Cari açık için kalıcı çözüm zamanı

YENİ Hükümetin kurulması, ekonomi yönetiminin aynen kalmasının ardından ekonomiye dönük ciddi tedbirler alınması yönündeki beklentiler de yükseldi.

‘Ekonomideki en büyük riski oluşturan cari açık konusunda’ kısa dönemde ciddi tedbir alınacağı yönündeki umutlar azalsa da, mevcut ekonomi yönetiminin orta dönemde yapısal sorunları çözme ihtiyacı duyan bir deneyime sahip olması, daha sonrası için piyasalara ve işalemine umut verdi. 

Kısa dönemde cari açık hala çok büyük bir risk oluşturmaya devam ediyor. Bu nedenle özellikle yabancıların kısa dönemde önlem alınma beklentisi azaldığı için, son dönemde piyasalarda belirli bir tedirginliğin yaşandığı da gözleniyor. Hükümetin, daha çok da Başbakanın büyümeden taviz vermeye yanaşmaması nedeniyle, belli oldu ki; bu risk bir süre daha devam edecek. Bu riskin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinde ise küresel ekonomideki gelişmelerin çok önemli bir rol oynayacağı anlaşılıyor. Buna karşılık orta ve uzun dönemde, cari açık başta olmak üzere, ekonomide kalıcı istikrar sağlanmasının önündeki engeller, mevcut ekonomi yönetimince iyi biliniyor. Her ne kadar geçmiş dönemde bu yöndeki saptamalarına rağmen kalıcı yapısal tedbirler aldıramasalar da, ekonomi yönetiminin bu yapısal tedbirleri önümüzdeki dönem gündeme getirmesi bekleniyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da yeni Hükümetin kurulmasıyla ilgili kutlama mesajında ağırlığı bu konuya verdi. Türkiye ekonomisinin son dönemlerde çok önemli bir ivme yakaladığını, yılın ilk çeyreğinde rekor kırdığını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Şimdi öncelikli beklentimiz özellikle sanayinin ithal ara malı gereksinimini azaltacak cari açığı risk unsuru olmaktan çıkaracak ve üretim yapımızı değiştirecek adımların atılmasıdır” dedi ve yeni kabinenin adım atacağına inandığını söyledi.

İşalemi ve Hisarcıklıoğlu, cari açık ve ithal ara malı konusunu, işler iyi olduğunda, 2007 yılından beri, dile getiriyor. Teşvik sisteminin buna göre yeniden düzenlenmesi çok istendi ama şimdiye kadar bu yapılamadı.

ENERJİ YETMEZ, YAPISAL TEDBİRLER GEREK

Hükümet şimdiye kadar cari açığı çok büyük ölçüde enerji ithalatına ve dünya enerji fiyatlarının artmasına bağlama eğilimindeydi. Ancak ekonomi yönetimi de biliyor ki; cari açık problemi  sadece enerji maliyeti ile büyümüyor. Son dönemdeki gelişmeler çok daha köklü sorunlar olduğunu ortaya koydu.  Başbakan Erdoğan da Hükümet programın sunarken, bir yandan yapısal sorunlara değinirken öte yandan ise yine sorunu enerjiye bağlama eğilimindeydi ama öte yandan verdiği rakamlarla yapısal sorunu itiraf etmiş oldu. Cari açığın milli gelire oranının 2008 yılında yüzde 5.7 iken 2010 yılında yüzde 6.5 olduğunu hatırlatan Başbakan, “Enerji fiyat etkisinden arındırıldığında ise bu oranlar sırasıyla yüzde 1.8 ve yüzde 4’e geriliyor” dedi. Bu rakamlar da cari açığın milli gelire oranında enerji fiyatları etkisinden çok daha büyük bir bozulma olduğunu zaten ortaya koyuyor.

Erdoğan, Hükümet programı açıklamasında ileriye dönük teşvik sisteminde öncelik verilecek, rafineri gibi, belli sektör ve projeleri saydı. Ancak herkes biliyor ki; bunlar cari açık sorununu kalıcı olarak çözecek, ithal ara malı ithalat gereksinimini azaltacak tedbir ve projeler olmaktan epeyce uzak.

Türkiye’nin IMF ile ilişkiyi kestiği 2007 yılından bu yana kalıcı, yapısal tedbir niteliğinde ciddi bir ekonomik adım atmadığını herkes gibi ekonomi yönetimi de biliyor. Durumu idare etmenin ötesinde, Türkiye ekonomisinde kalıcı ve istikrarlı büyümeyi sağlayacak olan yapısal tedbirleri, Hükümetin dış baskı olmadan da alıp alamayacağını, önümüzdeki süreçte yeniden test etmiş olacağız.
Yazarın Tüm Yazıları