat ve iç satışlarda yüzde 30’ları aşan daralma var, giyim sektöründe ihracat ve üretimde eylül ayında bir miktar toparlanma var. Ancak geçen yıla göre halen negatif performans görülüyor. Çimento iç satışlarında düşüş hızlandı, ihracat hacmi yetersiz, stok seviyesi giderek artıyor.

SADECE TURİZMDE ARTIŞ VAR

Elektrik üretim ve tüketiminde daralma giderek belirginleşiyor, bir tek turizmde turist sayısında artış var, bir de tarıma ilişkin iyi haberler gelme ihtimali.

Havayolu taşımacılığında iç hat yolcu trafiğinde daralma, dış hat yolcu trafiğinde yavaşlama bile saptanmaya başladı.

Bu öncü verilerin dışında, Anadolu’dan işadamlarıyla konuştuğunuzda ciddi biçimde feryat ettiklerini görüyorsunuz. AKP’ye kendini yakın hisseden işadamları bile artık çok geç kalındığını, güvensizlik oluştuğunu bu nedenle harcamaların kesildiğini, bu durumun doğrudan üretimlerine de yansıdığını söylüyorlar.

Adını koyalım; AKP Hükümeti ekonomik krizin hasarını gidermekte geç kaldı, fatura giderek büyüyor, hálá ayak sürünüyor.
Yazarın Tüm Yazıları