BU köşeyi okuyanlar, KİT zamlarına ilişkin olarak mutlaka maliyetlerin fiyata yansıtılması gerektiğini, sübvansiyonların fiyatları çarpıtıp verimsizliği körüklediğini ve ekonomik dengelere hasar verdiği görüşünde olduğumu iyi bilirler.
Hatta zamlarla ilgili olarak "yapılmalı, geciktirilmemeli" dediğimde, çok da tepki almışımdır.
Bunları şunun için hatırlatıyorum ki; hafta sonunda yapılan yüzde 22’lik doğalgaz zammının savunulacak hiçbir yeri yoktur. Çünkü bu zam, geçmişte yapılan ve hala devam eden hataların bir sonucu olarak halka ve üreticiye çıkarılmış çok büyük bir faturadır.
Yapılan bu yüksek zammın, tümüyle dünyada artan doğalgaz fiyatlarına bağlı olarak yapılan bir zam olduğunu söylüyorlar ama doğru değil. Bu zam aynı zamanda Botaş’ın kötü yönetilmesi nedeniyle artan maliyetlerin sonucu çıkan yüksek oranlı bir zamdır.
Botaş kötü yönetildi çünkü hükümet popülizm yapacağım diye yanlış kararlar aldı, Botaş yönetimi de sesini çıkarmayıp, bu yanlış kararları uyguladı.
Botaş doğalgazı dışarıdan alıp içeride satan bir kuruluştur ve doğalgazın iletildiği boru hatlarının da sahibidir. Ticaret yapıp kar yapması beklenen Botaş buna rağmen büyük bir batık içindedir ve açıklarını kapatmak için bankalardan kredi bile alamaz hale gelmiştir.
Bunun nedeni açık: Hükümet 5 yıl boyunca elektriğe zam yaptırmadığı için, Botaş elektrik üreten kuruluşlara sattığı doğalgazın bedelini alamamıştır. Ayrıca yine hükümet Ankara Büyükşehir belediyesi başta olmak üzere, Botaş’ın gazı satıp da alacağını tahsil edemediği belediyelere "kıyak" çektiği için Botaş’ın açığı daha da büyümüştür.
Yani doğalgaz zammının bu kadar yüksek olmasının nedeni; hükümetin popülist uygulamaları sonucu biriken yüktür ve sonunda bu fatura halka ve üreticiye çıkmıştır.
Elektrik zammı için onlarca karar hazırlanmış hepsi Başbakan’dan geri dönmüştür. O dönemde "bunun faturası çok kötü çıkacak" dediğimizde Başbakan yine kızmıştı.
Şimdi "ekonomide gerekenin zamanında yapılması"nın önemini anlıyor mu acaba?
Vergiyle oynanıp zam dengelenebilirdi
BAŞBAKAN IMF ile anlaşma konusunda sürekli olarak "Bizi yüzde 2-3 büyümeye kimse mahkum edemez","altyapı yatırımlarını da üstyapı yatırımlarını engelleyemezler" diyor. Siz yüzde 60-70 doğalgaz zammı, elektrik zammı yaparsanız, üretiminin en önemli girdisi enerjiyi bu kadar pahalandırırsanız, sanayicilerin üretim gücünü elinden alırsınız. O zaman da zaten büyümeyi kendi elinizle baltalamış olursunuz. Yani bir yandan IMF’e büyümemizi engellemek istiyor o nedenle anlaşamam deyip, öte yandan bu kadar yüksek zam yapılmaz.
Peki, bu kadar yüksek zam yapılmayabilir miydi, bunun teknik bir açıklaması var mı?
Her şeyden önce şunu söyleyelim ki; dünya doğalgaz fiyatları, dünya petrol fiyatlarının peşinden gelir ve petrol fiyatlarındaki artış 6- 9 ay sonra doğalgaz fiyatlarına yansır. Yani şu anda dünya doğalgaz fiyatları yüksek seviyesinde ama Ocak-Şubat gibi düşecek. Bence hükümetin amacı, tam seçim öncesinde doğalgaz fiyatlarını indirip halka şirin görünmek.
Hem dünya fiyatları yüksek, hem kurlar yükseldi, hem alacaklarını tahsil edemeyip
mali yapısı bozuk, o nedenle Botaş’ın zam gereği yüzde 22’yi buluyor.
Halbuki hükümetin bu zam gereğine rağmen vergiyle onayarak bu kadar zam yapılmasını engelleme imkanı vardı. Daha önce elektrikte çok yaptılar; elektrik maliyeti yükselmesine rağmen geçici olarak vergiyi düşürüp zam yapmadan sıkıntılı dönemi geçtiler.
Şimdi aynısını doğalgaz için yapabilirler, vergiyle oynayarak hem dünya fiyatlarının düşeceği dönemi, hem kurların düşebileceği ortamı bekleyip, zammı daha az tutabilirlerdi.
Ama bunun yerine, üretimi durdurmak pahasına yüksek zam yapıp, seçim öncesi indirim yaparak oy toplamayı tercih ettiler. Yani fiyatlarda istikrarı bilerek bozdular...
Küresel kriz döneminde alınacak önlemler asıl böyle önlemlerdir, bazı ülkeler bunu yapıyor.
Bizdekinin adı ise kötü yönetimdir. Daha önce elektriğe, doğalgaza yıllarca zam yapmayıp sonra böyle bir dönemde bu kadar fahiş zamlar yapmanın adı başka bir şey değildir...