3.6’lık ekonomik küçülme gerçekçi bir hedef

DÜN 3 bakan tarafından açıklanan yeni ekonomik hedefler, genel olarak gerçekçi sayılabilir. Özellikle 2009 yılı için daha önce yüzde 4 olarak belirlenen büyüme hedefinin, yapılan revizyonla yüzde 3.6 oranında gerilemeye çevrilmesi, siyasi sakıncalarına rağmen bunun yapılabilmesi bence çok önemli idi.

Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, saptanan yeni hedeflerin amacını, "orta vadede mali disipline dönülmesi için gerekli olan güveni sağlamak" olarak belirtti. Bu güvenin oluşturulması için ise gerçekçi revizyonların yapılmasının önemi büyüktü ve bence ekonomi yönetimi gereken cesareti gösterdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın daha önce söylediği "eksi büyüme olmaz" sözleri nedeniyle, açıkcası böylesine gerçekçi büyüme rakamları saptanmasını beklemiyordum. Yine iyimser bir revizyon yapılıp, yüzde 2.5, en çok yüzde 3 eksi büyüme yani gerileme rakamının revize rakam olarak açıklanacağını sanıyordum ama bence çok daha ileri bir adım atılmış, yani güven vermek açısından çok iyi oldu.

Dün açıklanan katılım öncesi ekonomik program hedefleri nihai hedefler olarak kalacak mı, yoksa IMF görüşmeleri sonrası bu rakamlar da değişir mi derseniz, açıkcası değişse bile çok önemli değişiklikler olacağını sanmıyorum. Belki Nazım Ekren’in takvim vererek belirttiği, "mali kuralın 2011’de uygulamaya girmesi" gibi, bazı yapısal tedbirlerin IMF müzakereleri sonrası öne çekilmesi söz konusu olabilir ama bütçe ve makro büyüklükler konusunda çok önemli değişiklikler yapılmasını beklemiyorum.

Ancak buna rağmen ekonominin baz alacağı asıl hedefler, mayıs ayında açıklanacağı söylenen orta vadeli ekonomik program ve bununla birlikte açıklanacak orta vadeli mali programla kesinlik kazanmış olur. Çünkü bu metinler içinde IMF ile yapılacak anlaşmanın kesin hali de bulunacak.

IMF ile yapılacak görüşmelerde ekonominin çok daha detaylı inceme fırsatı olacağı ve küresel ekonomi için IMF’in 22 Nisan’da açıklayacağı, küresel ekonomiye ilişkin son revizyonların da yer alacağını unutmayalım. Bu nedenle kesin ekonomik hedeflere IMF anlaşmasından sonra bakmak lazım.

ENFLASYONA DİKKAT

2009 yılı için açıklanan yeni hedefler piyasalar tarafından da genel olarak "gerçekçi, dolayısıyla da olumlu revizyonlar" olarak algılandı. Buna karşılık 2010 ve 2011 yılına ilişkin revize edilen rakamlara biraz daha şüpheyle yaklaşmak mümkün. Gerçi 2010 yılında artık baz yıl olacak 2009 yılı eksi büyüme ile düşük kalacağı için, artı bir büyüme rakamına ulaşılması mümkün ama bu rakam programda yazan yüzde 3.3’e ulaşır mı, bence biraz şüpheli.

Bunun da dışında asıl sorun 2010 ve 2011 enflasyon oranlarında çıkabilir. Çünkü büyüme ile birlikte, yani talebin artması ile birlikte birikecek olan fiyat artışlarının peşi sıra gelmesi, mali disiplin sıkı tutulmadığı takdirde bunun enflasyona yansıması kaçınılmaz gibi görülüyor. Aynı şekilde 2011 yılı için alınan yüzde 5.5’lik enflasyon hedefinin gerçekleşmesi de, şu anki koşullarla bakıldığında çok zor gözüküyor.

Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, revize rakamlarla birlikte alınacak tedbirleri de kaba hatlarıyla açıkladı. Ancak bu tedbirlerin içinin çok daha detaylı biçimde doldurulması, daha güvenilir olması için belki tek tek takvimlendirilmesi de gerekiyor.

IMF ile yapılacak yeni teknik görüşmelerin biraz gecikeceği de bu toplantıyla ortaya çıktı. Bu bence her şeyden daha dikkatli bakmamız gereken bir gelişme. Çünkü açıklanan bu rakamların tam olarak güven vermesi için IMF ile yapılacak görüşmeler sonrası, 3 yıllık stand-by anlaşmasının yapılması, dolayısıyla bu rakamların tescil olması gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları